MESUDE ERŞAN
@mesudersan
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Oya İtil, pandemiyle mücadelede aşılanmanın önemine dikkat çekerek, “Biz de aşıya karşı olanlara karşıyız” dedi.
Covid-19’un durmadığını, virüsün mutasyon oluşturma hızının da artığını belirten Prof. Dr. İtil, pandeminin denetim altına alınması için aşılamanın yaygınlaşması ve hızlanmasının elimizdeki en önemli mücadele aracı olduğunu söyledi.
Son 1,5 yılda resmi rakamlara göre yaklaşık 57 bin kişinin Covid-19 nedeniyle yaşamını kaybettiğini hatırlatan Prof. Dr. İtil, “Aşı temel bir insan hakkı. Aşılar hastalığın ölümcül ve ağır formlarından koruyor. Özellikle Delta varyantına bağlı ağır enfeksiyonları, hastaneye yatışları ve ölümleri etkili şekilde azaltıyor” dedi.
Halen yaşadığımız dördüncü dalgadan en çok ve en ağır etkilenen grubun aşılanmamış, eksik aşılanmış insanlar olduğunu bir kez daha hatırlatan Prof. Dr. İtil, “Aşı karşıtlarını, hem kendi hem yakınları hem de toplum sağlığı için sorumlu davranmaya ve aşılanmaya çağırıyoruz” dedi.
Pandeminin ve virüsün, mutasyon oluşturma hızının da arttığını belirten Prof. Dr. İtil, şöyle konuştu: “Salgının denetim altına alınması için aşılamanın yaygınlaşması ve hızlanması elimizdeki en önemli mücadele aracı. Tüm toplumu tam doz aşılanmaya çağırıyoruz. Salgın uzadıkça aşı karşıtlığı da neredeyse aynı hızla tüm dünyada ve ülkemizde yayılıyor. Oysa ki elimizde en önemli salgınla mücadele aracımız aşı. Aşılamanın yaygın, etkin yapılabilmesi pandemiyle mücadelenin olmazsa olmazı.”
‘En çok grip-Covid ayrımında zorlanacağız’
Genel aşılamanın yüzde 70- 80’e ulaşması durumunda kapanma, izolasyon ve karantina önlemlerine gerek kalmayacağını söyleyen Prof. Dr. İtil, “En yoksul ve dezavantajlı insanın bile yaşama olasılığını artıran aşıyı savunmalı, ücretsiz, yaygın ve hızlı aşılanmayı teşvik etmeliyiz” dedi.
Aşılama oranları henüz hedeflenen rakamlara ulaşmasa da toplumda yüksek düzeyde güvenlik algısına yol açtı. Maskeler artık çene altı ya da kollarda bile değil. Hem açık hem de kapalı alanlar kalabalık ve iç içe. Tüm bu gevşemeler, hastanelere ve vaka sayılarına yansıyor. Prof. Dr. İtil, “Maske ve mesafenin bırakıldığı, kapalı ortamlarda kalmanın daha da yoğunlaşacağı önümüzdeki kış aylarında en çok zorlanacağımız konu grip-Covid ayrımını yapmak olacak. Özellikle iki yıldır gribe karşı kaybedilen bağışıklıktan sonra bu sonbahar aylarında grip aşısı olmamız büyük önem taşıyor. Öncelikli gruplar ücretsiz aşılanmalıdır. Aksi halde yaşlı ve kronik hastaların dışında düşük sosyoekonomik gruba aşı ulaşmaz” dedi.
Okullardaki önlemler çok önemli
Sınıfların teker teker kapatılmasının alınan önlemlerin yetersiz olduğunu işaret ettiğini belirten Prof.Dr. İtil, şunları söyledi: “Biz okulların güvenli bir şekilde açık kalmasını istiyoruz. Çok ivedi olarak sınıf mevcutlarını azaltmaya yönelik önlem alınmalı. Olanak varsa günlük eğitim süresi ikiye bölünerek sabahçı-öğlenci veya mümkün değilse haftada üç gün seyreltilmiş eğitim olabilir. Her iki seçenek de tamamen kapatılmasından iyidir. Okullarda çıkan vakalar, vakanın yaşı, cinsiyeti, sınıftaki öğrenci sayısı, maske kullanımı, aşılama oranı gibi konularla ilgili sağlık ve Milli Eğitim bakanlıkları toplumu bilgilendirmek, ailelerin kaygılarını azaltmak için tüm verileri şeffaf bir şekilde paylaşmalı.”
Hızlı testler yaygınlaşmalı
Coivd-19 vakalarının hızlı yakalanması ve gerekli önlemlerin alınması için periyodik olarak hızlı testler yapılmasını öneren Prof. Dr. İtil, “Kapalı ortamda çalışılan iş yerleri, hastane ve okul çalışanları, öğrenci ve öğretmenlere periyodik hızlı testler yapılmalı. Böylece okullar da uzun süre açık kalabilir. Ayrıca gerçek filyasyon yapılmalı. Filyasyon diyerek sadece Favipiravir verilmemeli” dedi.