Bir ülkenin dış politikası, elbette her zaman o ülkenin iç dengelerinin bir sonucudur.
Ancak bu sene, öyle görünüyor ki, Türkiye’nin iç politikası, daha doğrusu Erdoğan Yönetimi’nin belirlediği yeni Anayasa ve başkanlık sistemi hedefleri, Türkiye’nin uluslararası siyasetini çok daha baskın biçimde belirleyecek. Bu açıdan Türk-Amerikan ilişkileri ekseninde de yıl içinde karşımıza şöyle bir tablo çıkacağını varsaymak sanırım mümkün.
…
6- İşin ikili ilişkiler kısmına gelince… 24 Kasım’da Rus uçağını düşüren Türkiye’nin Washington üzerinde özellikle son birkaç yıldır kullandığı “Rusya’ya yanaşırım” kartını artık kaybetmiş olması, işin en can alıcı kısmını oluşturuyor. Bunun Türkiye’nin bölgede kendince belirlediği kırmızı çizgilerden Kıbrıs’ta girilen müzakere sürecine, her alanda bir sonucu olacaktır. Ve Washington’ın Türkiye üzerindeki etkisi, bu bağlamda artacaktır. 2016’nın ABD’de seçim yılı olması, Obama’nın Oval Ofis’teki son senesinde geriye bırakmak isteyeceği dış politika mirasına son şeklini vermek isteyecek olması da işin belirleyici kısmını oluşturacaktır.