• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

'Türkiye rönesans geçiriyor'muş… Alev Alatlı yanıtını almalı!

12/12/2014 22:39

 

NURAY MERT sonNURAY MERT

Düşünsel fukaralığa düşmüş toplumlarda ‘aforizma’ kuram sayılır. Edebiyat ile siyasal, toplumsal kuram ve düşünce zayıf biçimde buluşur.

Alev Alatlı, yıllardır böylesi bir alanda yazar, çizer. Romanlarında toplumsal, siyasal tartışmalar karakterlere bürünür. Zaman zaman aykırı olduğunu düşündüğü çıkışlarla gündeme gelir Alatlı.


Ama amacım, ne edebiyatçılığını, ne düşünsel dünyasını tartışma konusu etmek. Son olarak aldığı cumhurbaşkanlığı ödülü vesilesiyle yaptığı konuşma bile, doğrusu pek ilgimi ve tepkimi çekmedi. Ta ki CNN Türk’te bu gece Şirin Payzın’ın konuğu olarak söylediklerini duyana dek.

Bunları söyleyen yanıtını almalı

Ben televizyonu açtığımda, Türkiye’de iktidar dışında herkesi ve her şeyi topa tutuyordu. Önceliği basına eleştirileriydi.

Konuşması yeterince ilgi çekmedi de doz artırmaya mı karar verdi bilemiyorum ama, doğrusu program süresince söyledikleri ilgilenilmeyecek gibi değildi! Bunları söyleyen, yanıtını almalı diye düşünüyorum.

Rönesans mı?

İktidarı isteyen beğenir över, isteyen beğenmez eleştirir, bu noktada sorun yok. Alev Hanım’ın basın veya ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, siyasal otorite yoğunlaşması gibi gözlemleri veya sorunları olmayabilir.

Neticede kendisi devletçi, milliyetçi, Avrasyacı/Doğucu ve kafası çokça karışık biri. Ama mevcut tabloyu bize ‘Türkiye Rönesans geçiriyor’ diye yutturmaya çalışması sessiz kalınacak gibi değil.

Sefaletten sefalete

Belli ki Türkiye’de eskiden ‘ak’ denilene şimdi ‘kara’ denilmesini büyük bir düşünsel devrim sanıyor. Büyük düşünsel değişimler bir uçtan diğerine savrulmakla değil, düşüncenin mahiyetiyle ölçülür. Türkiye’nin mevcut düşünsel değişimi bırakın Rönesans’ı, olsa olsa sefaletten sefalete sürüklenme diye tanımlanabilir.

Tam da bu yüzden, ortalığı yeni bir düşünsel dünyanın kuruluşunu muştulayan metinlerden ziyade beşinci sınıf polemikler sarmış vaziyette. Sanatsal uyanış ise TOKİ evleri, Çamlıca Camii ve ‘Ak Saray’ kıvamında. Oldukça ilginç bir Rönesans anlayışı doğrusu. Kendisine Jeff Koons ile tanışmasını tavsiye ederim.

Evet, alçakça

Diğer taraftan, Alev Hanım’a göre, “Yüzde 52 oy aldığı için Erdoğan’ın gözünü oymak, alçakça bir iş.” Bana göre de tüm toplumsal muhalefeti böylesi bir satıra sığdırmak pek alçakça bir iş. Pek hakkaniyetsiz, pek seviyesiz, fazlasıyla sırıtan, çiğ bir iş.

IŞİD ve Aydınlanma bağlantısı kurmak gibi, pek bilgece sandığı işler, artık çok bayatlamış tezler. 11 Eylül’den hemen sonra, John Gray, El Kaide merkezli olarak bu tezlerin kitabını yazmıştı, sonrasında harcıalem oldu. Keza Aydınlanma eleştirisi de post-modern kuramların suyunun suyu. Böylesini eline kalemi alan pek çok ergen yapıyor.

İdealist değil, elde patlayan dış politika

Alev Alatlı’yı kalbinden vuran, Türkiye’nin Suriyelilere ‘kucak açma’ mevzusu da, pek derin bir iştir. Meselenin idealist dış politika değil, elde patlayan dış politikanın sonucu da olmuş olabileceğini düşünmesinde fayda var.

Ama zaten tüm olayları o kadar başka bir gezegenden izliyor gibi ki Suriye meselesi solda sıfır kalır. Alatlı’nın ülkenin yitirdiği ‘kod birliği’ endişesi, tam da türdeşlik arayışına zemin teşkil edecek cinsten. Yıllar önce icat ettiği, olur olmaz tedavüle soktuğu ‘afazi’ kavramı ise kusura bakmasın ama, sadece okur yazar cahilleri etkileyebilecek cinsten.

‘Affedersiniz’ Alev Hanım…

Alatlı’nın asıl mesesi ise ‘ülkenin bağımsızlığı’ imiş! Ne tesadüf Ergenekoncu diye içeri tıkılanların da benzer iddiaları, karanlık işleri meşrulaştıracak benzer mazeretleri vardı. Zaten konuşmasının bir yerinde İsviçre’de Doğu Perinçek’e yapılanları kınamadan geçemedi.

Tabii en önemlisi, ödül merasimi için hazırladığı metinde, aykırı ve eleştirel tutum olarak ‘nefret söylemi’ne bayrak açmasını örnek göstermesi. ‘Ermeni Soykırımı yok’ diyenler nefret söylemi bağlamında cezalandırılıyormuş; bu, düşünce özgürlüğüne aykırıymış…

Tartışılabilecek bir konu tabii, ama Alev Hanım sizin haberiniz yok galiba, bu ülkede ‘Ermeni Soykırımı yok’ diyenler değil, ‘Var’ diyenler cezalandırılıyor. Hayranı olduğunuz Cumhurbaşkanı, ‘Ermeni’ derken, alışkanlıktan olsa gerek, başına ‘Affedersiniz’ ekliyor. Bu ülkede zulüm ‘nefret söylemi’ne karşı alınan hukuki tedbirlerden kaynaklanmıyor, tam tersine nefret söylemi almış başını gidiyor.

Ödülünüzün keyfini çıkarın

Hem düşünce özgürlüğü denilince, Alev Hanım’ın aklına ilk ve tek olarak ‘Ermeni Soykırımı yok’ diyenlerin düşünce ve ifade özgürlüğünün gelmesi, her şeyi yeterince açıklamıyor mu?

İlahi Alev Hanım, oturup ödülünüzün keyfini çıkarın. Düşünce ve ifade özgürlüğü mağduru bunca insanın yaşadığı ülkede mahcup olmak yerine bir de işi ilerletip bu iktidarın mağdur ettiklerine sataşmak neyin nesi?

Biliyoruz, siz devleti çok seviyorsunuz, heyheyli devlet fikri de çok hoşunuza gidiyor olabilir, ama öylesi bir devlet ve siyaset anlayışının zulmüne uğrayan bunca insan varken hiç olmazsa ortalara dökülüp daha fazla asap bozmayın.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Nuray Mert

SON HABERLER

Dünyanın en büyük tavuk ihracatçısında kuş gribi salgını: Acil durum ilan edildi

Dünyanın en büyük tavuk ihracatçısı Brezilya’da ticari kümes hayvanları arasında ilk kez kuş gribi salgını yayıldı. Çin salgın nedeniyle Brezilya’dan ithalatı 60 günlüğüne durdurma kararı aldı.

Danıştay tescilledi: Yemek kartları SGK priminden muaf

Yemek Kartı Hizmetleri Derneği, Danıştay’ın nihai kararıyla yardımların SGK priminden muaf olduğunu tescillendiğini bildirdi.

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Senyör Amicis’in bana hediyesi. 1874’te geldiği İstanbul hakkındaki kitabını 1877’de yayınladı. Ben 2025’te okuyup peşine düştüm ve buradayım; Topkapı Restaurant.

Ruslar müzakerelerden memnun: Büyük esir takası yapılacak

İstanbul’da Ukrayna’yla müzakerelere katılan Rus heyeti, sonuçlardan genel olarak ‘memnun’ olduğunu duyurdu.

Yeni Akit 'ödül'ünün hakkını verdi: CHP'liler yine bir şey çeviriyor…

Yeni Akit gazetesinin internet sitesi yalanlanan ölüm haberini ‘CHP’liler yine bir şeyler çeviriyorlar…’ diye duyurdu. CHP İzmir Milletvekili Sevdan Erdan Kılıç, “Gazetecilik değil, nefret tacirliği yapıyorlar” dedi.

Adaleti savunmak, bir mecburiyettir
 'Osmanlıca' savaşları: Maksat geçmişle barışmak değil, bugünkü kavgayı körüklemek

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 754 gündür hapiste

YAZARLAR

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Akif Beki: Özgür Özel'e saldırı ne oldu?

Nuray Sancar: Yerel yönetimlerde seçilmişler ile atanmışlar arasındaki yetki dağılımının atanmışlar lehine düzenlenmesi öngörülüyor

Sultan Uçar: Gençliği, ters kelepçelerle tutuklanırken hukuk fakültelerindeki hocaları neden derin bir sessizliğe gömüldü

Burcu Aydın: Faiz giderlerinde rekor artış

Hakan Okçal: Putin katılsaydı, Trump da İstanbul'a gelir, belki de hızla sonuç alınabilirdi

Esfender Korkmaz: İhtiyaç nedeniyle veya uzun dönemli elde tutmak amacıyla konut almak uygun

Nevşin Mengü: Bu ülkenin seküler demokratları Kürt düşmanı falan değil, manyak nekrofil de değiller

Cem Küçük: Türkiye'de aşırı göçmen var diyenler, gelip Frankfurt'u görsünler

Zülal Kalkandelen: AKP'nin 400'e ulaşana kadar her yolu deneyeceği kesin

Figen Çalıkuşu: Devletle millet de ancak hukuk zemininde barışır

Deniz Kilislioğlu: Rusya ve Ukrayna perşembe bir araya gelemedi ama İstanbul baş döndürücü bir muammaya şahit oldu

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×