Britanya iç istihbarat teşkilatı MI5, Nazilere sempatisi nedeniyle Rolex’in kurucusu Hans Wilsdorf’un kara listeye alınmasını istemiş.

Telegraph gazetesinin ulaştığı belgelere göre MI5, Rolex’in Alman kurucusu Hans Wilsdorf’un bir Nazi casusu olduğundan şüpheleniyordu.
MI5 dosyalarını ilk bulan saatçilik tarihçisi Jose Perez, belgelerin Wilsdorf’un bir Nazi sempatizanı olduğuna dair kanıtları güçlendirdiğini söyledi.
1941 ile 1943 arasına ait belgelerde Wilsdorf, ‘son derece sakıncalı’ ve ‘casusluk yaptığından şüphelenilen’ bir kişi olarak geçiyor.
Aslında herkesin bildiği bir sempatizan
Wilsdorf, 1881’de Bavyera’da doğdu ve 1903’te Londra’ya taşındı. Rolex adını tescil ettirip İngiliz Florence Crotty’le evlenmeden önce Hatton Garden’da saat üretti. 1919’da şirketin merkezini İsviçre’nin Cenevre kentinde kurdu.
1941’de Britanyalı yetkililer Wilsdorf’un Nazileri desteklediğinden endişeliydi.
Aynı yıl Cenevre’deki Britanya konsolosluğundan gelen bir raporda Alman saatçinin ‘güçlü Nazi sempatisiyle tanındığı’ belirtiliyor ve kardeşi Karl’ın ‘Goebbels’in propaganda bakanlığının aktif bir üyesi olduğu’ vurgulanıyordu.
Kardeşi Karl’ın Cenevre’de Hans Wilsdorf’u kullanarak tüm dünyaya Nazi propagandası yapacağı ve bu nedenle Hans’ın İsviçre federal polisince izlendiği belirtiliyordu.
MI5’ın 1943’teki bir raporunda da şöyle denmiş: “Wilsdorf ve eşinin şirketin çoğunluk hissedarları olup düşman adına casusluk yaptığından şüpheleniliyor.“
Gazeteler de Wilsdorf’un ‘güçlü bir Nazi’ olarak tanındığını defalarca yazmıştı.

Ticaret listeye girmesini engelledi
Ekonomik Savaş Bakanlığı Kara Liste Bölümü’nden gelen 1941 tarihli bir mektup şöyle:
“Wilsdorf’un kara listeye alınmasının gözden geçirilmesinin istendiği fakat bunun şu anda tamamen bizim çıkarımıza olmayabileceği, çünkü şirketinin onun kaderini paylaşmak zorunda kalacağı ve denizaşırı ticaretinin büyük bir kısmının imparatorluk ülkeleriyle yapıldığı…”
Sonuçta, istihbaratın ‘İsviçreli firmanın herhangi bir istenmeyen faaliyetini tespit edemediği’ belirtildi.
MI5’ın 1943 tarihli bir mesajında Wilsdorf’un son derece sakıncalı olmasına rağmen kara listeye alınmaması gerektiği sonucuna varılmış.
İngiliz savaş esirlerine Rolex saatler gönderdi
Wilsdorf, tüm bu şüpheler arasında İngiliz askerlerine hediye saatler, gıda paketleri ve tütün gibi yardımlar gönderdi.
Britanya konsolosluğunun raporuna göre 1940’da Polonya’daki Stalag Luft III’te savaş esiri olan Çavuş Clive Nutting, Alman subayların askerlerin Rolex saatlerine el koymasının ardından Wilsdorf’la temasa geçerek yeni saatler talep etti.
Wilsdorf, savaş bitene kadar bunların parasını ödemeyi aklından bile geçirmemesinde ısrar ederek onbaşıya yeni Rolex’leri gönderdi.
Fakat bu hamlenin Rolex için bir halkla ilişkiler başarısı olduğu kanıtlansa da dosyalardaki konsolosluk raporu Wilsdorf’un niyetinden şüpheliydi.
Raporda şöyle deniyor:
“İlginçtir ki Wilsdorf’un bir mektubuna göre kendisi aylardır Almanya’da savaş esiri 25 İngiliz subayı ile ülkelerindeki dostları arasında aracı olarak görev yapıyor. Elbette bu faaliyetler Wilsdorf’un cömertlik dürtüsünden kaynaklanmış olabilir ancak kendisi hakkında sahip olduğumuz diğer bilgiler doğruysa bu pek olası görünmüyor.“
Saatçilik tarihçisi Perez’se şöyle diyor:
“Rolex’in Alman kamplarındaki Müttefik savaş esirlerine saat teklif etmesi, Wilsdorf’un tarihin doğru tarafında olduğunu gösteriyordu. Ama bence bu, Britanya hükümetinin gözüne girmek için yapılmış bir numaraydı.
1941’den 1946’ya kadar İsviçre saatlerinin Britanya’ya ithalatının neredeyse yasak olduğu da göz önünde bulundurulmalı. Yani bu, deyiş yerindeyse bir taşla iki kuş vurmak anlamına gelebilirdi: İngilizlerin gözüne girmek ve bu süreçte birkaç saat satmak. Ödeme ancak savaştan sonra yapılmış olsa bile.“

Rolex dosyalardan haberdar
Rolex sözcüsüyse şirketin ulusal arşivdeki dosyadan haberdar olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Bu iddiaların hassasiyeti göz önüne alındığında, Hans Wilsdorf’un bu dönemdeki kesin rolünü araştıran bağımsız ve yetkili bir tarihçi ekibi görevlendirdik.
Bu araştırma, özellikle İkinci Dünya Savaşı dönemindeki İsviçre tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan İsviçreli tarihçi Dr. Marc Perrenoud’a emanet edildi.
Bu görev için Dr. Perrenoud, ilgili çeşitli ülkelerden seçkin tarihçilerden oluşan bir bilimsel komite kurdu. Şeffaflık adına, Dr. Perrenoud’un çalışmalarını tamamlamasının ardından bulgularını yayınlayacağız.“