7 Haziran’da başkanlık sistemine onay vermeyen Türkiye, tarihinin en kanlı seçim sürecinin ardından 1 Kasım’da AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapınca, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık arzusu bir kez daha gündeme geldi.
Geçen seçimlerin aksine 1 Kasım öncesinde başkanlık sistemini ağzına dahi almayan Erdoğan, meydanlardan da uzak durmaya çalışarak çatışmaların sürdüğü bir dönemde geri planda kalmayı tercih etti. Bu strateji sandığa AKP lehine 317 milletvekili olarak yansıdı ancak referandum için gerekli 330 vekile ulaşılamadı.
Erdoğan’ın bu noktadan sonra başkanlık sistemiyle ilgili nasıl bir yol izleneceği merak edilirken Reuters’a konuşan cumhurbaşkanlığından bir yetkili, “Bu konu birinci gündem maddesi değil ama ortama ve koşullara göre bu konu gündeme gelebilir. Türkiye kendini böyle bir sistem tartışması içinde bulursa cumhurbaşkanının bu konudaki görüşü belli” dedi.
Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Ahmet İnsel, seçim sonuçlarıyla öncelikle ‘fiili başkanlık rejiminin başlayacağını‘ belirtirken, “Yani anayasada olmayan ama fiilen cumhurbaşkanının Davutoğlu vekaletiyle kullanacağı bir fiili başkanlık sistemi başlar. Bunun koşulları oluştu. Bu fiili başkanlık rejimine direnecek bir siyasal güç kalmadı. Erdoğan bu rejimi dört yıl sürdürebilir… Ama bununla yetinmeyip fiiliden hukuka da dönüştürmek isteyecektir” diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim zaferinin ardından yaptığı balkon konuşmasında yeni bir anayasanın gündeme geleceğini dile getirmişti.