SERTAÇ ÇOMAK
@sertaccomakk
sertaccomak@diken.com.tr
Türkiye, yakın zamanda bir gösteri merkezinde yunus ölümü sonrası hayvan hakları ihlalleriyle gündeme gelen yunus parklarını tekrar hatırladı. Genel kanı hayvan hakları yasasındaki değişikliklerle yunus parklarının kapatıldığı olsa da denetimsizlik ve mevzuat eksikliğinin hayli yaygın olduğu gösteri merkezlerinde durum farklı.

Yunuslara Özgürlük Platformu, 24 Temmuz’da Muğla’nın Marmaris ilçesinde faaliyet gösteren Marmaris Onmega Dolphin Park’ta Splash adlı yunusun hayatını kaybettiğini açıklamıştı. Bu, tesiste kısa bir zaman dilimindeki dördüncü yunus ölümü.
Platform ve Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) 4 Ağustos’ta konuyla ilgili suç duyurusunda bulunurken Türkiye’deki yunus parklarının ve esaret altındaki hayvanları tekrar hatırlattı.
Dokuz soruda Türkiye’deki yunus parkları…
1. Parklar yunuslar için neden zararlı?
Yunusların çeşitli gösterilere zorlandığı parklarda deniz memelilerinin ölüm oranı bir hayli yüksek olmakla beraber en iyi ihtimalle yaşam süreleri yarıya iniyor. Bundan dolayı çoğu park esaret altında ölen yunusların yerini sık sık doğada yakalananlarla değiştiriyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın aktardığına göre hipersosyal bir memeli olan yunuslar tüm yaşamları boyunca tek bir yunusun kaybı için yas tutabiliyor. Bazı parklar tutsak olarak doğmuş hayvanları kullansa da ister tutsak olarak doğmuş ister okyanustan çekilmiş olsun, tüm yunuslar aynı fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları paylaşıyor.
‘Terapi’ adı altında bilimsel olarak kanıtlanmamış ekonomik faaliyetlerle parklarda tutulan yunusların genel ölüm sebepleri arasında stres, bunalım, mantar veya bakteri enfeksiyonlar bulunsa da Türkiye’deki ‘umursamazlık’ hayvan hakları savunucularının ölüm sebeplerini öğrenmesini engelliyor.
2. Türkiye’de kaç tane yunus parkı var?
Türkiye’de, Antalya’da dört, Muğla ve İstanbul’da ikişer ve Aydın’da bir tane olmak üzere dokuz adet yunus parkı var.
Bu sayıyla Avrupa’da en çok yunus parkı olan ülke.
3. Hayvan hakları yasasıyla yunus parkları kapatıldı mı?
Hayır. AKP’nin önergesiyle 9 Temmuz 2021’de yasalaşan Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik mevcut parkların 10 yıl daha açık kalmasını öngörüyor. Teklifle yasaklanan tek şey yeni yunus parklarının kurulması ve mevcut işletmelerin kapasite artırımına gitmesi ya da eksilen hayvanların yerine yenilerinin getirmesi.
Ama Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Öykü Yağcı’nın aktardığına göre durum göründüğü gibi değil. Yağcı, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hayvan sayısı ve türlerini denetlemediğini ve yeni yunusların getirilip getirilmediğinin de kontrol edilmediğini söyledi: “Maddenin yürürlüğe girmesinden altı ay sonra yönetmelik çıkarılacak dendi. Fakat yönetmelik hala çıkarılmadı. Yönetmelikte bu uygulamaların kriterleri ortaya konacaktı.
Biz hayvan hapishanelerinde herhangi bir standart istemiyoruz. Yenilerinin açılmasına evet izin vermiyor ama Türkiye Avrupa’daki en fazla yunus parkı olan ülke. Zaten yenisi açılmasın ama mevcutları bile kapatmadılar. 10 yıl daha çalışmalarına izin verdiler. Bu demek oluyor ki maddeyle yunus parklarını resmi hale getirdiler. Belediye ruhsatları iptal edip parkları kapatabilecekken bu madde onun da önünü kapadı.”

4. Denetimsizlik ve mevzuat eksikliği yunus ölümlerinin üstünü nasıl kapatıyor?
Yunuslara Özgürlük Platformu, Marmaris Onmega Dolphin Park’ta Splash adlı yunusun hayatını kaybettiğini duyurduğunda ölüm sebebi, şüphelenilen tahminler olsa da, çoğu zaman olduğu gibi belirsizdi.
Hayvan hakları savunucularının aktardığına göre parklarda yunuslara uzman veterinerlerce nekropsi (ölümden sonra inceleme) uygulanmadığı gibi ‘hukuksuz durumlar için işbirliği kurulan’ veterinerler var.
Yağcı, şöyle konuştu: “Maalesef yıllardır yunus parklarında yunuslar ölüyor, her seferinde başvuruyoruz ama hiçbir zaman doğru düzgün nekropsi yapılmıyor uzman veterinerlerce. Belediyenin, yunus parkının anlaşmalı olduğu, işbirliği yaptığı hukuksuz durumlar için bile veterinerler var. Nekropsiler deniz hayvanları üzerine uzmanlaşmış veterinerle yapılmıyor.
Kemer’de çok hasta ve zayıf bir yunus vardı. Zamanında onun için başvurduğumuzda, ki iki üç kere başvurmak zorunda kalmıştık gündeme gelmesi için, hayvana ‘Sağlıklıdır’ diye rapor verdiler ama iki ay sonra öldü. Türkiye’de deniz memelisi uzmanı iki veteriner hekim var. Onları bilerek devreye sokmuyorlar, çünkü onların çıkaracağı raporlar bu tesislerdeki bütün ihmalkarlığı, ihlalleri ortaya koyacak. Raporlarda genel olarak ‘Doğal ölüm’ yazdığını biliyoruz. Bize daha önce tesislerde çalışan pek çok kişi başvurdu zamanında. Onları biz Meclis’te de paylaştık. ‘Doğal ölüm olarak raporlar yazdırılıyor’ diye.”
5. Ölen yunusların yerine yenileri mi getiriliyor?
Yeni yasa değişikliği ölen parklarda kapasite artırımına gidilmesini yasaklasa da aktivistler, yasadan önce ve sonra da dahil olmak üzere çoğu kez park sahiplerinin hayatını kaybeden yunusların yerine yenilerini getirip aynı yunus olarak kayıt ettiklerini bildiriyor.
Yunuslara Özgürlük Platformu’nun 2005-2017 arasında topladığı CITES (Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaret Konvansiyonu) verilerine göre 75 yunus ithal edilirken park sahiplerinin yasa komisyondayken Meclis’le paylaştığı toplam yunus sayısı 50. Yani 25 yunus açıkta.
Yağcı, şunları söyledi: “Şu anda da o yönetmelik çıkmadığı takdirde hala hayvan sayılarını artırabilirler. Hayvan sayısını denetleyecek hiçbir şey uygulanmıyor. Biz yıllardır yunusların ve diğer hayvanların canlı canlı Türkiye’ye girdiği ithalat-ihracat belgelerini istiyoruz ve diyoruz ki ‘Türkiye’de kaç tane yunus esaret altında’, ‘Hangi parklarda kaç tane yunus vardır’, ‘Yunuslar dışında hangi deniz memelileri var?’ Hiçbirine cevap yok, çünkü denetlemiyorlar. Denetleseler bile ihlalleri ortaya çıkaracak kapsamlı bir denetleme olmuyor.”

6. Hayvan hakları savunucuları ne istiyor?
Hayvan hakları savunucularının istekleri çok basit. Bütün park ve gösteri merkezlerinin koşulsuz kapatılıp hayvanların koruma altına alınması.
Yağcı’ya göre ‘yunus parklarının kapatıldığının’ düşünülmesinin sebebi hayvan hakları yasası çıkmadan AKP’liler tarafından “Yunus parkları yasaklandı” diye lanse edilmesi: “Türkiye Avrupa’daki en fazla yunus parkı sayısına sahip ülkelerden biri, elbette açılmayacak. Bizim istediğimiz sadece yasaklanması değil, mevcutlarının kapatılıp hayvanların koruma altına alınması. Bunu yapmadılar.”
7. Yunus parklarını hangi ülkeler yasakladı?
Hayvan hakları örgütlerinin izlemlerine göre Bolivya, Kanada, Şili, Kosta Rika, Hırvatistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, Hindistan, Nikaragua, Slovenya ve İsviçre yunusların gösteri amaçlı kullanılmasını yasaklayan ülkeler arasında.
Fransa Çevre Bakanı Barbara Pompili, 2020’de deniz memelilerinin akvaryum ve su parklarında esaret altında yetiştirilmesinin yasaklandığını duyurmuştu. Türkiye’dekine benzer bir düzenlemeyle Pompili, Fransa’da kalan üç yunus parkının önümüzdeki yedi ila 10 yıla kapatılacağını, yenilerinin de açılamayacağını açıklamıştı.
Bakanın açıklamasından sonra, Türkiye’dekinden farklı olarak parklardaki hayvanların rehabilitasyon merkezlerine götürülmeleri için süreç başlatılmıştı.
8. Parklar kapatıldıktan sonra hayvanlara ne oluyor?
Dünyanın birçok ülkesinde yunus parkları kapatıldıktan sonra hayvanlar ya rehabilitasyon merkezlerine aktarılıyor ya da ticari amaçla kullanılması engellenen tesisler yunuslar ölene kadar açık kalıyor.
Bunun yanında esaretten kurtarılan yunuslar için dünyanın ilk kalıcı sığınağı, yakın zamanda Ege denizi açıklarındaki Yunanistan’a ait Sisam adasının güneyindeki Lipsi adasında Arkipelagos Deniz Koruma Enstitüsü tarafından kuruldu.
Adanın kuzey tarafında küçük bir koyda bulunan koruma alanı, parklarda sömürülen ve açık denizlerde yaralı bulunan hayvanlara güvenli bir sığınak sağlama umuduyla oluşturuldu.
Projenin hedefi minimum dış müdahaleyle, dünyadaki en büyük yunus havuzundan çok daha büyük bir alanda hem sığ hem de daha derin yerler olmak üzere deniz memelilerine güvenli alan sağlamak.
Greek Reporter’a konuşan enstitünün araştırma direktörü Anastasia Miliou’nun aktardığına göre yunuslar burada güvenli bir doğal ortamda sürekli gözetim altında tutularak avlanma içgüdüsünü yeniden kazanana kadar izlenecek, daha sonraysa doğal ortamlarına geri bırakılacak.

Yağcı, Türkiye’de de bir rehabilitasyon tesisi kurulmasını istediklerini fakat Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda hiç adım atmadığını söyledi.
Yunanistan’da kurulan tesisi hatırlatan platform sözcüsü, şunları söyledi: “Türkiye’de bakanlık asla böyle bir şey üstlenmiyor. Zaten yer tahsis etmediği ve yunus parkı sahiplerinin malı konumundaki yunuslara el konmadığı takdirde biz de bir şey yapamıyoruz. Bunlar olmadığı sürece maddi imkanları sağlasak bile bizim de elimiz kolumuz bağlı.”
Yağcı, dört tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de deniz hayvanları için bir rehabilitasyon merkezi olmamasının ‘eksiklik’ olduğunu da ekledi.
9. Muhalefet, iktidardan farklı olacak mı?
Muhalefetten de yeni dönemde umutlu olmadıklarını söyleyen Yağcı, “Biz hep hayvan hakları ihlallerinin partisi olmadığını savunuyoruz” dedi.
AKP yönetiminden önce Türkiye’de yunus parkı olmadığını; yunus gösterileri, tematik akvaryum kavramı ve AVM’lerde hayvanat bahçeleri açmaya dair izinlerin AKP’yle birlikte geldiğini hatırlatan platform sözcüsü Muğla’daki yunus parklarına CHP’li belediye başkanlarının izin verdiğini de ekledi.
Sivil toplum kuruluşlarının ‘kara leke’ olarak adlandırdığı hayvanları koruma kanunundaki değişikliğe sadece HDP’nin ret oyu verdiğin anımsatan Yağcı, şöyle devam etti: “Bize en çok konuşulan konulardan birinin yunus parkları olduğunu söylediler. AKP’li vekiller de dahil, milletvekilleriyle görüşmelerimizde dediler ki ‘Sizden hemen önce yunus parkı işletmecileri buradaydı. Sizi destekliyoruz, tabii ki de kapatılmalı.’ Çok sayıda öneri sunduk ama ticari çıkarlar daha baskın geldi.”