Yakın geçmişe kadar TL cinsinden getiri bu şekilde negatif kaldığı için tasarruf sahipleri dövize dönmeyi tercih ediyordu. Kur korumalı mevduat ve arka kapı satışları ile dövizdeki artış da büyük ölçüde durduruldu. Hal böyle olunca Türkiye’de tasarruf yapmayı cezalandıran bir sistemimiz oldu.
Bu durum ise sürdürülebilir değil.
Özellikle kur korumalı mevduatta biriken tutarın 600 milyar TL’yi (45 milyar dolar) bulduğunu düşünürsek kırılganlığımızın boyutu da ortaya çıkıyor. Mevcut negatif reel getiri ortamında her an bu kaynağın önemli bir kısmının dövize dönmesi ihtimal, karşı karşıya olduğumuz riski büyütüyor.
Bunun üzerine cari açıktaki artışa paralel olarak artan döviz ihtiyacı ve dış borç ödemeleri de cabası.
Zor bir yaza doğru gidiyoruz.
Turizmde de beklenti gerçekleşmezse hükümetin hesapları tümden şaşabilir.
İşte asıl o zaman canımız çok yanar…