Sandığın bu kadar erken kurulması, bırakın iktidarı muhalefet tabanı tarafından bile “şiddetle” arzulanmıyor. Özel bunu bildiği için kartlarını kontrollü oynuyor ve başarısız olacağı muhakkak bir girişime öncülük etmektense toplumun partisine olan ihtiyacı pekiştirmeyi tercih ediyor. Neticede, erken seçim kararı için 360 milletvekilinin oyu gerekiyor ve CHP dahil bütün muhalefet partilerinin toplamı, hesap kitap dahi yapılamayacak kadar bu sayının uzağında bulunuyor.
Türkiye’yi erken seçime götürmek muhakkak surette iktidarın bunu istemesine bağlıdır. Böyle demekle erken seçimin kapısı da tamamen kapatmıyorum. Çünkü iktidarın da erken seçime ihtiyaç duyma ihtimali oldukça yüksektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu bir vadede kaçınılmaz olarak isteyecektir. Yeniden aday olabilmesinin yolu Meclis’in seçim kararı almasından geçtiği için bu seçeneği dışlama ihtimali bulunmamaktadır.
Önce anayasa değişikliği üzerinden şansını deneyecek ve bu olmazsa -ki olmayacak görünüyor- muhalefetin reddedemeyeceği bir vadede erken seçim kartını masaya sürecektir. Meclis erken seçim kararı alırsa, mevcut beş yılı, ikinci dönem sayılmayacak, Erdoğan için bir daha aday olma ve seçilirse de görev yapma imkanı doğacaktır. Bugün için tarih belirlemek henüz erken ama Erdoğan, üçüncü kez aday olma yolunu anayasa değişikliğiyle açamazsa, seçimden 1 ya da 1,5 yıl önce erken seçim çağrısı yapmak sorunda kalacaktır. Seçimin normal tarihinden bir iki ay önce yapacağı çağrının anlamı olmayacağı için erken ve daha anlamlı; muhalefetin itiraz edemeyeceğini, itiraz ederse de “sandıktan kaçıyorlar” görüntüsü doğacağını düşündüğü bir tarihi deneyecektir. Yani, 2027’nin ilk ayları ile ortası arasında bir tarihi…