Her seyahatim, farklı milletlerin davranış biçimlerini incelemek için harika bir fırsat oluyor…Tayland bu anlamda eğlenceli bir deney merkezi gibi: Dünyanın bir numaralı turizm destinasyonuna, Şilililerden Ruslara, Amerikalılardan Avustralyalılara, her milletle ama en çok Avrupalılarla karşılaşıyorsunuz.
Avrupalı ve Avustralyalı gençlerse koca sırt çantalarını yüklenerek her yeri pire gibi tavaf ediyor.
Turistten ziyade “gezgin” onlar… Sadece gençler değil, Danimarkalısından Çek’ine, bebekleriyle, küçük çocuklarıyla binlerce kilometre kat ederek gezip dolaşan aile çok.
Peki ya Türklerin seyahat alışkanlıkları nasıl?
Galiba tatilde de muhafazakârız. Bu nedenle “bilmedik” yerlere ancak turla, rehberle seyahat ediliyor. Rehber, emniyet sübabı: Her sorunu hallediyor, her isteği yerine getiriyor.
Tayland, her şeyden çok seks endüstrisiyle Türklerin kafalarında yer etmiş… İstanbul’a dönüş uçağındaki en kalabalık Türk grubunun, kelli felli, göbekli “sap”lardan oluşması bu nedenle tesadüf değil.
Özellikle baskı altında büyüyen, katı toplumsal kurallarla bırakın aşkı; cinselliği yaşayamayan bu yalnız adamlar, asla sahip olamayacağı bir özgürlük alanına girince frenlerinden boşalıveriyor.
Ve asıl güzellikleri fena halde ıskalıyorlar…