• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İhraç edilen Prof. Kaboğlu: Hükümet bu kez 'kendi cemaatlerini' tercih ediyor

10/07/2017 21:36

KHK’yla Marmara Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edilen Türkiye’nin en deneyimli hukuk profesörlerinden İbrahim Kaboğlu, ‘FETÖ’yle mücadelede hukuk ve liyakat yöntemini izlemesi gereken hükümetin mücadeleyi bu sefer ‘kendi cemaatleri’ üzerinden yürüttüğünü savundu.

Fotoğraf: DHA


Türkiye’nin en önemli anayasa uzmanlarından Kaboğlu, Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı başkanıyken 7 Şubat’ta yayınlanan KHK’yla ihraç edilmişti.

Kaboğlu, “Öğrencilerimize eleştirel düşünceyi öğrettik. 7 Şubat akşamında yayınlanan KHK öğrettiğimiz bütün bilgileri sıfırladı” demişti.

‘Cemaatler arası geçişkenlik kolay’

Reuters’a konuşan Kaboğlu, Türkiye’nin gelmiş olduğu hukuk düzeyini ‘son derece acı, kahredici ve öfkelendirici’ diye niteledi.

Gülen Cemaati ile mücadelede hukuk ve liyakat yöntemini izlemesi gereken hükümetin mücadeleyi bu sefer ‘kendi cemaatleri’ üzerinden yürüttüğünü söyleyen Kaboğlu, “Cemaatçiler kendini temize çıkarırken, olan benim gibi hukuku savunanlara oldu” dedi.

Darbe girişimine ‘hukuk ve liyakat’a saygı gösterilmediği için gelindiğini savunan Kaboğlu, şöyle devam etti: “Ama samimi, ama değil; hükümet Gülen Cemaati’ne karşı yoğun bir mücadele içinde olduğunu söylüyor. Fakat eski müttefik bir cemaatle mücadele ederken esasen hükümet etme yöntemi olarak yapması gereken hukuk ve liyakata dönüş olmalıydı. Fakat hükümet, hukuk ve liyakat ilkesine dönüş yerine bu kez FETÖ değil de kendi cemaatlerini tercih etti. Bunun sakıncası ne oldu? Bir kere cemaatler arası geçişkenlik kolay. Onlar kendilerini temize çıkarmak için kraldan çok kralcı; ‘Ben FETÖ’cü değildim, Nakşi idim der’ ve kurtulur. Peki olan kime oldu? Olan benim gibi hukuku savunanlara oldu. Buradaki esas büyük sıkıntı, esas acı şu: 10 yıl önce de sizin düşmanınız konumunda olan cemaate karşı alınan önlemler sonucu siz cemaatin torbasına konuyorsunuz. Herhalde bundan büyük acı olamaz. Ama aynı zamanda benim gözümde aydınlatılması gereken de bir çelişki.”

‘Hiçbir şey olmamış pişkinliği’

Hukuk, insan hakları ve hukuk devletini savunmanın önemli olduğunu vurgulayan Kaboğlu, “Çünkü karşımda bir muhatap yok. Marmara Üniversitesi mensubu bir kişi olarak üniversite yönetimi var, onun bağlı olduğu Yüksek Öğretim Kurulu var ve KHK altında imzası olan hükümet var. Adeta bu üç merci üç maymunu oynuyorlar. Görmedim, duymadım, konuşmadım. Bu tabii ki insana acı veriyor” diye konuştu.

“Türkiye’nin geldiği hukuk düzeyi son derece acı, kahredici ve öfkelendirici. Ama bunun için onların yöntemini kullanmak değil. O ‘hiçbir şey olmamış pişkinliği’, ‘Türkiye’de her şey güllük gülistanlıkmış’ yaklaşımı, ‘düzey düşüklüğü’ değil. Onlara yine hukukla, insan hakları diliyle, çağdaş değerlerle, evrensel hukuk ilkeleriyle yanıt vermek gerekir” diyerek sözlerine devam eden Kaboğlu, mücadelenin uzun soluklu bir süreç olduğunu söyledi.

‘Kazanılmış haklar’ rehaveti

Hukuku savunanların kızgınlığının ikinci plana geçmesi gerektiğini kaydeden Kaboğlu, “Hukuk temelinde hak arama yollarında demokrasi ve insan hakları mücadelesini hiçbir şekilde eksiltmeyelim. Çünkü bu Türkiye gibi toplumlarda mücadelenin süreklileştirilmesi ve genişletilmesiyle olacak bir durumdur. Asla ‘kazanılmış haklar’ rehavetine kapılmamak gerekir” dedi.

Kaboğlu sözlerini şöyle bitirdi: “Bugün eğer ‘Adalet herkese lazım, hukuk herkese lazım, lütfen bizi dinleyin’ demek konumuna gelmişsek, o zaman kat edeceğimiz çok yol var demektir. Bu belki 21. yüzyıl ortası, belki sonu, belki çocuklarımız ama dikkatli olmazsak torunlarımız da göremeyebilir.”

KHK’yla ihraç edilen Prof. Kaboğlu: Türkiye’de üniversite benim için bitmiştir

Prof. Kaboğlu: Öğrencilerimize eleştirel düşünceyi öğrettik, KHK her şeyi sıfırladı

Marmara Üniversitesi’nde dekan yardımcısı istifa etti: OHAL’de merkezileşme zirveye ulaştı

Üniversiteler ayaklandı, medya suskun: İhraçlara öğrencilerden dalga dalga tepki

Marmara Üniversitesi’nde ‘ülkücü’ sloganlarıyla akademisyenlere saldırı

KHK’yla ihraç edilen Prof. Kaboğlu: Öldürseler daha az etkileyici olur

İbrahim Kaboğlu: Böyle bir ortamda yürütülecek bir halkoylaması kuşkusuz meşru olmayacak

İhraç edilen usta hukukçu Kaboğlu’dan ilk değerlendirme: Bu yapılan ayıptır

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Dolar, avro ve altında haftanın bilançosu

Bu hafta gram altın yüzde 2,37, dolar yüzde 0,34 değer kazanırken, avro yüzde 1,28 değer kaybetti.

Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,27 değer kaybederek 10.720,36 puandan tamamladı.

İşletmeler fiyatlarını artık bakanlıkla paylaşacak: Tüketiciler de görebilecek

Lokanta, restoran, kafe, pastane ve benzeri işletmelere fiyat listelerini Ticaret Bakanlığı’na gönderme zorunluluğu getirildi.

Çocuk göğüs hastalıkları uzmanları: E-sigara çocukların akciğerlerini söndürüyor

Çocuk göğüs hastalıkları uzmanları pankartla çocukların akciğer sağlığını tehdit eden e-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerine ‘Hayır’ dedi.

Tahliyesiyle gündem olmuştu: Uyuşturucu baronu 'Don Vito' Türkiye'ye getirildi

‘Don Vito’ lakaplı uyuşturucu baronu Abdullah Alp Üstün’le, suç örgütü üyesi Hasan Lala Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yakalanıp Türkiye’ye getirildi.

Kılıçdaroğlu karayoluyla dönüyor: Görmek, düşünmek ve teşekkür etmek istiyorum
Açlık grevindeki Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumu: Kramplı ağrı çekiyorlar

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 902 gündür hapiste

YAZARLAR

'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder!

Murat Sevinç

Sınıf arkadaşım Furkan Karabay için

Ece Deniz

Bir illüzyon: Çalışırsan başarırsın

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

'İnsan Avı: Usame Bin Ladin': Belgesel mi istihbarat operası mı?

Ayhan Tinin

Edebiyat Müzesi… Şiir Kütüphanesi… Nâzım'ın bavulu küçük İskender'de mi?

C. Hakkı Zariç

Türkiye'nin yeni dili

Mustafa Alp Dağıstanlı

Sürtünmesiz dünya

Göksun Yazıcı

GÜNÜN 11’İ

Devrim Demirel: Türkiye'nin tarihi operasyonu, atletizm tarihini değiştirebilir

Onur Çanakçı: Para bankadayken 'Kazandım' hissetsek bile alım gücü düşüyorsa gerçek kayıp yaşıyoruz

İskender Aruoba: Özel'in artık 'haklı' kritiklerini azaltıp 'ona oy vermeyen halkımıza' CHP gelirse nelerin değişeceğini anlatması gerek

Oktay Ekşi: CHP'de durup dururken 'merkez partisi olma' merakı şimdi nereden çıktı?

Sultan Özer: 10 Ekim'in onuncu yılı; destek bekliyor Cihan ve ailesi

Selin Nakıpoğlu: Yeni modelle eğitim süresi değil, çocukların geleceği kısalıyor

Yıldıray Oğur: Birden bire Suriye haritasında Hatay'ı keşfettiler; üstelik de bir logoda…

Ahmet Gürsoy: Türkiye'de eğitim düzeni toplumsal, ekonomik ve bilimsel gerçeğe uygun değil

Damla Doğan Tuncel: Maalesef sandık artık 'milli irade' değil, 'milli mizah' konusu

Recep Genel: Yeni normalimiz belirsizlik olduğu için Türkler para piyasalarının en iyi aktörleri oldu

Ümit İnatçı: Yaşlılık bir 'azalma' değil, başka tür bir zenginliktir

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×