MESUDE ERŞAN
@mesudersan
[email protected]
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesinin ‘sene-i devriyesi’nde, aile hekimleri hayır lokması dağıttı. Büyük umutlarla kurulan aile hekimliği sisteminin yanlış politikalara kurban edildiğini belirten aile hekimleri, yönetmelikle de ‘son nefesini verdiğini’ söyledi.

Aile hekimliğinde ücret ve sözleşme esaslarını düzenleyen yönetmelik geçen yıl 30 Haziran’da yayınlandı, ertesi günü de uygulanmaya başlandı. Yönetmeliği kabul etmeyen aile hekimleri defalarca itirazlarını dile getirdi. İş bırakma eylemleri, toplantılar, mitingler düzenledi. Danıştay’da dava açtı. Danıştay yönetmeliğin anayasaya aykırı olduğuna hükmederek Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Hukuki süreç devam ediyor.
Bakan Koca’nın kulakları kapalı
Aile hekimleri son iki gündür yine iş bırakma eylemleriyle haklarını arıyor, seslerini yükseltiyor. Tüm bu çabaya rağmen meselenin muhatabı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya ulaşamıyorlar.
Dün Ankara’da bakanlığa giden aile hekimleri, Koca’dan randevu talep ettikleri dilekçelerini güçlükle teslim edebildi.
Bugün de İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Kadıköy Meydanı’ndan ‘hayır lokması’ dağıttı. Broşürlerle eylemlerinin sebeplerini anlatmaya çalıştı.
Diken’e konuşan İSTAHED Başkanı Dr. Serkan Özbakış, bir kez daha yönetmeliğin geri çekilmesini istedi: “Bugün aile hekimliğinin bitirilme çabasının birinci yılı. Ciddi hak kayıplarımız zaten vardı, sözleşmeyle iş güvencemiz de elimizden alındı. Yıllardır sorunlarımıza çözüm ararken, yenilerini ekleyen bir yönetmelikle karşı karşıya kaldık. Bu bir ceza yönetmeliği, kaldırılmadığı sürece aile hekimliğini öldürecek.”
Denetim baskısı
İş bırakma eylemlerinin tespiti için dün ve bugün İstanbul’daki tüm aile sağlığı merkezlerinin denetlendiğini söyleyen Özbakış, “Anayasal haklarımızı kullanmamıza engel olmaya çalışıyorlar. Büyük ihtimal bunların hepsi bize soruşturma ve ceza olarak dönecek” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın ‘aile hekimliğini öldürmek için elinden geleni yaptığını’ söyleyen Özbakış, “Bakanlığa rağmen aile hekimliği sistemini savunuyoruz” dedi.
İkinci ve üçüncü basamak hastanelerde ciddi sıkıntılar (randevu alamama, yoğunluk vs.) olduğunu hatırlatan İSTAHED başkanı, şöyle konuştu: “Güçlü birinci basamakla sistemi kurgulamamız gerekiyordu. Aile hekimliğinin amacı da buydu. Biz ikinci ve üçüncü basamağın yükünü alacaktık. Ama ne yazık ki şehir hastanelerine verilen önem aile hekimliklerinden esirgendi. Şehir hastanelerine harcananların yüzde biri aile hekimliğine harcanmadı.”

‘Bakanlık eliyle bitiriliyor‘
Özellikle İstanbul’da aile sağlığı merkezlerinin ciddi bina sıkıntısı çektiğini, kira fiyatlarının çok yükseldiğini, cari ödemelerin masraflarını karşılamaktan uzak olduğunu paylaşan Özbakış, sorunlarını şöyle özetledi:
“Aile sağlığı merkezleri kamu binalarında, düzgün şartlarda hizmet vermeli. Donanımları çok daha fazla artırılmalı. Kaliteli sağlık hizmeti sunumu için güçlendirilmeli. Aile hekimi başına düşen nüfus azaltılmalı. Artık aile hekimleri de istifa ediyor. Çünkü her gün bir kayıpla, angaryayla karşılaşıyoruz. Aile hekimlerine hiçbir zaman yeterli önemi vermediler. Bakanlık eliyle aile hekimliği bitiriliyor. Defalarca randevu taleplerinde bulunduk. Randevu dilekçelerimizi vermeye çalışırken bile engelle karşılaşıyoruz. Bakan Koca, görüşme talep edenleri değil, fenomen doktorları çağırıyor görüşmeye.”
‘Herkesin sağlık hizmeti alabildiği tek yer‘

Aile hekimi Dr. Nahide Toksan, söz konusu yönetmeliğin ‘ceza yönetmeliği’ olduğunu ve ciddi hak kayıplarına yol açtığını söyledi.
Bakanlığın ‘hata üstüne hata yaptığını’ dile getiren Toksan, şunları dedi: “Yıllardır sorunları anlatmaya çalışıyoruz. Bize göre sağlık sistemi, aile hekimliği ölüyor. Bu istemin ölümü hayırlı olsun. Sağlık hepimiz için önemli. Aile sağlığı merkezleri herkesin sağlık hizmeti alabildiği tek yer. Yabancı uyruklu da sosyal güvencesi olmayan da bize gelip muayene olabiliyor. Reçetesini alabiliyor. Doktor hasta da da memnun değil. İşler iyiye gitmiyor.”
‘Aile hekimi üvey evlat‘

Aile hekimi Dr. Ahmet Ayhan, ödül beklerken attıkları her adım için ceza getiren yönetmelikle karşılaştıklarını söyledi.
Yönetmelik için ‘çok acayip’ diyen Ayhan, “Devamlı ceza almaya başladık. Çünkü çalışma şartlarımız, amirlerimin kim olduğu, statümün ne olduğu belli değil. Yönetmelikte yazanlar birbiriyle çelişiyor” dedi.
‘Üvey evlat muamelesi’ gördüklerini belirten Ayhan, şunları söyledi:
“Sağlık sisteminin birinci basamağının tamamı sırtımıza yüklendi. Teşvik etmek yerine cezalarla, ellerinde sopalarla bizi çalıştırmaya çalışıyorlar. İş yükümüz çok arttı. Tek bir hekim 2 bin 500-3 bin nüfusun her şeyine hakim olması bekleniyor. Yoksulluk sınırı altında maaş alıyorum. Kendimi geliştirmem gerekirken, uzun zamandır yeni yayın alamıyorum. Kongrelere katılamıyorum. ‘Giderlerse gitsinler’ dediklerine biz de katılacağız gibi görünüyor.”
Öte yandan CHP Genel Başkan Yardımcıları Fethi Açıkel, Onursal Adıgüzel ile Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara da alana gelenek aile hekimlerine destek verdi.

42 farklı maddeyle cezalandırmaya çalışıyorlar
Aile hekimleri iki günlük iş bırakma eylemlerinin sebeplerini şöyle özetledi:
- Çünkü illerimizde sözleşme fesih komisyonları kuruluyor
- Çünkü 42 farklı madde ile cezalandırılmaya çalışıyoruz
- Çünkü birçok arkadaşımız yoksulluk sınırının altında hakediş alıyor
- Çünkü son 10 yılda hekedişlerimiz yüzde 50’den fazla eridi
- Çünkü düşünce ve fikir hürriyetini hedef alan bir yönetmeliğimiz var
- Çünkü onlarca farklı işi aynı gün içerisinde yapmamız bekleniyor
- Çünkü mobbinge maruz kalıyoruz
- Çünkü ölüyoruz, yaralanıyoruz, hakarete uğruyoruz
- Çünkü hergün bu ülkenin yetiştirdiği saygıdeğer arkadaşlarımızı yurtdışına uğurluyoruz
- Çünkü hergün sağlık sisteminin bilimsellikten uzaklaştığını izliyoruz
- Çünkü her gün koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan bütçe payının azaldığını görüyoruz