AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
6 Şubat depremlerinin yarasını hala saramamış Hatay’da halk şimdi de iktidarın ‘mülksüzleştirme’ hamleleriyle karşı karşıya.
‘Sağlam’ raporu verilen bir binada bu sefer de ‘polis eşliğinde elektrik saatleri söküldü.’ Üstelik bu işleme dair hiçbir resmi karar gösterilmeden…
Binada hasta, yaşlı ve bebek var. 45 dereceyi bulan hava sıcaklıklarında üç gündür çaresizce çözüm bekliyorlar.

6 Şubat depremlerinden sonra kentsel dönüşüme ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi, kasımda Meclis’te kabul edilmişti. Yeni yasada ‘rezerv yapı alan’ tanımı da değiştirilmişti. Önceki tanımda ‘yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere belirlenen alanlar’ deniyordu. Yeni düzenlemede ‘yeni yerleşim alanı olarak‘ ibaresi yok.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) rezerv alan tanımında yapılan bu değişikliği ‘mülksüzleştirme planı’ olarak nitelemişti. Çünkü TMMOB’a göre yeni yasayla, Çevre Şehircilik ve İklim Baklanlığı istediği yeri rezerv alan ilan edebilecek. Yani mevcut binalar maliklere sorulmadan rezerv alan kapsamına alınabilecek. TMMOB ‘insanları daha fazla borçlandırarak, kentin dışına göndererek afetle mücadele edilemeyeceğini’ vurgulamıştı.
İktidar bu maddeyi kanunlaştırırken her şeyin hukuka uygun olacağını söylese de sahada durum öyle değil.
Hataylılar her günü ‘rezerv alan’ tehdidiyle ve korkusuyla geçiriyor. Aylardır bu tehdide karşı mücadele ediyorlar.
Balsever Apartmanı Antakya’da dört katlı bir bina. Depremden sonra kontrole gelen Çevre Şehircilik ve İklim müdürlüğü yetkilileri binaya az hasarlı raporu vermiş ve bina sakinlerine “Tadilata başlayabilirsiniz” demiş. Bunun üzerine yaklaşık ‘1 milyon lira harcayarak binanın tadilatını yapıp’ oturmuşlar. Neden sonra yine aynı yetkililer gelip bu sefer evin yıkılacağını söylemiş. Ancak “Evin neresinde hasar var?” sorusunaysa yanıt verememişler.
Bunun üzerine bina sakinleri hukuki süreci başlatmış. Apartmanın az hasarlı olduğu mahkemenin bilirkişi raporuyla da doğrulanmış.
Ancak buna rağmen insanları evinden çıkartmak için baskı sürüyor.
Diken’e konuşan bir apartman sakini şunları dedi: “Binamızın elektrikleri polis eşliğinde herhangi bir tebligat yapılmadan kesildi. Binada yaşayan sekiz aile var. Yaşlı, hasta, engelli ve bebek de var. İnanılmaz zor durumdayız. Sularımız da kesik. Duş alamıyor, en temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Su bizim için her şey demek. Buzdolabında gıdalarımız bozuldu. Soğuk su içmek bile lüks bizler için. Kirin içinde kaldık. Mahkeme süreci devam eden az hasarlı binanın elektriğini kesmek büyük hukuksuzluktur. Kamuoyundan destek bekliyoruz. Bizlerin sesi olun.”
Rezerv kanunuyla beraber ‘zulüm yapıldığını’ söyleyen bir apartman sakini “O gün bugündür tek gece huzurla uyuduğunu hatırlamıyorum. Ne ben ne ailem” dedi.
Hatay’da sıcaklık 40-45 dereceyi buluyor. Bina sakinleri üç gündür duş bile alamıyor. Geçici bir çözüm için jeneratör bulmuşlar ama o da bütçelerini aşıyor. Çünkü jenaratör benzinle çalışıyor.
Binanın yıkılması durumunda hakların nasıl verileceğine dair bir açıklama da yok.
Depremzedelerin aktardığında göre yıkılan binaya bir fiyat biçilecek, yeni yapılan binaya da… Ve aradaki fark istenecek. Ama aynı metrekarede hak kaybı olmadan bir ev verileceğinin garantisi de yok.
Yani bırakın haklarını tam anlamıyla almayı, üstüne bir de para ödeyecekler.
Binanın yıkılması durumunda geçici olarak bir barınma garantisi de verilmiyor. Kiraların 15 bin-20 bin liradan başladığını söyleyen bir bina sakini, “Babamın emekli aylığıyla zaten imkansız” dedi.
Bina sakinleri mahkeme kararı çıkana kadar evlerini terk etmemeye kararlı.