Peki bu kadar emek, bunca tasfiye gayreti sonucunda emniyet ‘cemaatçilerden’ temizlendi mi? Gidenlerin yerine kimler geldi? Hükümetin içi rahatladı mı?
… Hükümetin içi hâlâ rahat değil. Seçim öncesi YouTube’da yayımlanan ses kayıtları sayesinde karşılarına aldıkları kişilerin nasıl bir dinleme ve dinlediklerini tasnif etme kapasitesi olduğunu gördüler. Ki bu bakımdan sahiden de korkutucu ve yaygın bir ‘güç’ söz konusuydu. Dolayısıyla emniyetin tamamını lağvedip ‘fabrika ayarlarına’ döndürmeden tam olarak rahat etmeyeceklerdir.
… Haziranda yapılması beklenen bir emniyet şûrası var. Bu şûrada terfi bekleyen emniyet müdürü ve amirlerinin terfisinin yapılmayacağı, sadece başpolis ve polis memuru kadrosu talep edildiği söyleniyor. Şimdilerde bununla ilgili bir taslak hazırlıyor emniyet müdürleri. Bu ne demek? Ne üst düzeydekilere ne de alttaki polislere güveniyor hükümet. Zaman içinde hepsini elden geçirmek üzere yapıyor oyun planını…
… Peki cemaatçiler gitti, yerine dombracılar mı geldi? 12 yıllık bir parti olan AKP’nin ‘cemaat’e göre en ciddi handikapı yetiştirdiği kadrosunun olmaması. O nedenle ellerindeki kısıtlı AKP’li gücünü dağıttıktan sonra yoğun olarak ülkücüleri (ülkücülerin hilalci olanları) ve az miktarda da Milli Görüşçüleri yerleştirdikleri biliniyor. Bir kısmı da zamanında bir soruşturma geçirerek görevden uzaklaştırılan kimseler.
… Devletin polis yoluyla ezmeye bayıldığı solcular, demokratlar ve Kürtler için ‘garp cephesi’nde değişen bir şey yok. Gitti cemaatçiler, geldi dombracı ülkücüler…