Türkiye basınının çınarlarından Çetin Altan, 88 yaşında hayatını kaybetti.
Birçok yazısını ‘Enseyi karartmayın’ diye bitiren usta gazeteci aynı zamanda yazar, köşe yazarı ve oyun yazarıydı. Bir dönem milletvekiliği de yapan Çetin Altan, geçen Haziran ayında hastanede tedavi görmüş, ancak sağlık durumunun iyi olduğu açıklanmıştı.
1927 doğumlu Altan’ın bu sabah yaşamını yitirdiği açıklandı.
Altan’ın P24’te yer alan kısa biyografisi şöyle:
1946’da Ulus Gazetesi’nde başladığı gazetecilik hayatını 87 yaşında Milliyet’teki ‘Şeytanın Gör Dediği’ köşesindeki yazılarına ara verene kadar sürdüren Çetin Altan, Türkiye gazeteciliği için nadir nitelikte, evrensel bakışını edebi lezzetle ve mizahla buluşturan yazılarıyla okurlarının dünyasını, hayatını, ufkunu genişletti yıllar boyu.
Büyük Gözaltı (1973), Bir Avuç Gökyüzü (1974), Viski (1975) ve Küçük Bahçe (1978) ile roman, Üçüncü Mevki (1946) ile şiir, Kalem Bahçelerinden Yedi Hayat (2009) ile eleştiri, Rıza Bey’in Polisiye Öyküleri (1985) ile öykü dalında eserler verdi; çoğu sahnelenen 10 tiyatro oyunu yazdı. Sayısız deneme, inceleme kitabına imza attı. Al İşte İstanbul gezi-röportaj, Kavak Yelleri ve Kasırgalar ise otobiyografi alanında Türkçeye kazandırdığı eşi az bulunur kitaplardır.
Hayal ettiğim ülke bu değildi
Altan, 88’inci yaş günü vesilesiyle Cumhuriyet için kaleme aldığı ‘Hayal ettiğim ülke bu değildi’ yazısı şöyleydi:
“Hayal ettiğim ülke bu değildi”Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan.
Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Gene de bir hayal kırıklığı yaşamıyorum. Menzil-i maksuda ulaşılamasa da çok yol katettik.
Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir iki adıma yardımcı olmak için de harcanır.
Yaralı bir devi ayaklarının üstüne koyabilmek için kuşak kuşak o devi sırtımızda taşıdık. Yaralarının iyileşeceğine, o devin ayaklarının üstünde duracağına olan inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün bu ülke ayaklarının üstünde duracak. O zaman da, masaldaki gibi “sihirli kedinin çizmelerini” giyerek amacına doğru uçarak gidecek.
Biz torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakamıyoruz.
Ama siz uğraşırsanız, mücadeleden vazgeçmezseniz, dünyadan ayrılırken “torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakıyoruz” deme mutluluğunu siz tadabilirsiniz.
Hayallerinizden, ümitlerinizden, mücadelenizden vazgeçmeyin.
Amacınıza ulaşamazsanız da, bu amacı gelecek kuşaklara devretseniz de, kozmosla son hesaplaşmanızda, “daha iyi bir dünya için biz de fena mücadele etmedik” diyebilirsiniz.
Bu da az şey değildir. Buruk da olsa, yorgun gözlerinizde bir tebessüm yaratır.
O tebessümlerin çoğalması da elbet bir gün kurtarır bu ülkeyi.
Enseyi karartmayın.”
Çetin Altan: Şimdi gazetecilere hem keseyle altın veriyorlar, hem milletvekili yapıyorlar