• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Çaresizlik öfkesi

01/08/2021 15:48


AZİME ACAR

[email protected]


Çok değil, birkaç ay önce Marmara Denizi’ndeki deniz salyalarını gördüğümüzde yaşadığımız o derin hüzün ve yas duygusu, bu kez orman yangınlarıyla alevlendi.

Meğerse yaşadığımız o ‘tarif edilemeyen kayıp duygusu‘ ve ‘geri dönüşümü olmayan bir kaybın yasını tutma’nın bir adı varmış; Solastalji…

Halen California’da Araştırma görevlisi olarak çalıştığını Linkedin’den öğrendiğim Gökçe Şencan, deniz salyası vesilesiyle bu tanımı paylaştığında fark etmiştim.

Şencan, tanımın ‘solacium‘ (teselli, avunma) ve ‘algos‘ (acı) kelimelerinin birleşmesiyle oluştuğunu, özellikle iklim değişikliği çalışanlarının bu tanıma aşina olduğunu, hatta eko-kaygı (eco-anxiety) olarak adlandırılan bir formu bulunduğunu vurgulamıştı.

Yani, gelecekte, özellikle iklim değişikliği yüzünden yaşanacak çevresel kayıplar konusunda endişelenmek, henüz kaybetmediğimiz bir şeyi kaybedeceğimizi bilmenin yaşattığı kaygı.

Tam da ciğerlerimizi yakan orman yangınları karşısındaki duygularımızı ifade etmiyor mu? Tıpkı sanatçı Demet Evgar’ın vurguladığı gibi: “Çok üzgün olup bir şey yapamamak çok sinir bozucu. İçimde öfkenin büyümesine neden oluyor. Bunu hiç istemiyorum. Ama olan bu….”

‘Can kaybı yok’ acısı

Orman yangınlarında neler, neler yaptığımıza dikkat çekmeden önce, en can yakıcı cümleyi paylaşmak gerek.

Yöneticilerin ve medyanın ilk değerlendirmelerde, insandan gayrısını canlıdan saymazmışçasına söylenen o, ‘Can kaybı yok‘ sözü.

O ormanları yurt bilen hayvanların, her bir ağacın canına dair bir ekolojik bilincimiz yok muydu? Vardı elbette.

Çok, çok eski zamanlarda ağaç kesmeden önce sarılıp özür dilenir, izin istenirmiş.

Bu geleneği yüzyıllardır geçimlerini ormandan, ağaç kesiminden kazanan ve ‘Tahtacılar’ olarak anılan Alevi Türkmenleri hala sürdürüyor. Merak edenler Youtube’de ‘Ağaç Kesme Duası‘ olarak arayabilir ve TRT Avaz’da 2017’de yayınlanan belgeseldeki bu töreni izleyebilir.

Ağacın etrafına dizilip, ağaçtan affını, iznini isterken ‘doğanın bütün nimetlerine aşk ile…’ diyerek ekolojik bilincin en güzel örneğini sergilemiyorlar mı?

İşte o sözler;

“Ormana çocuklarımın rızkını temin için gidiyorum

Ekmeğimi aşımı ormandan çıkartıyorum

Genç fidan kesmiyorum

Kestiğim ağaçlardan af diliyorum

Beni bu dağlarda kazalardan belalardan koru

Kazancımı kabul eyle

Haram lokma hanemize girmesin

Kötüye uğursuza yoldaş etme

Yolumuz doğruluk yolu olsun

Doğanın bütün nimetlerine aşk ile”

Neler neler yaptık?

Gelelim, orman yangınlarında neler yaptığımıza.

Her felakette olduğu gibi Kızılay ve Diyanet, ‘SMS gönder, bağış yap‘ çağrısı yaptı, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, “Yardım hesabı açıldı, milletimiz cömerttir” diyerek vatandaş desteği istedi. Geçmiş harcamalar nedeniyle duyulan güvensizlik hikayeleri hatırlatıldı.

Bu arada, güvenerek bağış yapmak arayışıyla TEMA Vakfı’na yönelenler ‘kurallar gereğince’ bağışların Orman Genel Müdürlüğü’ne aktarıldığı gerçeğiyle yüzleşti.

Geçmişte orman yangınlarının en önemli adresi olan Türk Hava Kurumu Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı ise, “Özel bir durum vardı, düğündeydim” diyerek helallik istedi.

‘Nasıl yani?‘ diye eleştiriler artınca, bu sefer, “Sanki düğüne gidip halay çektim, nikaha gittim ben. Çok abartılıyor” diyerek kendini savunmasıyla, kriz iletişim yönetimine bir örnek vaka bıraktı.

‘Var sandığımız‘ yangın söndürme uçaklarının falan olmadığı, pilotlarının çoktan işten çıkarıldığı, Tarım Bakanı Pakdemirli’nin ise her yere özel jetiyle gittiği, gündeme damga vurdu.

Tarım Bakanı, “Ağaç üzerinden siyaset yapanları ayıplıyorum” derken, açıklamalarında ‘dua‘yı hiç ihmal etmedi.

Bakan Pakdemirli’nin duacı olduğu ama koruyucu giysileri olmadan yangınla mücadelede etmeye çabalayan ‘ormanın kahramanları’nın görüntüleri yansıdı. Kendi yarasını sarmaya çalışanlar, ağaçların altında yorgunluktan bayılmış halde yatanlar, ağacın canını kurtarmak isterken kendi canından olanlar…

Çözüm üretmek, algı yaratmak…

Bakanlar, “Yanan ağaçların yerine yenilerini dikeriz”, “Bir giden fidana karşılığı bin fidan dikeceğiz” güvencesi verirken uzmanlar, “Yanan ormanları kendi haline bırakın, beş on yılda toparlar. Yeter ki insandan, imardan uzak tutun”  diye uyardı.

Yani, sadece yenisini dikerek bir ekosistem oluşmadığı, asıl işin yangınla mücadele olduğu hatırlatıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş yağmur duası için Antalya’ya giderken, 50 dereceyi aşan sıcaklıklarla mücadele eden Dubai’de dronlar yardımıyla yapay yağmur yağdırıldı.

Arkalarına yangın görüntülerini alarak açıklama yapan bakanlar, ‘algıyı yönetmeye’ çalışırken, gözleri yaşlı Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’in çaresiz görüntüsü sosyal medyaya yansıdı. Ve ister yerel ister merkezi yöneticiler olsun, öncelikli görevin çözüm üretmek olduğu hatırlatıldı.

Sonuçta, bu liste uzar gider. Yazacak, üzerine konuşulacak öyle şey var ki. Özellikle en üst düzey yöneticinin uzuunnn bir konvoyla bölgeye gelişinin yarattığı kaos, ilave trafik tıkanıklığıyla yangına müdahaleye gitmeye çalışan itfaiyenin yolda kalışı, çay demleyecek evleri olmayan insanlara çay atılması ve dahi neler neler…

Ev ödevinizi yapın

Yerel ve merkezi yönetimlerin, her türlü felaket başımıza gelmeden önce hem teknik hem iletişim tarafında yapılacak tonlarca ev ödevi var. Ama o ev ödevleri hep görmezden geliniyor. Ta ki başımıza bir felaket daha gelene kadar.

Ödevinizi yaparsanız, algının derdine düşmezsiniz, her şey kontrol altında, her şeyi yapıyoruz algısı vermeye çabalarken, duygusuz, duyarsız algılanmazsınız…

Ödevinizi yaparsanız, canınızı yakan gerçekler karşısında samimiyetle akıttığınız göz yaşlarınızı görenler ‘üzerinize düşen sorumluluklar ve çözüm üreten mevkiinin siz olduğunuz’ gerçeğini size hatırlatmak zorunda kalmaz…

Ödevinizi yaparsanız,  yani felaketler başımıza gelmeden önce yapılacak işleri tamamlar, felaket anında da yaptıklarınızı ve yapacaklarınızı düzenli ve şeffaf bir biçimde paylaşırsanız, endişeleri gidermeye yönelik bir iletişim kurarsanız, verdiğiniz emeğin, özenin sahada yansımasını, insanların o en endişeli anlarında size ‘güvenmelerini’ sağlarsınız.

Medyaya gelince…

Her felakette olduğu gibi, konuda uzman (!) üç beş kişi yine ekranlarda saatlerce ahkam kesti.

‘Dedi ki‘ gazeteciliğiyla aynı açıklamalar döndürüp döndürüp verildi.

Olay yerine muhabir yollayıp, ajanslardan geçen üç beş satır bilginin tekrarıyla yetinildi.

Hal böyleyken, habere ulaşmaya çalışanlar sosyal medyayı tırım tırım taradı, ne olup bittiğini anlamaya çalıştı. Onlar da troller, dezenformasyon, komplo teorileri ile hangisine inanacağını şaşırdı.

Haberciliğin hakkını verip, kamuoyunun gerçekten doğru bilgilendirilmesi yerel ve merkezi yönetimler üzerinde bir baskı oluşturma gücü olduğunu hatırlatalım.

Tıpkı gazeteci Murat Yetkin’in yangınlar sürerken, 28 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren bir kanun ile ‘Orman alanlarındaki yapılaşma tasarrufunun Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisine bırakıldığını, arazilerinin Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri adı altında turizm yatırımcılarına açılabileceğine’ dikkat çeken haberi gibi.

Mutsuzum, mutsuzsun, mutsuz

Gallup’un 140 ülkede yaptığı ‘duygu araştırması’yla bitirelim.

Araştırmaya göre Türkiye mutsuz, öfkeli, memnuniyetsiz, karamsar, neşesini kaybetmiş bir halde.

En az gülümseyen birinci ülke Türkiye,

En çok öfke duygusu yaşanan ikinci ülke Türkiye,

Hayattan keyif alma duygusunu en az hisseden ikinci ülke Türkiye,

En çok stres duygusu yaşanan dördüncü ülke Türkiye,

Ciğeriniz dumandan kavrulmazsa…

Bir derin nefes alın…

Bu Solastalji değil de ne?

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Azime Acar

SON HABERLER

Emine Bulut davasında müebbet cezasına onama

Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi, Kırıkkale'de eski eşi Emine Bulut'u 10 … Devamı...

İlkokul ve ortaokul öğrencileri için yaz okulu açılıyor

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ilkokul ve ortaokul öğrencileri için yaz … Devamı...

Rakıya zam

Tekel Bayileri Platformu (TBP) Başkanı Özgür Aybaş, Mey-Diageo grubuna ait … Devamı...

Aynur Doğan konserinin organizatörü: İptal haberini Twitter’dan öğrendik

Şarkıcı Aynur Doğan'ın konserini organize eden Gergedan Yapım, bilet … Devamı...

Küresel piyasadan kısa sürede 11 trilyon dolar ‘silindi’, devamı da gelebilir

Küresel piyasalar pandemi, savaş, artan enflasyon ve parasal sıkılaşma … Devamı...

‘Ingres’nın Kemanı’ en pahalı fotoğraf oldu

Man Ray'in ünlü Le Violon d'Ingres' (Ingres'nın kemanı) fotoğrafı … Devamı...

Tekirdağ kırmızıya büründü

Tekirdağ'da tarlalar, görenleri büyüleyen gelincik çiçekleriyle kırmızıya … Devamı...

Kolunu kaptırdığı timsahla güreşerek canını kurtardı

Avustralya'nın ücra bir köşesinde kolunu kapan timsahla mücadelesinden … Devamı...

İşsizlik oranı yüzde 11,4; işsiz sayısı 3,8 milyon

Yılın ilk çeyreğinde işsizlik oranı yüzde 0,1'lik artışla yüzde 11,4 … Devamı...

Bozuk paraları hurdacıya satmak isteyenlere ‘suçüstü’

İstanbul'da tedavüldeki bozuk paraların hurdacıya satılması nedeniyle iki … Devamı...

Sığınmacılarla ‘Papaz Kaçtı’ oyunu
‘Kürt aileye ırkçı saldırı’ ve ırkçılık tuzağı

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1658 gündür hapiste

YAZARLAR

İsveç Köftesi, Kürt Böreği

Bahadır Kaynak

Yekta Kopan’ın özrü, Gezi’nin sızlayan kemikleri…

Dağhan Irak

Akrep’te Ay Tutulması

Neslihan Kazdal

Buluşalım artık!

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Tekrardan kaçın ama sakınma!

Mustafa Dağıstanlı

Onca insan ‘sivil ölüme’ mahkûmken toplumda huzur olacaktı, öyle mi!

Murat Sevinç

Zafer Partisi nedir, kimin işine yarar?

Dağhan Irak

GÜNÜN 11’İ

Abdurrahman Yıldırım: ‘Mayısta sat ve tatile git yat’ eğilimi

Remzi Özdemir: Tarıma destek yerine betona tam destek veren bir iktidar

Barış Terkoğlu: Duyumu alan Kılıçdaroğlu, SADAT hamlesiyle iktidara mesaj verdi

Emre Bol: Fenerbahçe’de bazı oyuncular olmayınca makine bozuluyor

Hasan Basri Yalçın: Batı dünyasında topyekûn bütünleşme süreci

Aziz Çelik: TÜİK, TÜİK’e karşı

Mithat Fabian Sözmen: Özdağ futbol sahnesini de es geçmedi

Hakan Albayrak: İttifaktan hükümet çıkacağını ummak hayalcilik

Can Ataklı: SADAT fırsatı kaçırdığı gibi üstüne CHP genel başkanına saldırdı

İbrahim Kahveci: Nüfus artışımızı yabancılarla kapatıyoruz

Murat Muratoğlu: Uçakların boş gidip geleceğini birisi ona söylemeli

15 Mayıs’ta iklim için el ele

Ukrayna’da Eurovision sunucusunun bomba sığınağındaki sevinci gündem oldu

Silifke’de, zehirli kestane toplamak için daldılar

Kedilerin soyağacı çıkarılıyor

Vogue dergisi, ‘Vogue köyü’ndeki pub’ın adının değiştirilmesini istedi

Britney Spears düşük yaptı: Mucize bebeğimizi kaybettik

‘Güldür Güldür’den hem Nebati’ye hem ‘bazı gazeteler’e gönderme

Maserati’yle tarihi İspanyol Merdivenleri’nden indi

İlişkinizi kurtarmanın sırrı: Deneyimli çift terapistinden yedi ders

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi