MİT TIR’larıyla Suriye’ye silah taşındığını belgeleyen haber nedeniyle gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül’le birlikte tutuklanan Cumhuriyet’in yayın yönetmeni Can Dündar, bugünkü yazısını 20 yaşını dolduran oğlu Ege Dündar’a armağan etti.
Dündar, “Ne “sıfırladın mı oğlum” dedim telefonda ona, ne de o “hepsini dağıttık babacığım” dedi bana… Çok şükür, kandırmadan, kandırılmadan, çalıp çırpmadan, haramsız, tertemiz geldik bugüne…” dedi.

Arşiv fotoğraf: Twitter
Dar kabinin camının ardında 20’lik bir fidan
‘Bir küçük yassı taş’ başlıklı bugünkü yazısına, “Kapalı görüş günü… Görüş odasına koşar adımlarla gittim. Dar kabinin camının ardında 20’lik bir fidan… Benim oğlum…” diyerek başlayan Dündar, şöyle devam etti: “Kapalı görüş günü… Görüş odasına koşar adımlarla gittim. Dar kabinin camının ardında 20’lik bir fidan… Benim oğlum… Fidanın dalları sürgün verip yeşermiş sanki kollarının ucunda… O parmaklarıyla dokunuyor bizi ayıran kalın cama… Avuç içlerimiz camın iki yanında yapışıyor birbirine… “Yapışıyor” demem lafın gelişi… İki canın arası cam… Aramıza dağlar, okyanuslar, kıtalar girdiği olmuştu; ama bu kadar yakınken ten tene dokunamadığımız olmamıştı hiç…”
İlk sözüne, ilk adımına, ilk aşkına tanıklık ettik
Bugün oğlu Ege’nin doğum günü olduğunu belirten Dündar, “20’si bitiyor. Etle tırnak gibi geçmiş 20 yıl… Aradaki soğuk cam, tırnağı etten söken bir kerpeten şimdi… Doğacağı hafta, “Bir oğlumuz olacak dostlar” diye yazmıştım. Sezen, “Kalbim Ege’de kaldı”yı söylüyordu… Annesiyle “Ege” isminde karar kıldık. “Gülücüklerin mabedi” olmuş bir evde, ilk sözüne, ilk adımına, ilk aşkına tanıklık ettik. En sevdiği oyuncağı, kitaplardı. Yazıyla büyüdü” diye yazdı.
Haramsız, tertemiz geldik bugüne
Babalar gününde en iyi yassı taşları toplayıp Eymir Gölü’nde suda kaydırmaca oynadıkları oğlunun görüş gününde cebine gizlediği küçük yassı taşı avucunun içinden kendisine gösterdiğinde gözyaşlarını tutamadığını dile getiren Dündar, “Dinleyenler, kaydedenler duyup kaydetmiştir; Ne “sıfırladın mı oğlum” dedim telefonda ona, ne de o “hepsini dağıttık babacığım” dedi bana… Çok şükür, kandırmadan, kandırılmadan, çalıp çırpmadan, haramsız, tertemiz geldik bugüne… Bugün 2 Ocak… Ona bu yazıdan başka verebileceğim bir yaşgünü hediyesi olamayacak. Ama eminim ki bir camın iki yanında yanan iki avucun sıcaklığı ileride bir şiirde, bir biyografide, bir kitapta uzak, hazin bir anı olarak yer alacak” ifadelerini kullandı.