“Gerilla annesini oynamak istiyorum” diyerek üç yıl önce lince uğrayan oyuncu ve çevirmen Füsun Demirel, sözleriyle PKK’yı kastetmediğini söyledi. Filistin mücadelesinin simge ismi Leyla Halid ve İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’e karşı mücadele eden İtalyan halk milislerine sempatisini olduğunu belirten Demirel, “Terörist teröristtir. Gerilla kelimesi enternasyonal bir kelimedir” diye konuştu.

Fotoğraf: Ahmet Arslan
Üç yıl önce Cumhuriyet’ten Ezgi Atabilen’e mülakat veren Demirel’e, oynamak istediği rol kalıp kalmadığı sorulmuştu. Demirel ise bu soruya “Mesela gerilla kadınları oynamayı çok istedim, yaşıma bakacak olursak artık gerilla değil ancak bir gerilla annesini oynayabilirim” yanıtı vermişti.
Demirel bu yanıtın ardından ağır bir lince maruz kalmış, devam eden projeleriyse iptallerle sonuçlanmıştı.
Geçen hafta kişisel Instagram hesabından paylaşımda bulunan Demirel, o günden beri hiçbir projede yer alamadığını belirterek, on üç yıldır kendisiyle çalışmayan yapımcı ve yönetmenlere isyan etmişti: “Sadece bir işi bile çok gördüler… Ben iyi değilim…”
‘Demokrasilerde çözüm silahla olmaz’
Habertürk’ten Kübra Par’a konuşan Demirel, 2015 yılında Cumhuriyet gazetesine verdiği mülakatta sarfettiği “Gerilla annesi rolünde oynamak istiyorum” sözlerinin, 35 yıllık sana hayatında bir trafik kazası olduğunu söyledi. O günkü sözlerinde ‘gerilla’ diyerek PKK’yı kastetmediğini söyleyen Demirel şöyle devam etti: “Terörün bu kadar can aldığı, kanın gövdeyi götürdüğü, asker/sivil herkesin öldürüldüğü bir atmosferde, PKK terör örgütünü kastediyor olsam, o zaman insanların benim aklımdan kuşkulanması gerekir. Demokrasilerde çözümlerin silahla, savaşla, terörle, bombayla değil; sohbetlerle, fikir tartışmalarıyla olması gerektiğine inanan insanlarız. Böyle bir şey söz konusu değil. Terörist teröristtir. Gerilla kelimesi enternasyonal bir kelimedir. Dünya tarihinde gerilla o kadar geçmişlere dayanır ki neden PKK ile örtüştürülüyor, bunu da anlamış değilim.”
Sanatçı Demirel, o gün ‘gerilla’ derken neyi kastettiğiniyse şu sözlerle anlattı: “Bir hatıra defterim var. Geriye dönüp 12 yaşıma, 1971-72 yıllarına bakıyorum. Bir sayfada bir kalp yapmışım, o kalpte ‘Leyla Halid’ yazıyor, ‘Benim kahramanım’ demişim. Filistin kurtuluş mücadelesinin sembol ismi… Sonra benim bir İtalya sürecim var. Tiyatro eğitimimi İtalya’da aldım. Altı yıl o ülkede yaşadım. İtalya’da yaşarken, Avrupa’yı kasıp kavuran İkinci Dünya Savaşı’nı; o halkın kendi ülkesini, cumhuriyetini korumak için ne denli canla başla savaştığını, onların bütün hikayelerini okudum, filmlerini izledim, şarkılarını dinledim ve o sivil milislerin nasıl Hitler’e karşı savaş verdiğini gördüm. Aslında bütün bunlara da sanatsal anlamda tanık olduğum için o yaşlarda bir oyuncu olarak, ‘Şöyle bir rol oynamak isterdim’ diye hayal ettim ve bunu dile getirdim. Ama tabii nerelere çekildi.”
’72 saat boyunca evden çıkamadım’
Üç yıl önceki sözlerinden ötürü çok ağır linç yaşadığını söyleyen Demirel, o günlerde çocuklarının yedi, sekiz yaşlarında olduğunu, ailece ölüm tehditleri aldıklarını, çok cinsiyetçi, ürkütücü hakaretlere maruz kaldığını anlattı. Demirel o günlerde, 72 saat boyunca perdeleri kapatıp evde oturduğunu ve hiçbir yere çıkamadığını da sözlerine ekledi.
Sanatçı Demirel, farklı görüşlerden sanatçılara uygulanan linçlere dair de yorumda bulundu ve “Genel olarak sol görüşlü bir insan oldum. Ama hayatımda hiçbir zaman benden ‘Neden Yavuz Bingöl böyleymiş?’ diye bir tek kelime duyamazsınız. Herkes nerede durmak isterse durur. Özgür irade diye bir şey var. Neden bunun için sanatçı arkadaşımı küçük düşüreyim” dedi.