Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal tatilcileri uyardı: “Deniz, göl kenarlarında, sokak eğlencelerinde açık havada olmak virüsün bulaşmayacağı anlamına gelmiyor.”

Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ünal tatil planları yapanlara şu uyarılarda bulundu: “Tatil için insanların tercihleri farklı. Kendi memleketinde daha izole, ormanlık, dağlık kesimlerde tatile gidenlerde çok büyük sorun olmayabilir. Çünkü iş kişilerin kapalı alanda bir araya gelmesi, açık alanda da olsa kişilerin bir araya gelmesi. Burada sorun çıkıyor. Yoksa izole bir ormanlık alanda tatilde, çok büyük tehdit görmüyorum. Ama deniz kenarlarında, göl kenarlarında, sokak eğlenceleri gibi açık havada olmak bulaşmayacağı anlamına da gelmiyor.”
Prof. Dr. Ünal, kapalı alanda hasta kişinin ağzından burnundan çıkan partiküllerin 1.5-2 metreye kadar havada asılı kaldığını ve o sırada karşısında bu mesafede bir kişi varsa onun burnuna, ağzına, gözüne yapışıp hasta ettiğini hatırltarak şunları söyledi: “Bu olmasın diye çıkışı kapatıyoruz, herkese ‘Maske tak’ diyoruz; gireceği yeri kapatıyoruz ‘Maske tak’ diyoruz. Araya da 1.5-2 metre koyarsak yüzde yüze yakın bir bulaşmama ihtimalini yakalamış oluyoruz. Bunlardan ödün verdiğiniz an kapalı alan da olsa, açık alan da olsa bulaşma meydana gelir. Kapalı olanda daha yoğunlaşacağı için daha çoktur; ama açık alanda olmayacak anlamına gelmez. Farklı kişilerle bir araya gelindiği andan itibaren maske takılacak, mesafeye dikkat edilecek bunları yapıyorsanız tatile de gidin, arabaya da binin, yolculuk da edin.”
‘Toplum yoruldu, farklı uyarılar geliştirilmeli’
Toplumun bu önlemlerden yorulduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Ünal farklı uyarı mesajları geliştirilmesi gerektiğini belirtti: “Uzman arkadaşlarımız ‘Maske, mesafe, el hijyeni’ diyor ama bunun ne kadarı gerçekten ciddiye alınıyor ve uygulanıyor görüyoruz. Artık daha sosyal bilimlerin içinde olduğu gruplar, sağlık bakanlığı bünyesinde çalışmaya başladı. İşin insan doğasını inceleyerek, psikolojisini, sosyolojisini anlayarak belki farklı uyarı biçimleri geliştirmek zorundayız ki vatandaşlarımız net mesajı alsın, almakla da kalmayıp uygulayabilsin, uygulasın ki bulaşma meydana gelmesin, bulaşma meydana gelmesin ki yeni vaka sayımız azalsın.”