• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Barış sürecini destekliyorsanız, Mahsum Korkmaz heykellerine de alışın

18/08/2014 18:31

 

FrederikeFREDERIKE GEERDINK

f.geerdink@gmail.com

Mehdi Taşkın öldü. Öldürüldü. Çünkü devlet, çok sayıda Kürt’ün kahraman olarak gördüğü bir adamın heykeline tahammül edemedi.


Taşkın, ateşkesin başlamasından bu yana devlet tarafından öldürülen 13’üncü Kürt. Böyle bir heykel için çok mu erkendi? Benim naçizane kanaatim odur ki hayır.

Ateşkes, sadece orduyla PKK arasındaki bir saldırmazlık hali değil; aynı zamanda, barışa giden yolun üst düzey isimler arasında müzakere edildiği bir dönem.

Ateşkes ayrıca, Kürt hareketine yetki sahibi oldukları kent ve bölgelerde tahayyül ettikleri demokrasiyi inşa etmeye başlama fırsatı da veriyor. Ateşkesin onlar için böylesine önemli olmasının nedeni bu.

Barış sürecinin zaman içinde yolunu açacağını umdukları ademi merkeziyetçilik ve Kürdistan bölgesine (ve ülkenin hala tanımlanmamış diğer bütün bölgeleri) otonomi uğruna mücadele ediyorlar.

Kürtler artık mağrur bir ulus

Kürtler uluslararası hukuka göre hak olarak gördükleri o özerk Kürdistan’da, kimliklerinin belirleyici unsurlarına göre yaşama özgürlüğüne sahip olmak istiyor. PKK’nin ilk saldırısını düzenlediği 15 Ağustos 1984’ten bu yana da o ulusu sıfırdan inşa ediyorlar. O tarihten bu yana neredeyse unutulacak derecede asimile edilmiş bir halktan, mağrur bir ulusa dönüştüler.

mahsun korkmaz1

Fotoğraf: DHA

 

Fiiliyatta, diğer ulusların sahip olduğu her şeye, kendi medyalarına, siyasetlerine, savunma kuvvetlerine ve dillerine, tarihlerine sahipler. Ve tabii ki kendi ulusal kahramanları var. 1984’teki o saldırıları düzenleyen PKK savaşçılarından Mahsum Korkmaz da onlardan biri. Kürtlerin onu onurlandırmak istemesi şaşılacak bir şey değil.

Doğru zaman değil mi? Bu sorunun yanıtı, konuya nasıl baktığınıza göre değişir. İlk saldırılar tamıtamına 30 yıl önceydi; dolayısıyla Kürtler için doğru zaman.

Barış sürecinde bir provokasyon mu? Devlet provoke edilmiş gibi hissetmemeyi seçebilirdi.

Atatürk Kürtlerin de kurtarıcısı olabilirdi

Türkiye medyası, siyaseti, ordusu ve tarihsel anlatısının Kürtlere hiçbir yararı dokunmadı. Türklerin ulusal kahramanı da onlar için geçerli değil. Atatürk onların da kurtarıcısı olabilirdi. Kürtler, onun Kurtuluş Savaşı’na katıldıklarında tam da böyle olacağını düşünüyordu.

Kürtlerin Osmanlı İmparatorluğu’nda yıllar boyu bağımsız olduğu, vergi ödemediği ve erkek çocuklarını Osmanlı ordusuna göndermediği, Türkiye’de bile az bilinir. Atatürk’ün güçleriyse fikir değiştirdi. Çünkü yabancı güçler ülkeden atılmalıydı. Anadolu’nun halkları kendi topraklarını kendileri yönetmek istiyordu.

Atatürk’ün kendilerini kullandığını, ülke kurulur kurulmaz onları yüzüstü bırakacağını bilmiyorlardı. Kürtlerin yeni Türkiye’de söyleyecek bir şeyi, iktidarda bir hakkı, hatta kendileri olma hakları bile olmayacaktı. Kürtlerin yüzyıllar boyu kendi bağımsız hayatlarını yaşadıkları topraklarda, Türk bağımsızlık hareketinin kendisi bir işgal gücüne dönüştü.

19 Mayıs Türkler için neyse…

Kürtler 30 yıldır buna karşı koyuyor. Baskıcı sitemin gitmesini istiyor. Atatürk’ün bağımsızlık savaşının bir ulusun doğuşunu temsil etmesi gibi, 15 Ağustos 1984’te devlete karşı düzenlenen ilk PKK saldırıları da bir ulusun doğuşu anlamına geliyordu.

19 Mayıs 1919 Türkler için neyse, 15 Ağustos 1984 de Kürtler için o. Türkler ülkenin her yerine Atatürk’ün heykellerini dikti, Kürtler de şimdi ilk Mahsum Korkmaz heykelini.

mahsum korkmaz kapak

Heykel yerinde, dört günden kısa bir süre kalabildi.

Mahsum Korkmaz’ın heykelinin çok sayıda Türk’ü, onu terörist olarak gördükleri için öfkelendirdiğini anlayabiliyorum. Fakat birçok Kürt de, kendi kentlerinin ana meydanlarına heykelleri dikilen Atatürk’ü, kendi halklarından onbinlerce insanın öldürülmesinin sorumlusu olarak görüyor. Meydanlarında kimin heykelinin yükseleceğine kentlerin kendi sakinleri karar vermemeli mi?

Gelecekteki Türkiye’den bir kesit

Çoğunlukla barış sürecine destek veren Türklerin, Türkiye’nin kalıcı barış sağlanmadan önce içinden geçmesi gereken temel değişimleri tam anlamıyla kavrayıp kavramadığını merak ediyorum.

O özerklik tam da şu anlama geliyor: Kararları Ankara değil, yerel halk verecek. Dolayısıyla, Mahsum Korkmaz heykeli gelecekteki Türkiye’den bir kesit. Bir gün, belki yine Lice’deki ve mezarlığa ve muhtemelen başka yerlere Mahsum Korkmaz heykeli dikilecek.

Bir diğer öngörü de şu: Barış sağlandığında ve PKK dağdan indiğinde, Şırnak, Hakkari, Siirt, Ağrı, Nusaybin ve diğer yerlerdeki Atatürk heykellerinin yerine Öcalan heykelleri dikilecek.

mahsum korkmaz catisma2

Fotoğraf: Faruk Ayyıldız

 

Dolayısıyla Türkler şu an bronzdan bir Mahsum Kormaz nedeniyle öfkelenebilir, devlet onu yasaklayabilir ve yıkabilir, hatta genç bir adam da öldürülebilir. Ama provokasyona gelmeyip buna alışmak, daha zekice ve insani bir yaklaşım olacaktır.

Atatürk herkesin kahramanı olmayı başaramadı. Mahsum Korkmaz’ın heykeli ve gelecekteki Öcalan heykelleri bunun sadece doğal sonuçları.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Frederike Geerdink

SON HABERLER

Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

Gazeteci Furkan Karabay, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘terör ve mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçlamasıyla tutuklandı.

Harvard Hukuk Fakültesi'nin 27,5 dolarlık Magna Carta 'kopyası' gerçekmiş

Harvard Hukuk Fakültesi’nin 1946’da 27,5 dolara satın aldığı Magna Carta ‘kopyası’nın gerçek olduğu ortaya çıktı.

RTÜK, Özel'e saldırı başlıklarını beğenmedi: İki kanala ceza

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yumruklu saldırı haberleri nedeniyle Sözcü TV ve Halk TV’ye para cezası kesti.

İstanbul'daki Rusya-Ukrayna görüşmesi öncesinde ipler gerildi: 'Palyaço'

İstanbul’daki barış müzakereleri öncesinde Rusya ile Ukrayna arasında gerginlik çıktı. Rus sözcü Mariya Zaharova, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye ‘palyaço’ dedi.

Trendyol Süper Lig'de 36'ncı hafta maçlarının hakemleri belli oldu

Trendyol Süper Lig’de 36’ncı hafta maçlarının hakemleri belli oldu.

Hakkımda Frederike Geerdink

Hollandalı gazeteci. 25 yıldır meslekte. 15 yıl Hollanda’da çalıştıktan sonra 2006’da Türkiye’ye yerleşti. Özellikle Kürt sorunu, insan hakları, azınlıklar ve kadın meseleleri üzerine yazıyor. Ağustos 2012’den bu yana Diyarbakır’da yaşıyor. www.kurdismatters.com ve www.journalistinturkey.com adlı blogları var. Başta Hollanda ulusal haber ajansı olmak üzere birçok mecraya haber ve yazı yazıyor.
Uludere katliamını irdelediği kitabı ‘De jongens zijn dood’ adıyla Hollanda’da yayınlandı.
Not: Kendisi ayrıca Amberin Zaman’ı ‘utandıran’ gazetecidir.

Ne siz masumsunuz, ne de biz saf (II) Muhterem KONDA, o anketi neden açıkladınız?
'Cumhurbaşkanlığı sistemi': İktidar, muhalefet ve Kürtler

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 753 gündür hapiste

YAZARLAR

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Ege Cansen: Devlet, halktan zorla para toplama tekeline sahip kamusal örgüttür

Nevşin Mengü: Suriye'ye Norveç'ten siyasetçi ithal edilemeyeceğine göre gerçekçi olmak lazım

Alaattin Aktaş: Türkiye neredeyse hâlâ iktisat teorilerini test etmekle meşgul

Mehmet Y. Yılmaz: Şiddeti, polisin temel taktiği hâline getirirseniz, kimse polise saygı duymaz

Hediye Levent: Suriye'nin de İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine dahil olması beklenebilir

Bülent Timurlenk: Galatasaray karşısında kendisinden iki sıklet daha aşağıda bir takım vardı

Akif Beki: PKK'nın silah bırakma kararı bile tek başına ekonomi şahlandırmaya yetmeliydi

Feride Kara: Takımlarımızın Süper Lig'de birbirlerini kırıp Avrupa'ya çıkınca yokları oynaması ülke futbolu açısından düşündürücü

Orhan Bursalı: AKP'nin Kürt oylarına ihtiyacı var

Sefer Levent: Markalarla AVM'lerin kavgası yeni değil

Zeynep Altıok Akatlı: '6 yaşında çocukla evlenmek caizdir' diyen sapkın pedofiliyi koruyorlar

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×