Cebinde taş vardı diye suçladığın çocuk Rus pilotun savaş uçağından daha mı tehlikeliydi? Ali İsmail Korkmaz İsrail’den daha mı korkutucuydu? Bu ülkenin çocuklarına, gençlerine niye bu kadar öfkelisin? Kürt halkı Antalya’da otelleri doldurmaya yetmiyor diye mi? Alevi çocukları Ruslar kadar domates tüketemiyor diye mi?

Bu üç ismi aynı anda bünyesinde barındıran örgüt hangisidir? Bu üç ismin tek ortak özelliği ne olabilir? Söyleyeyim size: Devletin vatandaşa karşı işlediği suçlarla mücadele etmek.

En büyük Ermeni vakfının başkanı, cemaatinin gençlerine “Oğlum kulağıma bir şeyler geldi. Maddi manevi bir derdin olursa buradayız” demiyor yani. Onun yerine devlet adına bizi terbiye ediyor.

Taybet Ana’nın cesedini yedi gün sokaklarda bırakıp oğluna “Sokak köpekleri cesedi yemesin diye elimde taşla köşede saklandım günlerce” dedirten şanlı devletimiz çalışıyor işte.

Hayat normalmiş gibi gülümsedik. Normal hayatın özlemiyle inadına gülümsedik hatta…

Böyle giderse kanımızla duş alacak kahramanlara da virüs bulaşabilir. En azından onların hatrına bir şeyler yapın.

Yalnız kalmış, tank namlusunun vicdanına terk edilmiş, uyuduğu yatak odasının bir keskin nişancının dürbününden görüldüğü, yaşadığı her bir günü fazladan addeden insanlar varken kendimizi ‘güvende’ hissedebileceğimizi mi zannediyoruz?

Belki zalime inat olsun diye olay yeri kalabalık olur. Sadece cenazelerde değil, dayanışmada da çoğalır meydanlar. Belki…

Kurnaz olduğunuzu biliyorduk da bu kadar pervasızlaşacağınızı kestiremedik. Cinayeti, baskıyı, işkenceyi, zulmü bu kadar sevebilmeniz fıtrattan mı geliyor?