• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Arkana bakmadan akmak

06/01/2022 21:31

MEHMET AKSEL

Çok küçük yaşlarımdan itibaren sporla iç içe oldum.

Otuz küsur sene binicilik, on küsur sene de otomobil sporlarıyla uğraştım.


Sporun bana öğrettiği önemli derslerden biri ‘akmak‘, bir diğeri de her ne olursa olsun ‘arkana bakmamak’tır.

Açıklamaya çalışayım…

Binicilikte müsabakaya girersiniz, atlayacağınız 12 adet mani (engel) vardır.

Maneje girip hakem heyetine selam verme faslı sonrası aslında seyircinin ve bazı binicilerin de bilmediği çok önemli bir an gelir.

Bu, atınızı dörtnala kaldırdığınız andır.

Fanyon (başlangıç) çizgisini geçmeden evvel atınızı, atınızın ve kendinizin birbirinizi müsabaka boyunca iyi hissedeceğiniz ‘akıcı bir tempoda’ dörtnala kaldırırsınız.

Müsabakanın kilit anlarından biridir bu, tempo ve o temponun getirdiği akıcılık.

Müsabakanın akan bir tempoda olması ile hayatın akan bir tempoda olmasını hep benzetmişimdir.

Hüsnü beyle (Özyeğin) sohbet ediyorduk bir gün, “Durursan düşersin” demişti, işte o mesele.

Sırasıyla 12 mani vardır teker teker atlayacağınız ve üç önemli unsur vardır, size basitçe anlatabileceğim (Her bir mani teker teker ele alınması gerekli olduğundan üzerine basarak yazmak istedim teker teker diye).

 – Maniye iyi yaklaşmak,

 – Maniyi iyi atlamak,

 – Ve maniden yere indikten sonra bir sonraki maniye en iyi, en akıllı şekilde yaklaşmanın hesapları.

Bunu da hayata benzetebiliriz aslında. İnsanlara, işlere ya da olaylara elimizden geldiğince doğru yaklaşmak, doğru davranmak ve bir sonrakilere hazırlanmak.

Bir öğretisi daha vardır ki biniciliğin bence o, en ama en önemlisidir.

Asla ama ‘asla arkana bakma‘zsın.

– Bir maniyi devirmiş olabilirsin, bir maninin içine girmiş olabilirsin, iki saniye evvel milyon türlü aksilik olmuş olabilir mani üstünde ya da müsabaka içinde.

– Bu aksilik birinci manide de olabilir, 11’inci manide de; ama önünde daha mani ya da maniler olduğunu bilir ve arkanla ilişiğini kesersin kafanda.

İşte benim hayata bakışım da hep böyle oldu (olmasına uğraştım).

Hayatımdaki tüm manilere o günün şartları ve o günün bilinciyle en doğru olduğunu düşündüğüm şekilde yaklaşmaya gayret ettim senelerce.

Şimdi bakıyorum da kendimi iyi bir cacığa layık gördüğüm yüzlerce hıyarlık yapmışım.

Doğal ve normal değil mi?

Bir yazımda “Vücudumdaki izler ve kemiklerimdeki kırıklar bana dolu dolu yaşadığımı hissettiriyor hep” demiştim.

Ama spordan ve hayattan (her tarih ve şartta) en önemli kazanımım, hiç arkama bakmadan, başka bir mani bulmak ve maniye o anda elimden, bilgimden ve tecrübemden gelen en doğru şekilde yaklaşmak ve atlamaya çalışmak oldu sanırım.

Genellikle seyrettiğim filmlerde bir konu hep aklıma takılır.

Bakarım karakterin şu ya da bu sebepten berbat bir hayatı var.

İşi, ailesi, çevresi ya da koşullarından ötürü mutsuz, daha da önemlisi umutsuz.

Kardeşim çek git, terk et orayı.

Bin bir otobüse ve git yepyeni bir ülkeye, yepyeni bir eyalete, bambaşka bir iklime ve başla yepyeni bir hayata.

Kaç yaşında olursan ol, neler yaşamış olursan ol, sana verilmiş bir 70-80 yıl var elinde ve senin bunun bir gününü bile ziyan etmemen gerekiyor.

Tabii film bu ve ‘Öyle olmasa film olmazdı‘ durumu var ama hayatta da hep aynı his geçerli oldu benim için.

Hayatından mutlu olmayıp da değişiklik yapmayanları ya da yapamayanları hiç anlayamıyorum.

Ortağından memnun değil, işinden memnun değil, eşinden memnun değil, yaşadığı yerden memnun değil; kardeşim bunların hepsi olabilir ama bunları değiştirmek senin elinde ve daha da güzeli sen bunu değiştirmek için o anda harekete geçebilirsin. Ne duruyorsun ki?

Kişinin bir şeyi başaramamasına hiç takılmıyorum (Neler gördüm, neler yaşadım, başarısızlığı asıl bende görmeliydiniz).

Ama neye takılıyorum biliyor musunuz? Kendini o sarmaldan kurtaramayanlara… Ve şaşırıyorum.

Yeni moda çıktı.

Depresyondaymış zat-ı âlîleri.

Bir doktor arkadaşımla sohbet ediyorduk, “Mehmet, Mehmet’in depresyona girmesine bile izin vermez” demişti. İyi tespit.

Ne depresyonu ya, boşa kaybedecek vaktimiz yok, bir gün bile.

Arkana bakmazsın ve akmaya devam edersin, budur yaşamanın keyfi.

Bence insanın yaşamla ilişkisini her gün yenilemesi/tazelemesi gerekiyor ki umut olsun içinde.

Ali Poyrazoğlu’nun çok sevdiğim bir hikayesi vardır.

Öğrencileri ısrarla Ali beyin yaşını soruyor, o da birkaç akıllı manevradan sonra bakıyor ki cevaplamaktan kaçış yok, 65 diyor, hatırladığım kadarıyla.

Öğrencilerden biri cebinden bir ip çıkartıyor, “Hocam Türkiye’de yaşam ortalaması yaklaşık 85 yıl” deyip ipin 85 santimini kesiyor. Sonra da o parçanın 65 santimini kesip kalan 20 santim ipi eline veriyor Ali beyin, “Bu kadar kaldı” diyor.

“Öğrencilerinden hocalarına hayat dersi” diye anlatmıştı üstat hikayeyi.

Ortalamayı aşmanızı ve 2022 ile birlikte kalan tüm santimlerinizi mecburiyetlerinizle değil, gerçekten yapmak isteklerinizle doldurmanızı dilerim.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Mehmet Aksel

SON HABERLER

Ağaçları içten kurutuyor: İstilacı teke böceği İstanbul'da görüldü

Akçaağaç, turunçgiller, at kestanesi ve çınar gibi ağaçları içten kurutan istilacı teke böceği 2014’ten sonra yeniden İstanbul’da görüldü.

25,4 milyon liralık vurgun: Paw Guards dahil beş hayvan derneğinde 10 tutuklama

Sokak hayvanlarıyla ilgili beş dernekte 10 kişi, toplam 25,4 milyon lirayı zimmetlerine geçirdikleri iddiasıyla tutuklandı.

AB, Çinli şirketlerin tıbbi cihaz ihalesine girmesini kısıtladı

Avrupa Birliği (AB), Çinli şirketlerin 5 milyon avroyu aşan tıbbi cihaz ihalesine girmesini yasakladı.

'Etkin pişmanlık' açıklamalarına soruşturma

İstanbul başsavcılığı  ‘etkin pişmanlık’ kapsamında ifadesi verenler için ‘baskı, zorlama ve tehditle ifade verdiği’ni söyleyenler hakkında soruşturma başlatılacağını duyurdu.

Konut fiyat endeksi İstanbul'da yüzde 32,6 arttı

Konut Fiyat Endeksi (KFE) mayısta aylık bazda yüzde 3,4, yıllık yüzde 32,3 arttı. Endeksin İstanbul’da bir yıldaki artışıysa yüzde 32,6.

'Kurucu ayarlar'a dönmeyi gerçekten istiyor musunuz?
Ülkeden gitmek isteyen 'gençler'in derdi ne olabilir?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 789 gündür hapiste

YAZARLAR

Ofansif mizah örneği olarak birkaç anayasa maddesi

Murat Sevinç

Babalar günü bu yıl da coşkuyla kutlanmadı!

Arzu Uzunali

İnsan aynı anda iki kişiyi sevebilir mi?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Roma dondurması meselesi

Elvan Uysal Bottoni

Gelecekten ses veren siyasetçiler…

Murat Sevinç

İşgalci kelimeler

Mustafa Dağıstanlı

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

GÜNÜN 11’İ

Zeynep Gürcanlı: CHP, üzerinde yargı eliyle kurulan baskıyı stratejik bir hamleyle kırma planını hayata geçiriyor

Korkut Boratav: Rusya'nın ABD'ye karşı nükleer tepkisi tetiklenecek mi? 

Deniz Zeyrek: Adı Atatürk Stadyumu'ydu ama milyarder vekil 'Eskişehir Stadyumu' olarak yazmayı tercih etmişti

Rükzan Sağır: Vergi, 'yaşanabilir' bir hayatın abonelik bedeli oluyor

Zülal Kalkandelen: Özal, iflah olmaz bir Amerikancıydı

Yılmaz Özdil: Ayvalık böyle, Fethiye böyle, turist diye gelip, parkta yatan var… 

Abbas Güçlü: Sınavlar için yıllarca süren hazırlık yapıyoruz ama tercihlere birkaç gün ayırıyoruz!

Adnan Gümüş: Maddi fetihler, para ve yayılmacılık tek değer haline geldi

Abdulkadir Selvi: Washington'da beklenmedik uçuş, İran'a son uyarı olarak yorumlandı

Gözde Bedeloğlu: AKP'nin zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını sağlayacak teklifi yeniden gündemde

Tolga Şardan: Marmaris'te eğlence yerlerinde turistlerin bulunduğu müstehcen görüntüler Ankara'da infial yarattı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×