Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan ve Azerbaycan seyahatleri sonrası uçakta konuştu: “Ben hala Esed’den umutluyum, aramızdaki hukuku yeniden ihya etmemiz bölgeyi inşallah fazlasıyla rahatlatacaktır.”

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son dönemdeki çağrılarıyla ilgili soruyaysa detaylı yanıt vermedi: “Türkiye’nin geleceğinde teröre de terör takviyeli siyasete de yer yok. Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz.”
Gazetecilerin soruları üzerine Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle:
‘Trump’la telefon diplomasisi yetmez’
* (Donald Trump’ın seçilmesi ve ABD’yle ilişkiler) Yeni dönemde Türkiye’yle ABD arasındaki ilişkilerin gelişmesi yaptığımız bir telefon diplomasisiyle sağlanmaz. Biz sayın Trump’la inşallah uluslararası toplantılar ya da ikili görüşmelerde bir araya gelmek suretiyle bundan sonraki süreci nasıl değerlendireceğimizi çok daha iyi bir şekilde tespit edeceğiz. Şu anda sayın Trump’ın kabinesi nasıl oluşacak, nasıl bir kabine ortaya çıkacak bunları görmemiz gerekiyor.
‘Temennimiz Türkiye’yle ABD arasında çok daha farklı bir süreç olsun’
* Bir de sayın Trump’ın kabinesi, benim kabinemdeki arkadaşlarla yapacakları görüşmelerle birbirlerini çok daha yakından tanıyacak, bilecek ve ona göre de adımlarımızı inşallah atacağız. Bu noktada başkan yardımcıları ve dışişleri bakanları önem arz ediyor. Bu bakanlarımız bir araya gelmek suretiyle birbirlerini tanıyıp istişare edecekler. Temennimiz odur ki; Türkiye’yle ABD arasında çok daha farklı bir süreç başlamış olsun. Şüphesiz iki ülke arasında fırsatlar her zaman mevcuttur. Bu fırsatları değerlendirme iradesi ve iki ülkeye de kazandıracak adımların atılması temel beklentimizdir.
* Biz konuya her liderin yaptığı gibi ülkemizin çıkarları perspektifinden yaklaşıyoruz. Trump yönetimi, ekonomiyi öncelikli hedeflerinden biri olarak görüyor. Türkiye de stratejik coğrafi konumu ve genç nüfusuyla yatırım fırsatları sunan bir ülke. İki ülke arasında ticaret hacminin artırılması ve yatırımların teşvik edilmesi için yeni fırsatlar oluşturabiliriz. Özellikle enerji, altyapı ve teknoloji alanlarında yeni iş birliklerini geliştirmemiz mümkün.
‘Elon Musk da çocuğunu getirmişti’
* (Elon Musk’la arada sırada görüşür müsünüz?) Bu kampanyada Musk, sayın Trump’ın yanında yer aldı. Bizi burada ilgilendiren konu Musk’ın uzay ve teknoloji alanında çalışan bir iş insani olması… Kendisi teknolojiyi yakından takip eden ve bazı ciddi teknolojik adımları da atan bir isim.
* Türkiye’de kendisiyle bu konuyla ilgili bir görüşme yaptık. Son Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkevi’nde kendisiyle görüştüğümüzde çocuğunu da yanında almış ve Türkevi’ne öyle gelmişti. Türkevi’ndeki görüşmemizde de samimi bir havada görüşmeyi yaptık.
* Türkiye’nin teknoloji alanında attığı atılımlar dünyanın dikkatini çekiyor. Teknoloji tek başına ilerleyeceğiniz bir alan değil, mutlaka bazı iş birliklerine ihtiyacınız oluyor. Bu alanda iş birliği fırsatlarının doğması halinde Musk’la de adımlar atılabilir. Elon Musk, sayın Trump yönetiminde hangi alanda görev alacak, hangi alanda aldığı görevle sayın Trump’a veyahut da Amerika yönetimine faydası olacak bunu zaman içerisinde göreceğiz.
‘Biraz erken’
(Donald Trump’ın seçilmesi bölgesel savaş ve İsrail işgali tehdidini ne oranda azalttı?) Bana bu konuyla ilgili tespitler için biraz erken gibi geliyor. Trump görevi, Biden’den teslim alsın bakalım. Devir teslimden sonra yeni dönemde ne gibi adımlar atacak, bunu o zaman göreceğiz.
‘Zaman zaman verilen mesajlar bizi kaygılandırabiliyor’
Temennimiz odur ki; Trump bu dönem bölgeye yönelik çok daha farklı adımlar atsın. Çünkü zaman zaman verilen mesajlar bizi kaygılandırabiliyor. Onun için de ocakı bir görmemiz lazım. Ocaktan itibaren ne gibi adımlar atılacağını bence o zaman göreceğiz.
‘Trump’la daha fazla görüştük’
* Kendisiyle seçilmesi sonrası nasıl birkaç gün içerisinde görüşüp konuştuysak, bundan sonraki süreçte de bu temaslarımızı aynı şekilde gerçekleştireceğimize inanıyorum. Çünkü geçmişte Trump’la görüşmelerimiz Biden’la mukayese edilemeyecek derecede fazlaydı. İnşallah bu dönemde de bu adımları en güzel şekilde atarız ve hem ABD hem Türkiye buradan kazançlı çıkar
İsrail’le ilişkiler ve ticaret
(İsrail’le ticaret) Siyasetin en kirli tarafı burası. Niye yaparlar bunları? Mevcut hükümeti nasıl yıpratırız anlayışıyla bu amaç için yaparlar. Biz şu anda Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümeti olarak İsrail’le ilişkileri kesmiş durumdayız. Bizim şu anda İsrail’le bu noktada herhangi bir ilişkimiz yok. Bundan sonraki süreçte de bu ilişkileri geliştirmek için attığımız adım da yok.
‘Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Cumhuriyeti hükümeti İsrail’le hukukunu devam ettirmez, geliştirmez’
* Malum bu siyasi partiler ki bunlar da cürmü kadar yer yakar. Ne yapıyorlar şimdi? Acaba biz Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarız veya Cumhur İttifakı’nı nasıl yerden yere vururuz bunun arayışı içindeler. Bununla yerden yere vurulmaz. Şu anda Cumhur İttifakı İsrail’le ilişkilerin kesilmesi konusunda kesin kararlıdır. Biz bu kararlılığımızı bundan sonraki süreçte de devam ettireceğiz. Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Cumhuriyeti hükümeti İsrail’le hukukunu devam ettirmez, geliştirmez. Böyle bir niyetimiz de söz konusu değil. Bu konuda bazıları kulaklarını, gözlerini ve zihinlerini hırs tıkaçları ile kapatmış durumda. Onlar hakkı görmeye kör, hakkı işitmeye sağır, hakkı söylemeye dilsizler. Onlar için yapacak bir şey kalmamıştır. Bulundukları çukurda çırpınmaya ne dersek diyelim devam edecekler.
‘İsrail’le ilişkileri de ticareti de kesmiş durumdayız, nokta’
* Bizim muhatabımız iftiracılar hiç olmadı. Biz bu konuyu milletimize anlattık ve anlatmaya devam ediyoruz. Çünkü bizim bu konuda ne kadar samimiyetle gayret gösterdiğimize milletimiz şahittir. Sadece milletimiz değil, dünya şahittir. Biz İsrail’le ticareti de ilişkileri de kestik, nokta. Biz Filistin’in sonuna kadar haklı davasında yanındayız. Biz Netanyahu denilen zalimden de onun çetesinden de bu yaptıklarının hesabını hukuk önünde soracağız. Sonuna kadar zalimlerin ensesinde olacağız. Biz böylesi bir baskı yaptığımız için İsrail’in dümen suyundaki bu iftiracılar bizi hedef alacak, biliyoruz. Biz istikametimizi iftiracıların kirli cümlelerine göre değil, milletimizin işaret ettiği yöne göre tayin ediyoruz.
‘Ben hala Esed’den umutluyum’
* (İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la temasınız oldu mu?) Beşar Esed’in konuşmasını dinleme imkanım olmadı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’la görüşme için çıktım. Ben hala Esed’den umutluyum. Bir araya gelip Suriye-Türkiye ilişkilerini inşallah yoluna koyalım diye hala umudum var. Çünkü bizim Suriye-Türkiye arasındaki terör yapılanmalarını yok etmemiz lazım.
‘Yanı başlarındaki İsrail tehdidi bir masal değil’
* Suriye’de adil ve kalıcı barışın zemini vardır. Bunu sağlamak için atılacak adımlar da bellidir. Biz Suriye tarafına normalleşme konusunda elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barışa ve huzura kapı aralayacağını düşünüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden biz değiliz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü terör örgütü PKK/PYD/YPG başta olmak üzere teröristler tehdit ediyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünü çoğu ülkelere dağılmış Suriyeliler de tehdit etmiyor. Esed bunun farkına varıp ülkesinde yeni bir iklimi başlatacak adım atmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır. Yanı başlarındaki İsrail tehdidi bir masal değil. Çevredeki ateşin istikrarsız topraklarda hızla yayılacağı unutulmamalıdır.
‘Sınır ötesi operasyonlar her zaman gündemimizde’
* (Sınır ötesinde bir yeni tampon bölge harekatı olur mu?) Bu terörden arındırılmış bölge konusunda 30 kilometre derinlik durumu var. 30 kilometre derinlik meselesinde aslında Suriye’nin içinde bu terör örgütlerini yok etme adımlarımız söz konusuydu. Bir diğer taraftan da amaç Türkiye’ye gelen Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli ve onurlu şekilde geriye dönüşleri için zemin hazırlamaktı. Bu konuda da belli bir mesafe alındı. Hala bizim Suriye’nin kuzeyinde konut yapımlarımız devam ediyor. Oradaki konut yapımlarıyla Suriyeli kardeşlerimize bir zemin hazırladık. Şu anda da gerek COP Zirvesinde gerek Riyad’da yaptığımız toplantılarda Suriye’deki atacağımız adımlar büyük önem arz ediyor.
* Bunu hallettiğimiz andan itibaren zaten Suriye’nin kuzeyinde ciddi mesafe alacağız. Şu anda Suriye’de Kamışlı bölgesini düşünün. Niye biz Kamışlı’da güvenlik güçlerimizle gerekli adımları atıyoruz? Çünkü orada bu terör örgütünü kökünü de yok edelim diyoruz. Bu adımlarla da güvenlik güçlerimiz oralarda çok ciddi mesafeler aldılar. Çok ciddi neticeler elde ettiler. Gerek istihbarat teşkilatımız gerek güvenlik güçlerimiz buralarda aldıkları neticeyle Türkiye’yi rahatlattılar. Ülkemizin güvenliği, vatandaşlarımızın huzuru için sınır ötesi operasyonlarımız her zaman gündemimizde. Tehdit hissedersek her an sınır ötesi operasyonlarımıza başlayacak hazırlığımız mevcut.
* Bizim Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Fakat Suriye’nin kuzeyinde tam bir istikrarsızlık hüküm sürüyor. Bu da terör örgütlerinin o bölgedeki karmaşadan beslenmesi ve orada tutunması için elverişli ortam hazırlıyor.
* Suriye’deki istikrarsızlık ve terör örgütlerinin orada tutunması bizim için bir güvenlik riskidir. Bizim gerek DEAŞ’a gerek PKK/PYD/YPG’ye yönelik tüm harekatlarımızın amacı kendi güvenliğimizi sağlamaktır. Bundan sonra atacağımız adımlar da bunun için olacak. Sınırlarımızda hala teröristlerin tutunduğu alanlar bulunuyor ve burası bizim güvenliğimiz için risk oluşturuyor. Oraları tamamen temizlemeden ve terör bataklığını kurutmadan tam anlamıyla güvenliği sağlamak mümkün değil.
‘Beşşar Esed’le hukuku yeniden ihya etmemiz bölgeyi inşallah rahatlatacaktır’
* (‘İç cepheyi kuvvetlendirmeliyiz’ mesajı) Şu anda muhalefetin böyle bir derdi yok. Muhalefetin böyle bir derdi olmadığı için biz artık kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Mecburuz, başka çare yok. Gelen bütün haberler de Suriye’de alınan netice bana göre Suriye’yi de rahatlatacak. Ama bizim burada Beşşar Esed’le aramızdaki hukuku yeniden ihya etmemiz, bölgeyi çok daha fazlasıyla inşallah rahatlatacaktır.
‘Muhalefet anlayamamış gibi görünüyor’
* Bizim iç cephemizi sağlam tutma anlayışımızı muhalefet anlayamamış gibi görünüyor. İç cephenin tahkimi elbette her zaman önemli ancak ne yazık ki iç cepheyi güçlendirmek istediğimizde ortak hassasiyetlerle hareket eden bir muhalefeti yanımızda bulamadık. Muhalefet gündelik siyasi meseleler, kazançlar, rantlarla uğraşıyor. Bizse küresel ve bölgesel riskleri okuyarak uzun yıllara sirayet edecek politikalar üzerinde çalışıyoruz. İç cephemizi sağlam tutarken aynı zamanda teröre de göz açtırmayacağız. İç cepheyi sağlamlaştırmak terör örgütlerine alan açmak, onların milletin kaynaklarını terör baronlarına peşkeş çekmesine göz yummak anlamına gelmiyor.
* Bizler birlik ve beraberliğimizi güçlendirme çağrısı yapıyoruz. Bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara aynı kararlılıkla ve aynı tonda yanıt verelim. “Biz biriz, bütünüz, hep birlikte Türkiye’yiz” diyelim istiyoruz. Aramıza nifak sokmaya çalışanların elleri boş kalsın diye uğraşıyoruz. Bu birlik ve beraberlik ruhu bizim mayamızda var zaten. Bize birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi hatırlatacak bir kıvılcımdır iç cepheyi sağlam tutma çağrımız. Bizi biz yapan değerlere sımsıkı tutunup, oluşturduğumuz o eşsiz tabloyu lekelemeye çalışanları elimizin tersiyle itelim çağrısıdır.
‘Özel’in çıkışın samimi bulmuyorum’
* (“…Bahçeli grup toplantısında terörü bitirme çağrısının bir kez daha arkasında durdu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ‘Aynı noktada buluştular, Erdoğan’la Bahçeli aynı şeyi yapıyor. Ama biz şehit aileleriyle görüşeceğiz’ dedi ama Diyarbakır Anneleri’nden talep gelmesine rağmen görüşmediler” sorusu) Özgür Özel’in bu çıkışını samimi bulmuyorum. Türkiye 40 senedir bölücü terör belasıyla mücadelede ediyor. Binlerce güvenlik mensubumuzu, kamu görevlimizi, sivil vatandaşımızı terör örgütünün alçakça saldırılarında şehit verdik. Son olarak TUSAŞ’a yönelik terör eyleminde 5 vatan evladı şehit oldu, rabbim tüm şehitlerimizin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin.
‘Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz’
* Terör tehdidini kaynağında bertaraf etme stratejimiz sayesinde sahada çok önemli kazanımlar elde ettik. Bu mücadele aynı azim ve kararlılıkla devam edecek. Türkiye’nin geleceğinde teröre de terör takviyeli siyasete de yer yok. Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam bir mutabakat içindeyiz.
‘Konser belediyeciliği yapmadım’
* (Belediye konserleri) Ben belediye başkanlığı da yaptım. Ama konser belediyeciliği yapmadım. Yapmanız gereken nedir? İstanbul’un dört bir yanını bir defa elinizdeki imkanlar neyse bunlarla her tarafı donatmak. Altyapıyı donatmak, üst yapıyı donatmak. Dikkat edin, benim belediye başkanlığımda çöp, çukur, çamur İstanbul’da yok edildi. Şimdi durum felaket. İstanbul öyle, Ankara öyle, İzmir öyle, hepsi öyle.
‘Millet hizmetsizlikten ne yapacağını şaşırmış halde’
* Biz çağrımızı vatandaşımıza yapıyoruz. Diyoruz ki aynı oyuna gelmeyelim ve emin adımlarla geleceğe yürüyelim. Millet bu belediye başkanlarına şehirlerine hizmet versin diye oy verdi ancak hizmetten anladıkları eğlence düzenlemekten öteye geçmiyor. O eğlenceleri de millet için düzenlemedikleri birilerine maddi kazanç için yaptıkları da yeni yeni ortaya çıkıyor.
* Biz nereden seçilirse seçilsin yerel yönetimlerin milletin ihtiyaçlarını karşılamasını isteriz ve bunu amaç edinenleri destekleriz. Fakat şehirlerin hali ortada. Millet hizmetsizlikten ne yapacağını şaşırmış halde. Bir de üzerine konser adı altında birilerine ödenen milyonlar çıkınca olan vatandaşa oluyor.
‘Hesabını hukuk önünde sorarız’
* Kamu kaynaklarının teröre, terör örgütlerine aktarılmasına nasıl karşı çıktıysak, bu kaynakların yandaşlara aktarılmasına da elbette karşı çıkarız. Herkes harcamasını hesap verebilirlik üzerinden yapsın. Kamunun hakkını hoyratça kullananlardan, yandaşlarına sermaye edenlerden hesabını hukuk önünde sorarız.