• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

'Hitler'in Erdoğan'dan farkı sadece bıyığının biraz kısa olmasıydı'

26/09/2014 12:12

 

umut ozkirimli

UMUT ÖZKIRIMLI

Üç basit soru:


1. Kürt siyasi hareketini desteklemek ya da eleştirmek için Kürt olmak mı gerekir?

2. Kürt siyasi hareketini temsil eden aktörlerden birinin, diyelim Öcalan’ın, Demirtaş’ın, Bayık’ın, herhangi bir sözünü, davranışını eleştirmek, ‘barışa karşı olmak’ mıdır?

3. Kürt siyasi hareketi ile AKP arasındaki ilişkiyi sorgulamak ‘siyasetten kaçmak’ mıdır?

Yanıtlayalım.

Demokratik kültür eksikliğinden öte ahlaki bir sorun

Fotoğraf: Reuters

Fotoğraf: Reuters

Kürt siyasi hareketini desteklemek, Kürt halkının haklarını savunmak için elbette Kürt olmak gerekmez. Kadın haklarını savunmak için kadın, işçi sınıfının haklarını savunmak için işçi olmak gerekmediği gibi.

Desteklediğiniz bir siyasi hareket ya da lidere körü körüne bir inançla bağlı değilseniz, o hareketin/liderin yanlış bulduğunuz bir davranışını da – elbette yapıcı olmaya dikkat ederek – eleştirebilirsiniz. Yanılıyor bile olsanız, bu tür tartışmalar, hareketin demokratikleşmesine, birlikte yaşama kültürünün gelişmesine katkı sağlar.

Kürt siyasi hareketini desteklediğinizde Kürt olup olmamanız mesele edilmiyor, sadece eleştirdiğinizde sorgulanıyorsa, ortada demokratik kültür eksikliğinden öte ahlaki bir sorun var demektir. ‘Bizi destekleyeceksen destekle; ama eleştirirsen kibirli Beyaz Türksün’ tarzı bir yaklaşım, lafı dolandırmayalım, düpedüz ikiyüzlülüktür.

Kaldı ki HDP Türkiyelileşme amacını güden, sadece Kürtlerin değil, ezilen tüm grupların, özgürlük, demokrasi idealine inanan solcu-sağcı, dindar-seküler tüm toplum kesimlerinin desteğini almaya soyunmuş bir hareket. Böyle bir hareketin, kimden gelirse gelsin, yapıcı eleştiriye tahammül göstermeme lüksü olamaz.

Demirtaş’ın alkışını eleştirmek barışa karşı olmak anlamına gelmez

demirtas alkis

Fotoğraf: DHA

 

Öte yandan Kürt siyasi hareketini temsil eden aktörlerden birinin herhangi bir sözünü, davranışını – örneğin Demirtaş’ın Erdoğan’ı alkışlamasını – eleştirmek barışa karşı olmak anlamına gelmez, eleştiren kişi Demirtaş’a ‘masadan kalk’ demediği sürece (ki buna ancak Kürt halkı karar verebilir).

Müzakerelerin kapalı kapılar ardında yürütüldüğü, çözümün iki kişinin (Erdoğan ve Öcalan) dudakları arasında olduğu bir süreçte basit jestlere sembolik anlamlar yüklenmesinden, her sözün, her davranışın altında bir şeyler aranmasından doğal bir şey de olamaz. Kötü niyetli olanları bir kenara bırakalım, bu jestlere sizin yüklediğiniz anlamları yüklemeyen herkesi çözüm karşıtı ilan edemez, siyasetten kaçmakla suçlayamazsınız.

Özellikle de bu jestlere toplumun belirli kesimlerinin yüklediği anlamları dert ediniyorsanız. Erdoğan’a oy verenlerin bir jeste “Sizin Erdoğan’ı seçme iradenize itibar etmiyorum” mesajını yüklediğini düşünüyor, bunu dert ediniyorsanız, Erdoğan’a oy vermeyenlerin aynı jeste hangi mesajı yüklediğini de dert edinmeniz gerekir. Toplum, halk, sayıları ne olursa olsun Erdoğan’a oy verenlerden ibaret değil çünkü.

Derdiniz,  ‘Erdoğan’ı yedirmeyiz’ sloganına gönül verenlerse, işiniz zor

fotoğraf: Reuters

Fotoğraf: Reuters

Ha derdiniz sadece ‘Menderes’i astınız, Özal’ı zehirlediniz, Erdoğan’ı yedirmeyiz’ sloganına gönül verenlerse, işiniz zor. Çünkü anlık jestini savunmak için binbir dereden su getirdiğiniz Demirtaş Diyarbakırlı destekçileriyle yaptığı bir toplantıda “1940’larda Hitler’in bıyığı Erdoğan’dan biraz kısaydı sadece farkları buydu herhalde bugünkü zihniyetle … O da tek dil ve tek millet diyordu. Fakat biz 2014 yılında yaşıyoruz ve bunu söyleyen kişi ileri demokrasinin mucidi olduğunu söylüyor. Aynı paragraf aynı cümle içerisinde hem ‘Tek millet’ olacaksınız diyor hem de ‘ileri demokrasiyi biz getirdik’ diyor … Bu kadar yalanı yüzü kızarmadan pişkince söyleyebilmek elbette ustalık gerektiriyor (http://www.selahattindemirtas.net/haberler/view/99) da demişti örneğin.

Erdoğan’ı yedirmeye niyeti olmayan kitleler (‘ki sayıları az değil malum’) bir alkışla bu sözleri de unutur mu dersiniz?

Not: Bir önceki yazımda BasNews sitesinde yayımlanan bir yazısını eleştirdiğim Mesut Yeğen’le polemiğe girme niyetim olmadığını belirtmiş, ‘yakın dostum’ Yeğen’in ‘akademik çalışmalarından her zaman yararlandığım’ biri olduğunu da vurgulayarak tartışmayı fikir düzeyinde tutmaya özen göstermiştim. Değmezmiş. Anlaşılan Yeğen ‘Yeni Türkiyeci’lerin sadece (bazı) argümanlarını değil, seviyesiz, kaba, kibirli üslubunu da ödünç almış. Yolu açık olsun.

Zamanımı kendisine demokrasi-meşruiyet ilişkisini ya da AKP’nin formel hukuğu nasıl ayaklar altına aldığını anlatarak harcamayı düşünmüyorum (Nasıl olsa ne kendisini, ne de destekçisi tribünleri ikna edebilirim). Yazısında dile getirdiği sorunlu görüşleri ve bu görüşlerin arkasında yatan, nedense açıkça ifade edilmeyen siyasi tercihleri tartışmaya ise devam edeceğim.

 

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Umut Özkırımlı

SON HABERLER

Özel'e göre KAAN gücünü milletten alıyor: Sonuna kadar arkasındayız

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘yerli’ ve ‘mili’ diye tanıtılan KAAN’ın (Milli Muharip Uçağı) sonuna kadar arkasında olduklarını bildirdi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi soruşturması: 22 kişiden 10'u serbest

Antalya Büyükşehir Belediyesi odaklı ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ soruşturmasında gözaltına alınan 22 kişiden 10’u serbest bırakıldı.

ABD'de hükümet kapalı: Altın zirvede

ABD’de hükümet kapanırken altın fiyatları tarihi zirvede.

KOBİ'lere 'nefes kredisi': Yeni dönem başvuruları yarın başlıyor

KOBİ’lere destek olmak için oluşturulan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Nefes Kredisi’nde yeni dönem başvuruları yarın alınmaya başlıyor.

Büyük bir şehri yıkabilecek 'görünmez asteroitler' Dünya'ya çarpabilir

Bilim insanları uyardı: Venüs’ün yörüngesinde ve tespit edilmesi zor yüzlerce asteroit, Dünya için uzun vadede ciddi bir risk oluşturabilir.

Türk tipi rejimlerde seçim sandığı, şu malum 'şemsiye' gibidir…
İktidar 'İslamcı' mı? 'Dava' ne, 'inşa' edilen ne, 'kurucu'su olunan ne?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 892 gündür hapiste

YAZARLAR

Karar vermenin yorgunluğu

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Gölgelerin arasına taşınan sır; Claudia

Ayhan Tinin

İmzalı ve Birinci Baskı Kitaplar Müzesi

C. Hakkı Zariç

Yerli ve milli Nokta.

Mustafa Alp Dağıstanlı

Düşünceye tolerans hava gibi su gibi bir ihtiyaç

Murat Sevinç

Apti'ye veda: Şekerim, benim fıtratım böyle…

Murat Sevinç

Mutluluk dayatması

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Yıldıray Oğur: Hamas evet derse Netanyahu'nun başbakan kalması kolay gözükmüyor

Abdulkadir Selvi: Bu zihniyet sivil cumhurbaşkanlarını sevmez

Mustafa Mutlu: Nedir bu; 'Manisa tipi demokrasi'

Nuray Babacan: DEM'li siyasetçiler, sık sık AKP'lileri arayıp 'Açılımla ilgili yasa çalışmaları ne zaman başlayacak?' diye soruyor

Şeref Oğuz: Fiziki altın candır, gerisi heyecandır

Mustafa Yalçıner: Plan budur ve Trump, Erdoğan'ın seyretmesini istemektedir

Mehmet Ocaktan: Rusya sevdasıyla S-400 güzellemesi yapanlar çok üzülecek ama masalın sonuna gelindi

Berkant Gültekin: AKP'de Erdoğan sonrası döneme ilişkin yer kapma mücadelesi ve semptomları var

Murat Sururi Özbülbül: Hakan Fidan konuşmasıyla KAAN projesini gömdü, koca savaş uçağını bir planöre çevirdi

Barış Pehlivan: İsrail'in vahşetini, dahası vatandaşlarımızı ilgilendiren bir dosya var Ankara'da

Barçın Yinanç: KKTC'deki seçimlerin Erdoğan'a soru olarak gündeme getirilmesi ilginç

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×