• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

HDP'yle hesabı kitabı bırakın, seviyorsanız gidin konuşun!

14/04/2015 23:15

 

 

mustafadomanicMUSTAFA DOMANİÇ

mustafa.domanic.diken@gmail.com

Türkiye siyasetinin insan psikolojisi üzerindeki zehirleyici etkisinden kurtulabilmek için bir süredir yazılarımı durdurmuştum. Fakat ne yazık ki her ne kadar okumamaya, yazmamaya çalışsam da seçim yaklaştıkça yoğunlaşan paylaşımlara göz gezdirmekten kendimi alıkoyamadım.


Konu malumunuz ki hep HDP ve HDP’nin seçim sonrası ne yapacağı.

Üç yazı…

Öncelikle Cüneyt Ülsever’in çok paylaşılan bir yazısı dikkatimi çekti. Yazıda HDP’nin barajı aşması ve AKP oylarının 2-3 puan düşmesi ihtimalleri değerlendirilirken iki koalisyon senaryosu ortaya koyulmuş. 1) CHP-MHP-HDP.  2) AKP-HDP. Sonra da denmiş ki, ikinci senaryo olursa HDP’ye oyunu ‘kaydıranlar’, ‘siyasetin cilvesi’ni vicdanlarına kazırlar…

İkinci yazı Ataol Behramoğlu’nun ‘HDP’ye oy vermek’ başlıklı yazısı. Bu yazıda “HDP neye güvenip seçime parti olarak giriyor? Ben onlara niye güveneyim?” diye sorular yöneltildikten sonra HDP’ye oy ‘kaydıranlar’ın bu seçimi ‘Rus ruleti’ne çevirdikleri sonucuna ulaşılmış.

Benim için bardağı taşıran son damla ise sevgili Mert Yıldız’ın Diken’de çıkan bir yazısı oldu. Yazıda HDP’nin AKP ile ‘doğal koalisyon ortağı’ olduğu, AKP ile ‘bizim de bildiğimiz’ bir pazarlığa girişme ihtimali olduğu anlatılıp, oy ‘kaydıranlar’ın bir daha düşünmesi isteniyor.

.. ve iki temel sorun

Bu yazılarda beni cevap vermeye iten iki temel ve ortak sorun var.

Birincisi, kimse odadaki filden bahsetmiyor. Yani HDP barajı geçsin veya geçmesin, güçsüz bir AKP’nin sonucunda en büyük koalisyon ihtimalinin AKP-MHP koalisyonu olduğu gerçeğinden. Hakkını vermek lazım, Mert Yıldız yazısının dipnotlarında AKP-MHP koalisyonundan bahsediyor, fakat o ihtimali AKP-HDP koalisyonundan çok daha düşük görüyor.

Peki, Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığına taşıyan oylar kimden geldi? Demirtaş’tan olmadığını biliyoruz, çünkü o zaten sıkletinin üzerinde dövüşüp beklenmedik bir oy aldı. Tayyip Erdoğan’a ilk turda seçimi MHP’yle ortak olan muhafazakâr taban verdi. Ortak taban, ortak dünya görüşü, ortak demokrasi anlayışı! Son üç meclis döneminde defalarca gördük ki en ihtiyaç duyduğu anlarda AKP’yi sırtlayan hep MHP oldu.

İkincisi, AKP’nin önünü kesmek için matematik hesabı düşünerek verilen oyların ciddi bir oran olduğu ve bunların ‘kaydığı’ varsayımı. Peki, bu oylar CHP’nin tapulu malı mı? AKP sahneye çıkmadan önce CHP diye bir parti 20 sene ortada yoktu (10 sene kapalıydı). 2002 yılında bu oylar CHP’ye yine sadece ve sadece AKP’nin önünü kesmek için ANAP’tan, DYP’den ve DSP’den kaymadı mı? Bu üç dönem içinde CHP bu oyları nasıl kullandı? Karşılığında ne yaptı?

Murat Sevinç, Diken’de geçen hafta çıkan harika yazısında “Ulusalcılar bu ülke için ne öneriyorlar?” diye soruyordu. Ben bir adım daha ileri gideyim ve üç meclis dönemi sonunda hala netleştiremediğim o soruyu sorayım: CHP bu ülke için ne öneriyor? Kürt sorununda nerede duruyorlar? Anadilde eğitim konusunda neredeler?

Hep üzerinde çalışılan bir taslak, hep bahsedilen bir rapor, hep ‘prensipte evet ama zamanı gelince.’ Peki, bu zaman ne zaman gelecek?

Güzel bir bahane

Ben HDP’ye kayan oyların matematik hesabıyla falan ilgisi olduğunu düşünmüyorum. O söylem mahalle baskısını kırıp HDP’ye oy vermek için güzel bir bahane sadece. İnsanlar oy vermeyi düşünüyor çünkü umut görüyorlar. Kılıçdaroğlu’nda göremediklerini Demirtaş ve Yüksekdağ’da görüyorlar.

Bazıları programa bakınca LGBT kelimesi gözüne çarpıyor, kimileri yüzde elli kadın aday oranına takılıyor, diğerleri aday tanıtımında sahneye kotla, kazakla çıkanların renkliliğini sessiz sessiz gözlemliyor.

Seviyorlarsa gidip konuşunlar

Kendilerine her gün penguen medyasını hatırlatsalar, kime terörist kime hain dememiz gerektiği konusunda o penguen medyasının 30 sene boyunca kafalarına neler işlediğini her gün tekrar düşünseler bu bahanelere de ihtiyaçları kalmayacak. Seviyorlarsa gidip konuşsunlar bence.

Açıp programları yan yana koysunlar, karşılaştırsınlar, adayları dinlesinler ve öyle karar versinler. Bu işin adını koysunlar ki oy kararı vermek için cebir hesabı yapıyormuş gibi yapmasınlar.

‘Güvenmeyi’ bileceksin

Ataol Behramoğlu’nun ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ şiiri yıllarca evimizin duvarında asılı durdu. Her okuduğumda daha çok sevmiştim, daha çocuktum…

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var Sayın Behramoğlu:

“Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın”

Bir fırsat çıkmışsa karşına, bir umut doğmuşsa, ‘güvenmeyi’ bileceksin. Çünkü biz güvenmezsek, cesaret etmezsek o umut sönüp gidecek.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Mustafa Domaniç

SON HABERLER

'21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü': 28 gazeteci hapiste

Bugün 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü. Şu an itibariyle 28 gazeteci hapiste.

Rekor: Arap tayı 'Hızlı Yasin' 10,5 milyon liraya satıldı

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) açık artırmasında Arap tayı ‘Hızlı Yasin’ 10,5 milyon liraya rekor bedelle satıldı.

EA, The Sims Mobile'ı kapatıyor

ABD merkezli oyun şirketi Electronic Arts (EA) The Sims Mobile’ı önümüzdeki yıl kapatacak.

Özel'den nadir toprak elementi kanunu teklifi: Erdoğan var mısın, yok musun?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Erdoğan’a çağrımdır nadir toprak elementlerinin sadece devlet tarafından işleneceğinin, hammadde olarak satılamayacağının, Türkiye’de değerini bulması için kanun teklifini komisyona sunuyoruz. Var mısın, yok musun?” dedi.

Minguzzi davası: 'Bu karar hakaret oldu'

İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bıçaklanarak öldürülen 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi davasında dört sanıktan ikisine en üst sınırdan 24 yıl hapis cezası verildi, diğer ikisiyse beraat etti.
Aile ve avukatlar karara tepki gösterdi.

Hakkımda Mustafa Domaniç

Şikago Üniversitesi Ekonomi Bölümünden mezun olan Mustafa Domaniç sırasıyla Şikago, Londra, İstanbul ve Dubai’de finans sektörünün farklı alanlarında çalışmıştır. Halen banka ve diğer finansal kuruluşlara danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri çeşitli bloglarda siyaset ve ekonomi üzerine yazılar yazan Mustafa Domaniç, 2007-2008 yılları arasında Washington Post News Week editörlerinden Fareed Zakaria ve David Ignatius’un yönettiği PostGlobal platformunda panelist olarak yazılarını yayınlamıştır.

Muhafazakarlar üzerindeki İslamcı vesayet: Boşuna zorluyorlar
Asıl iptal olan filmler değil, beraber iyileşme ihtimalimiz

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 912 gündür hapiste

YAZARLAR

Kıbrıslı Türkler yıllardır tepeden inşa edilen vesayet düzenini sandıkta çökertti

Mete Hatay

Kıbrıs'ta kim kazandı, kim kaybetti?

Cenk Mutluyakalı

Görünmeyen iletişim: Kokuyla konuşan zihin

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Ah ödüller vah ödüller!

Ayhan Tinin

Sohbeti seven dikenine katlanmaz

Mustafa Alp Dağıstanlı

Büyük restorasyon ve Zizek'in 'utanmazlığı'

Göksun Yazıcı

5 bin yıllık ekmeğin izinde

Nazlı Pişkin

GÜNÜN 11’İ

Mehmet Şakir Örs: Hemen hiçbir ülkede asgari ücret bizdeki kadar önem taşımaz

Ümit İnatçı: Yalnızlık ne mutlak bir iyilik ne de kaçınılması gereken bir kötülüktür

Fehmi Koru: Yalnızca Ersin Tatar kaybetmedi, AK Parti iktidarı da kaybeden tarafta

Ayça Söylemez: Kokain veya meth gibi maddelerin tehlikesine odaklanmışken, fentanil 'yan tehlike' olarak karşımızda duruyor

Haluk Şahin: İşe bak, 2025 yılında da Kıbrıs yazısı yazmak varmış!

Ali Akay: 18'nci İstanbul Bienal'inde karşımıza bir ayağı eksik sıkıntılı bir dünya ortamı çıkıyor

Kamil Tekin Sürek: Devletlerin silahlanmaya ayırdıkları bütçe sürekli artıyor

Alaattin Aktaş: Ekim aylarının klasiği, enflasyon oranının yüksek gelmesidir

Orhan Uğuroğlu: Yerel seçimde öyle bir Osmanlı tokadı yedi ki, sesi sarayın tüm odalarında yankılandı

İbrahim Kiras: Türkiye'nin mevcut siyasi yapısı AB'yle iş birliğinin derinleştirilmesine müsait değil

Soner Yalçın: Kıbrıs'taki sandıktan gayrimeşru işlere duyulan öfke çıktı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×