Oscar ödüllü oyuncu Richard Dreyfuss, Akademi’nin ödüller için getirdiği ‘çeşitlilik ve kapsayıcılık’ standartlarını ağır bir dille eleştirdi.
Dreyfuss, Oscar ödüllerinde çeşitlilik ve kapsayıcılığın şart koşulmasıyla ilgili, “Bu bir sanat. Kimse bana bir sanatçı olarak ahlakın ne olduğuna dair en son, en güncel fikre boyun eğmem gerektiğini söyleyemez. Neyi riske atıyoruz? Gerçekten insanların duygularını incitme riskini mi alıyoruz? Bunu yasalarla belirleyemezsiniz” dedi, bu yaklaşım karşısında “Kusasım geliyor” dedi.
ABD’de yayın yapan PBS (Public Broadcasting Service) televizyonundaki ‘Firing Line With Margaret Hoover’ (Margaret Hoover’la Ateş Hattı) programında konuşan 76 yaşındaki oyuncu, “Hayatın hayat olmasına izin vermelisiniz. Üzgünüm ama ülkede bu şekilde davranılması gereken bir azınlık ya da çoğunluk olduğunu sanmıyorum” sözleriyle konuya yaklaşımını belirtti.
Oscar’ın dört şartı
Oscar ödüllerini veren Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, son yıllarda ırk ve cinsiyet ayrımcılığı konusundaki hassasiyetlerin yükselmesinden sonra 2020’de dört yeni çeşitlilik ve kapsayıcılık standardı belirlemişti.
Variety’deki habere göre 2024’ten itibaren uygulanmaya başlanacak standartlara göre ‘en iyi film’ kategorisinde yarışacak filmin şu dört şarttan ikisini yerine getirmesi gerekiyor: Ekrandaki temsilin, temaların ya da anlatının genişletilmesi; yaratıcı liderlik ve bölüm başkanları arasında temsilin genişletilmesi; az temsil edilen demografik gruplara sektöre erişim ve fırsatlar sağlanması ve temsilin genişletilerek izleyicinin gelişimine katkıda bulunulması.
Bu, insanlara çocuk gibi davranmak
Dreyfuss, 1965’te ‘Othello‘ filminde Laurence Olivier’ın bir siyahı başarıyla oynadığını söyledi ve “Bana asla bir siyahı oynama şansım olmayacağı mı söyleniyor? Bir başkasına Yahudi değilse ‘Venedik Taciri’nde oynamaması gerektiği mi söyleniyor? Biz deli miyiz?”
Dreyfuss bu tavrın ‘büyüklük taslamak’ ve ‘insanlara çocuk gibi davranmak’ olduğunu söyledi.
Hollywood’daki yeni eğilim, ‘eşcinsel‘ ‘siyah‘ ‘transeksüel‘ vs. gibi belli bir grubu temsil eden rollerin, o gruptan aktörler tarafından canlandırılması yönünde.
Bence biz korkağız
Bugüne kadar ‘Jaws‘, ‘Üçüncü Türden Yakınlaşmalar’, ‘W.’ gibi filmlerde oynayan ve 1983’te ‘Elveda Güzelim’le en iyi oyuncu ödülünü kazanan Dreyfuss, okullarda müfredatın kontrol edilmesi ve bazı kitapların devlet okullarında yasaklanması yönündeki çabalara da değinildi.
“Bence biz korkağız. Cumhuriyetçiler çocuklarının Cumhuriyetçi olarak geri dönmesini umarak ve dua ederek çocuklarını okula gönderiyor, Demokratlar ise çocuklarının Demokrat olarak geri dönmesi için dua ederek okula gönderiyor. Bir ebeveynin bir devlet okuluna gidip ‘Çocuklarımın karşıt görüşlere maruz kalmasını istemiyorum’ demesi… Bu çok yanlış.”