Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Eski sömürgecilik sömürge valileriyle yapılırdı. Yeni sömürgecilikte valiye ihtiyaç duyulmuyor. İşbirlikçiliğin adını ‘yerli-milli’ takan iktidarlar gereğini yapıyor, ne istenirse veriyorlar.
Neden almasalar bile veriyorlar? Nereden geliyor bu gönüllülük ya da mecburiyet?
Türkiye ‘büyük ülke’, ama bağımlı kapitalizmiyle başına buyruk davranamıyor. Meşruiyetse halk yerine Amerikan emperyalizminde aranıyor. Halk desteği kaybedilince zorun yanı sıra ‘koltuk’ Trump’ın desteğiyle korunmaya çalışılıyor. Ama emperyalistlerle birlik olunca varılacak yer bellidir.
İstendiği kadar “Yerliyiz, milliyiz” densin ve muhalifler muhayyel ‘dış düşmanlar’ hesabına çalışmakla suçlansın, iddialarla suçlamalar kimseyi kurtarmaz. ABD’den daha berbat dış düşman mı vardır?
Bir parçası olduğumuz Ortadoğu’yu savaş alanına döndüren sadece İsrail değildir. Onun arkasında tam destek vererek hegemonya peşindeki Amerikan emperyalizmi duruyor. Filistin ve dünya halklarının nefretini kazanan Netanyahu’nun da meşruiyet kaynağı Trump’tır.
O Trump ki Gazze ‘sorununu’ eski usul sömürgeciliğe soyunarak ‘çözme’ye soyunmuştur. Filistin ulusal sorunu, Filistinlilerin tam teslimiyeti şart koşularak, başında Trump’ın bizzat yer alacağı uluslararası bir sözde ‘barış kurulu’, gerçekteyse sömürge valisi ve danışmanlar kuruluyla çözülecektir!
Plan budur ve Trump, Erdoğan’ın seyretmesini istemektedir.