MESUDE DEMİR
Gıda sanayiinde sık kullanılan yüksek fruktozlu mısır şurubu karaciğere ciddi yük bindiriyor. Araştırmalar bu ve diğer ilave şekerlerin aşırı tüketiminin ayrıca obezite, diyabet, kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarına yol açtığını gösteriyor.

Yüksek fruktozlu mısır şurubu (YFMŞ) mısırdan elde ediliyor ve besin endüstrisinde tat, doku ve tazelik sağlamak için kullanılıyor. Şekerden daha ucuz olan YFMŞ’nin üretimi 1980’li yıllarda arttı. Halen kola, meyve suları, sodalar, şekerlemeler, fırınlanmış ürünler ve tahılların da aralarında bulunduğu çok çeşitli endüstriyel gıdada YFMŞ var.
Fruktoz sadece karaciğerde işleniyor ve aşırı tüketiminde yağa dönüşür.
Meyvelerde de fruktoz bulunuyor. Bu nedenle pek çok insan meyve yemesi halinde karaciğerinin yağlanacağını sanıyor. Yemekten kaçınıyor. Oysa iç hastalıkları ve gastroenteroloji uzmanı Dr. Atilla Bektaş, doğal meyvenin karaciğeri yağlandırmadığını, aksine koruduğunu söyledi.
Meyve şekerinin sindirimi yavaş
Meyvelerin lif, vitamin ve antioksidan açısından zengin olduğunu belirten Bektaş, bu özellikleriyle karaciğeri serbest radikallere ve inflamasyona karşı koruduğunu söyledi.
Meyvede doğal şeker olarak bulunan fruktoz, lifli yapı matrisinde yer aldığı için sindirimi yavaş. Bu nedenle karaciğer üzerinde ani bir yük oluşturmadığını ifade eden Bektaş, şöyle devam etti:
“Zararlı olan meyve değil, endüstriyel (mısır şurubu) şeker tüketimi. Sanayi tipi mısır şurubunun içeriğindeki fruktoz karaciğere ilave yük bindiriyor.
Özellikle kola gibi gazlı içecekler, gofret, şeker, kek ve şekerli hazır tatlılarda yaygın olarak kullanılan YFMŞ karaciğer üzerinde gerçek tehdit oluşturuyor.”
Ne zaman yenmeli?
Meyve yemenin zamanı konusunda da kafa karışıklığı var. Bektaş, aç veya tok karnına tüketilmesinin bilimsel olarak anlamlı bir fark yaratmadığını söyledi ve ekledi: “Zamanlama değil, çeşitlilik ve denge önemli. Sağlıklı bireyler meyveyi günün herhangi bir saatinde rahatlıkla tüketebilir.”
Günde en az 400 gram meyve ve sebze
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sağlıklı bireylere günde en az 400 gram meyve-sebze tüketmesini öneriyor. Bektaş, “Bu öneri, başta karaciğer olmak üzere, bağırsak mikrobiyotasına ve antioksidan ve fitokimyasal alımı açısından vücuda birçok fayda sağlıyor” diye konuştu.
Bektaş, her şeyde olduğu gibi meyve tüketiminde de aşırıya kaçmadan dengeli beslenmek gerektiğini vurguladı.
Elma, muz gibi meyvelerin düzenli tüketimi yağlanmayı azaltıyor
Frontiers in Nutrition dergisinde 2024’te yayımlanan güncel bir çalışmada, elma ve muz gibi meyvelerin düzenli tüketiminin, kan yağları yüksek bireylerde karaciğer yağlanmasını azalttığını ve ölüm riskini anlamlı şekilde düşürdüğü gösterildi.
Journal of Epidemiology & Community Health dergisinde 2020’de yayınlanan başka bir çalışmada, günlük meyve-sebze tüketiminin kadınlarda yüzde 23, erkeklerde yüzde 25 oranında karaciğer yağlanması riskini azalttığı bildirildi.
Nutrients dergisinde 2017’de yayımlanan bir çalışma ise meyve lifi açısından zengin diyetlerin, özellikle obez bireylerde karaciğer enzim düzeylerini düşürdüğünü ve fonksiyonlarını iyileştirdiğini gösterdi.
The American Journal of Clinical Nutrition dergisinde 2024’te yayımlanan prospektif bir kohort çalışmada, flavonoid açısından zengin bir diyetin (özellikle elma ve çay tüketimi) non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) riskini azalttığı ve karaciğer görüntüleme bulgularında iyileşme sağladığı belirlendi.