HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, muhalefete seslenerek ”Siz kararsız seçmenden daha kararsızmışsınız. Lütfen kendinize gelin. Sorumluluk da vebal de hepinizde” dedi.
Türkiye’de yüzde 70’lik kesimin değişimden yana olduğu belirten Demirtaş, muhalefet liderlerinin ortak bir söylem üretemeyip ‘voltran’ı oluşturamadıklarını, sonuç olarak hiçbir şey söylemediklerini belirtti.

+Gerçek’e yazan Demirtaş, kendisini ‘kararsız’ bir seçmen yerine koyarak, partilerin söylemlerinin bu kararsızlığı gideremediğini belirtti.
”İttifak içinde ittifak olabilir”, “Altılı masa beni ortak aday gösterirse onur duyarım”, “Cumhur olarak bu seçimde en az yüzde 75 oy alacağız” gibi açıklamaların insanların sorunlarıyla ilgili olmadığını belirten Demirtaş, yazının sonunda özeti de kendisi çıkardı: ”Şimdi bir özet çıkaralım. Muhalefet bu seçimde iki cumhurbaşkanı, bir başbakan ve bin 301 vekil çıkarabilecekken iktidar ise bir cumhurbaşkanı ve 500 vekil çıkaracak. Demokrasimiz açısından kıvanç duyulacak bir tablo. Böylece tek adam sistemi de çökmüş oluyor tabii. Çünkü ülkeyi üç cumhurbaşkanı, bir başbakan ve bin 801 vekil birlikte yönetecek.
‘Ben ne diye halen kararsızım?’
Fakat benim için neden rahat değil ve ben ne diye halen kararsızım acaba? Çocuklarım için halen korkuyorum ve ne yapacağımı bilemiyorum. Yukarıda sözünü ettiğim ortalama bir seçmen olarak sabah CHP’li oluyorum, öğlene doğru İYİ Partiliyim, öğleden sonra DEVA’ya geçiyorum, sonra HDP’de karar kılıp akşam Gelecek Partisi’ne meylediyor, gece Saadet Partisi diyorum ve uyumadan önce yine kararsız kalıyorum. Ertesi sabah Türkiye İşçi Partisi tamamdır diyorum ama EMEP aklımı çeliyor, SOL Parti en iyisidir, özellikle öğlen sonrası ama akşamları mutlaka Yeşil ve Sol Gelecek diyorum. Bugün soldan kalktım çünkü. Akşam kararsız uyuyorum. Yarın ola hayrola.
‘Utanmıyor musunuz?’
Tek bir soruyla bitireyim. Şu perişan haldeki on milyonlara bakıp da hiç mi utanmıyorsunuz? Ben siyasetçi olarak çok mahcubum, hapiste bile utanıyorum.
Meğer siz kararsız seçmenden daha kararsızmışsınız. Lütfen artık kendinize gelin. Durumun vahametine ve ciddiyetine uygun bir duruşla ortak ve somut bir mesajda buluşup memleketi uçurumun dibinden çıkarın. Sorumluluk da vebal de hepinizdedir. Biliyorum, yapabilirsiniz.”