• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Davutoğlu ve üç arkadaşının AKP'den ihracı istendi

02/09/2019 21:39

AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MYK) Ahmet Davutoğlu, Ayhan Sefer Üstün, Abdullah Başçı ve Selçuk Özdağ’ı oybirliğiyle ihraç edilmesini kararlaştırdı.

DHA’nın haberine göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen MYK toplantısında, dört isim ‘AK Parti İçtüzüğü’ne aykırı eylem söz ve davranışları’ gerekçesiyle ihraç talebiyle disipline sevk edildi.


AKP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Ahmet Aydın, kurulu toplayarak ihracı istenen kişilerden sözlü ve yazılı savunma isteyecek. Kurulun talebine belli bir süre içerisinde cevap gelmezse dört ismin parti üyeliği otomatik olarak düşecek.

Davutoğlu’na yakın Karar gazetesi, AKP eski Ankara il başkanı Nedim Yamal ile eski İstanbul il başkanı Selim Temurci hakkında da disiplin kurullarının harekete geçeceğini öne sürdü.

2- Birşeylerin ters gittiğini, yanlış işlerin olduğunu söyleyenler dışlanıyor. Seçmen sandıkta net mesajlar veriyor ve bu mesaj maalesef algılanmıyor.
“Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!” mucibince bir tavır takınıyorsun davaya ihanet ile suçlanıyorsun.

— Selçuk ÖZDAĞ (@selcukozdag) September 2, 2019

Son bir ayda Davutoğlu ile AKP arasında neler olmuştu?

Davutoğlu, 18 Temmuz günü RS FM yayınında şunları söylemişti: “Bana, ‘Sen başbakan gibi görün ama başbakan olma, başbakanmış gibi yap ama yetki kullanma’ dendi. Bunu benden Cumhurbaşkanı istiyordu. Ben kendimi bilirim; benden her şey olur da düşük profilli olmaz.”

Aynı yayında Davutoğlu, Mayıs 2016’da başbakanlığı bırakmasıyla ilgili şöyle konuşmuştu: “Bırakmamış olsaydım çok çirkinleşen bir siyasetin parçası haline gelirdim ve parti bölünürdü. Kararı gece yarısı kalkıp tek başıma bir yere çekilerek aldım. Bu muameleyi ne kalbim, ne aklım ne vicdanım kabul etti! Ne yaptım ben? Ter dökmekten, ailemi ihmal etmekten başka ne yaptım.”

Davutoğlu, 24 Ağustos’ta da Sakarya Dostlar Platformu’nun etkinliğinde yaptığı konuşmada, bildiklerini söylemesi durumunda, kendisini bugün terörle mücadele konusunda eleştirenlerin insan içine çıkamayacağını belirterek şöyle demişti: “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Neden mi? Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olacaktır. Başbakanlık görevini aldığım zaman -bunu izah etmek zorundayım, kampanya dolayısıyla bu soruları aldığım için- 6-8 Ekim olayları oldu. O olaylar esnasında çözüm süreci adı altında Türkiye’nin kamu düzeninin nasıl yerle bir edildiğini görme imkanı bulduk.”

Bu sözleri Türkiye’nin gündemine oturan Davutoğlu, daha sonra TV5 kanalındaki yayında dört buçuk saate yakın konuşmuş, sözlerine şöyle açıklık getirmişti:

“Kastettiğim şey şuydu: Beni eleştiren iki kesim vardı. O dönem Meclis’te çoğunluğu olmayan bir başbakanım. 1 Kasım’dan sonra zaten seçim kazanmış, terörle mücadelede her türlü riski alabilecek durumdayım. O dönemi vurgulama sebebim şu: O dönemde AK Parti çoğunluğu kaybetti düşüncesiyle HDP son derece tahrikkar tutumlar takındı ve PKK hazırlıklarını fiili eyleme dönüştürmeye başladı. Koalisyon görüşmeleri sırasında HDP’yi bu eylemlere destek vermekten çıkın ve sadece siyaset yapın diye uyardık. (…) Meclis’te çoğunluğu yok, bu dönemi istismar edelim diye bütün terör örgütleri harekete geçti. 23 Temmuz günü, ben güvenlik birimlerine talimat verdim. Terörle mücadele emri verdim. Bütün kurumlar harekete geçti ve bir mücadele başladı.

Bu mücadelede beni şaşırtan, üzen iki tavır oldu. Birisi MHP Sayın Genel Başkanı’na koalisyon için gittiğimde, açıkçası uzun dönemli bir koalisyon olamayacağını görüyordum, ama terörle mücadele yürütürken MHP en azından bu mücadeleye destek babında kısa dönemli bir seçim hükümetine, ona vermezse Meclis’te bizim azınlık hükümetimize destek verir, böylece Meclis’ten güç almış bir hükümet olacak mücadeleyi yürütürüz diye düşünüyordum.

Bu yaptığımız dört teklife; uzun dönemli koalisyon, kısa dönemli seçime kadar koalisyon, azınlık hükümetine Meclis’te destek ve Cumhurbaşkanımızın yönlendirilmesiyle gidilecek anayasal hükümete katkıda bulunmak. Ve beni hayrete düşüren şu oldu: Bu kadar sert mücadelenin sürdüğü dönemde MHP Genel Başkanı tekliflerime hayır dedi. Şimdi bunu demediklerini iddia ediyorlar. O günkü kayıtlar var. Şimdi bana teröre destek verme suçlamasında bulundular. Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok, buna da izin vermem.

İkinci sitemim de kendi partimeydi. Siz Meclis’te çoğunluğu olmayan bir Başbakan olarak, genel başkan olarak seçime giderken, ben şehitlerimizi defnederken, terörle mücadele ederken siz Ankara’da oturduğunuz köşelerden, il başkanlarını delegeleri arayıp, bana karşı (parti kongresi için) imza topluyordunuz. Ankara’ya döndüğümde şunu söyledim: Milletimiz ateş çemberinden geçerken sizinle MYK listesi müzakere etmem. Hangi liste çıkarsa benim arkadaşım dedim. Yanıldığımı 6 Mayıs 2016’da fark ettim. Açık söyleyeyim o refik ifadesi de onun içindi. Sitemim de bundan. Bunlar da yersiz söylenmiş sözler değil.”

Davutoğlu: Cumhurbaşkanı ‘başbakan olup başbakan gibi olmamamı’ istedi

Davutoğlu: Eski defterler açılırsa insan içine çıkamazlar

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a: ‘Bedel ödetme’ ve ‘eski kayıtları açma’ ifadeleri, tehdittir

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,27 değer kaybederek 10.720,36 puandan tamamladı.

İşletmeler fiyatlarını artık bakanlıkla paylaşacak: Tüketiciler de görebilecek

Lokanta, restoran, kafe, pastane ve benzeri işletmelere fiyat listelerini Ticaret Bakanlığı’na gönderme zorunluluğu getirildi.

Çocuk göğüs hastalıkları uzmanları: E-sigara çocukların akciğerlerini söndürüyor

Çocuk göğüs hastalıkları uzmanları pankartla çocukların akciğer sağlığını tehdit eden e-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerine ‘Hayır’ dedi.

Tahliyesiyle gündem olmuştu: Uyuşturucu baronu 'Don Vito' Türkiye'ye getirildi

‘Don Vito’ lakaplı uyuşturucu baronu Abdullah Alp Üstün’le, suç örgütü üyesi Hasan Lala Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yakalanıp Türkiye’ye getirildi.

Trump'tan Çin'e ek yüzde 100 gümrük vergisi

ABD Başkanı Donald Trump, 1 Kasım itibarıyla ABD’nin Çin’den ek yüzde 100 gümrük vergisi alacağını duyurdu.

İmamoğlu, Muharrem iftarında, Hz. Ali'nin sözünü paylaştı: Devletin dini adalettir
Elazığ'da 4,0'lık deprem

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 902 gündür hapiste

YAZARLAR

'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder!

Murat Sevinç

Sınıf arkadaşım Furkan Karabay için

Ece Deniz

Bir illüzyon: Çalışırsan başarırsın

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

'İnsan Avı: Usame Bin Ladin': Belgesel mi istihbarat operası mı?

Ayhan Tinin

Edebiyat Müzesi… Şiir Kütüphanesi… Nâzım'ın bavulu küçük İskender'de mi?

C. Hakkı Zariç

Türkiye'nin yeni dili

Mustafa Alp Dağıstanlı

Sürtünmesiz dünya

Göksun Yazıcı

GÜNÜN 11’İ

Devrim Demirel: Türkiye'nin tarihi operasyonu, atletizm tarihini değiştirebilir

Onur Çanakçı: Para bankadayken 'Kazandım' hissetsek bile alım gücü düşüyorsa gerçek kayıp yaşıyoruz

İskender Aruoba: Özel'in artık 'haklı' kritiklerini azaltıp 'ona oy vermeyen halkımıza' CHP gelirse nelerin değişeceğini anlatması gerek

Oktay Ekşi: CHP'de durup dururken 'merkez partisi olma' merakı şimdi nereden çıktı?

Sultan Özer: 10 Ekim'in onuncu yılı; destek bekliyor Cihan ve ailesi

Selin Nakıpoğlu: Yeni modelle eğitim süresi değil, çocukların geleceği kısalıyor

Yıldıray Oğur: Birden bire Suriye haritasında Hatay'ı keşfettiler; üstelik de bir logoda…

Ahmet Gürsoy: Türkiye'de eğitim düzeni toplumsal, ekonomik ve bilimsel gerçeğe uygun değil

Damla Doğan Tuncel: Maalesef sandık artık 'milli irade' değil, 'milli mizah' konusu

Recep Genel: Yeni normalimiz belirsizlik olduğu için Türkler para piyasalarının en iyi aktörleri oldu

Ümit İnatçı: Yaşlılık bir 'azalma' değil, başka tür bir zenginliktir

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×