Çözüm sürecini ‘rafa kaldıran’ ve çatışmalı sürece geçişe ‘neden’ olan Şanlıurfa Ceylanpınar’daki polis cinayetlerinin faillerinin avukatı Adnan Yapıcı, soruşturmadaki çelişkilere dikkat çekti: “Gerçek faillerin kim olduğu biliniyor ancak bu rağmen HDP faaliyeti yürüten kişileri hiçbir delil olmadan tutukladılar.”

Fotoğraf: DHA
Çözüm süreci iki polisin öldürülmesiyle bozulmuştu
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde aynı evde kalan Okan Acar ve Feyyaz Özsahra adlı polisler, geçtiğimiz yıl 22 Temmuz’da kafalarına kurşun sıkılmış olarak ölü bulunmuştu.
Çözüm sürecinin rafa kaldırılmasıyla PKK’nın üssü konumundaki Kandil Dağı’na operasyonlar düzenlenmeye başlamış, etkisi hala sürmekte olan çatışmalı ortamın da temelleri atılmıştı.
Olaydan bir ay sonra konuşan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan’sa, hükümetin PKK’ya yönelik operasyonların nedeni olarak Ceylanpınar’da öldürülen iki polisi göstermesini ‘sahtekarlık’ olarak yorumlamıştı: “Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi bizim merkezi bir kararımızla yapılmış bir eylem filan değildir. Hatta resmi bir birimimizin yaptığı bir eylem bile değildir. Kendine ‘Apocu Fedailer’ diyen bir grup tarafından yapılmış bir eylemdir. Biz de zaten bunu böyle açıkladık. Hemen buna sarıldılar.”
Cinayetin ardından yürütülen soruşturma kapsamında yedisi tutuklu 13 sanık hakkında, ‘devletin birliği ve ülke bütünlüğü bozma’ ve ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme’ suçlarından müebbet hapis cezasıyla dava açılmıştı.
Tutuklu sanık o gün Diyarbakır’daymış
Haberdar’dan Bahar Kılıçgedik’e konuşan sanıkların avukatlarından Adnan Yapıcı, müvekkillerinin tutuklanması için elle tutulur ciddi hiçbir delil bulunmadığını savundu ve tutuklanma süreciniyse şu sözlerle anlattı: “Polislerin ölümünden sorumlu tutulan sanıklar, olaydan bir gün sonra gelen bir ihbarla tutuklandı. İhbarda bulunan kişi ‘Ben olayı kimin yaptığını iyi biliyorum. Naci Aydın, Ömer Kılıç, Hasan, Hüseyin Aydın, olayı bunlar gerçekleştirmiştir’ diyor. Ancak dosyada, ne ihbar edenin kim olduğunu, ne de ihbar tutanağını görebildik.”
Sanıklardan Ömer Kılınç’ın olay saatinde Şanlıurfa’da olmadığını belirten avukat, şüphelilerin bir kanıt olmaksızın yalnızca sözlü beyanlarla tutuklandığını savundu: “Olaydan beş, altı saat önce Kılınç, Suruç katliamında hayatını kaybeden arkadaşının cenazesine yetişmek için yola çıkıyor. Kendisinin olay anında şehir dışında olduğu, Diyarbakır çıkışında bir dinlenme tesisinde yemek yediği ana ait güvenlik kamerası görüntüler var. Ancak buna rağmen ‘Sen olayı organize etmişsin, polislerin bulunduğu binanın karşısına geçip, orada keşif yapıp, bu insanları getirerek polisleri öldürmüşsün’ deniyor.”
Dosyadaki karışıklığın bununla da sınırlı kalmadığını anlatan Yapıcı, ihbarcının ismini verdiği kişi yerine de aynı adlı başka bir şahsın tutuklandığını belirtti.
Avukat şöyle konuştu: “İhbarcı, ‘Polislerin bulunduğu evin kapısını açan kişi Naci Aydındır. Babası anahtarcıdır. Bu yüzden de evin anahtarlarını kolayca yapıp, içeri girmiştir’ diyor. Ancak Ceylanpınar’da iki Naci Aydın var. Biri, gerçekten babası anahtarcı olan, diğeri de HDP mitinglerinde sunuculuk yapan. Ancak soruşturma kapsamında babası anahtarcı olan değil, sunucu olan Aydın’ı tutukluyorlar. Naci Aydın, şiddetli işkenceye rağmen babasının anahtarcı olmadığını söylese de inandıramıyor. Babası anahtarcı olan Naci Aydın’ınsa ifadesi bile alınmıyor.”
İhbarcıya savcı değil, avukatlar ulaşmış
Savcılık tarafından ihbarcının araştırılmadığından şikayetçi olan avukat, şahsa ait bilgilere kendi imkanlarıyla nasıl ulaştıklarınıysa şu sözlerle anlattı: “Savcı, soruşturma aşamasında müvekkillerimize ‘Şu saatte, şuradan yapılan ihbar’ diyerek sorular yöneltti. İfade sırasında elde ettiğimiz bilgiler sonucundan ihbarın Ceylanpınar’dan yapıldığını tespit ettik. Kamera kayıtlarına ulaştık ve ihbarcının, PTT şubesi önünden arama yaptığını saptadık. Arama saatlerini incelediğimizde, Şanlıurfa merkezde yaşayan bu şahsın, olaydan hemen sonra Ceylanpınar’a gelerek ihbarı yapmış olduğunu anladık. Mahkemeden, bu şahsın çağrılmasını talep ettiysek de bu talebimiz reddedildi.”
Gerçek faillerin bilindiğini ancak buna rağmen HDP adına faaliyet yürütülen kişilerin kanıt olmadan tutuklandığını söyleyen Yapıcı, evin yakınındaki bir marketin sahibinin, olay günü üç polisin dükkanına geldiğini söylediğini ancak market sahibinin ifadesinin alınmasının reddedildiğini de aktardı.