Milli İstihbarat Teskilatı’na (MİT) ait TIR’ları durdurdukları için ‘hükümeti devirmeye teşebbüs‘ iddiasıyla tutuklanan Cumhuriyet Savcısı Özcan Şişman, devlet görevlilerinin IŞİD’le teması olduğunu söyledi.
Şişman’ın mahkemede verdiği ifadesinde, “O tarihlerde ve öncesinde yapılan birçok soruşturmada bir kısım devlet görevlilerinin IŞİD’e ve benzeri Suriye bölgesinde faaliyet gösteren başka unsurlarla hukuka aykırı temaslarının bulunduğunu birçok dosyada tespit ettik” dediği ortaya çıktı.
Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ, MİT soruşturmaları kapsamında tutuklanan dönemin Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık ve Özcan Şişman’ın mahkemede verdiği ifadelere ulaştı.
‘Bekir Bozdağ, görevli savcıyı el çektirmem gerektiğini söyledi’
Adana’da MİT’e ait TIR’ların durdurulması üzerine dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek’in kendisini aradığını belirten Bağrıyanık, “Müsteşar Bey, bana TIR’larda arama yaptırılamayacağı, MİT Yasası’nın 26’ncı maddesinin bu duruma aykırı olduğunu, eğer arama yapılırsa aramayı yapanlar ve ben dahil hepimizin üzüleceğini, böyle bir şey olmasını istemediğini söyledi” dedi.
Daha sonra başsavcıvekili Ahmet Karaca’yla görüştüğünü anlatan Bağrıyanık, kendisine aramanın MİT Yasası’na uygun olduğunu ancak ortada gecikmesinde sakınca bulunan toplanması gereken bir delil varsa bu delillerin tespiti için arama yapılmasının uygun olduğunu söylediğini belirterek şöyle devam etti: “Ancak müsteşar bey beni birkaç kez daha arayarak aramayı durdurmamı söyledi. Beni ikna edemeyince telefonu bakan beye verdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bana aramanın hukuka aykırı olduğunu, hemen olaydan görevli savcıyı el çektirmem gerektiğini söyledi. Ben de yapmadım. Aramalar devam ettiği için bu hususu kendi el yazımla not alma ihtiyacı duydum.”
‘Suç devlet sırrı olmaz’
MİT görevlisi olduğunu ifade eden Ulvi Canik’in kendisini arayarak TIR’larda yardım malzemesi taşındığını, işlem yapılmaması gerektiğini söylediğini anlatan Şişman, “Kırıkhan Jandarma Komutanı ve Başsavcısı beni arayarak olay yerindeki şahısların direndiğini, kendilerini sürekli Hatay Valisi ve Başsavcısının aradığını söyleyince adli amir olarak buna tabi olduklarını izah ettim. Bana olay yerindekilerin MİT görevlisi olduğuna yönelik beyanları dışında bir delil bulunmadığı, görünüşleri itibarıyla da El Kaide militanlarını andırır şekilde bulunduklarını söylediler” diye konuştu.
“Suç devlet sırrı olamaz” diyen Şişman, “Bu suça karışan kişilerden iki kişi, bu işleri devletin bilgisi dahilinde yaptıklarını söylediler. Hatta kendilerine başka devlet görevlilerinin de yardımcı olduğunu aynı TIR’la 6-26 Ekim tarihlerinde Reyhanlı Bükülmez köyü sınırında sınır karakolu noktasına mühimmat yıktığını ve bunun sınırın diğer tarafına geçirildiğini beyan edince, güvenlik kamera görüntülerini izlediğimizde bu hususu doğruladık. Yer gösterme sonucu mühimmatın döküldüğü noktada sınırın diğer kısmının El Ahrarı Şam isimli terör örgütünün (Ahrar eş Şam) kampı olduğunu tespit etmiştik.” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Suriye’deki cihatçı gruplara silah taşıdığı iddiasıyla 1 Ocak 2014’te Hatay, 19 Ocak 2014’te de Adana’da durdurulan TIR’larla ilgili soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen dönemin Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Başsavcı Vekili Ahmet Karaca, savcılar Aziz Takçı ve Özcan Şişman ile Adana eski İl Jandarma Komutanı Albay Özkan Çokay, ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs‘ ile ‘Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek‘ suçlarını işledikleri gerekçesiyle tutuklanmıştı.