ABD merkezli demokrasi ve insan hakları araştırma vakfı Freedom House’un raporuna göre ‘dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, corona virüsü krizini dijital gözetimi genişletmek ve vatandaşları hakkında daha fazla veri toplamak için bir fırsat olarak değerlendiriyor.’ Bu hükümetlere Türkiye de dahil.
Özel yaşam gizliliği savunucusu vakıf, salgının başından beri, temas takibi yapma, karantina ve diğer kamu güvenliği protokollerini uygulama çabalarının arkasındaki teknolojinin, özellikle Çin gibi otoriter ülkelerde kötüye kullanılabileceği ve kalıcı hale getirilebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Rapora göre vatandaşlarını aşırı kapsamlı veri toplanmasından korumak için etkili yasaları olmayan düzinelerce ülke, devlet destekli temas izleme uygulamalarını piyasaya sürdü.
Freedom House, Çin, Rusya, Hindistan, Singapur, Ekvador ve Bahreyn’in kontrol edilmeyen veri yığınları gönderen ya da istilacı veri ve sağlık dokümantasyonu taleplerinde bulunan uygulamalar geliştiren ülkeler arasında yer aldığını belirtiyor.
En az 28 ülkedeki hükümetler, olumsuz sağlık istatistikleri ve yolsuzluk iddiaları gibi bilgilerin yayılmasını engellemek için web sitelerini ve sosyal medya yayınlarını sansürledi.
Hükümetin salgını kötü idare etmesini çevrimiçi olarak eleştiren birçok kişi hapse atıldı ve bazı hükümetler zaman zaman ülke çapında internet kesintileri uyguladı.
Her yıl yayınlanan raporda, Çin altıncı kez dünyanın en kötü internet özgürlüğü koşullarına sahip ülke oldu. İzlanda ise birinci.
Türkiye, 100 üzerinden 35 puan ile ‘özgür değil’
Genel bir bakışın yanısıra ülke analizlerine de yer verilen raporda, Türkiye’ye 100 üzerinden 35 puan verildi. Bu puanlamayla birlikte Türkiye ‘özgür değil’ kategorisinde.
Raporda ayrıca Türkiye için şunlar yazıyor: ”Türkiye’de internet özgürlüğü skoru, hükümetin sosyal medya platformlarını geçici olarak engellemesi ve ülkenin güneyinde yaşayan insanların temel hizmet ve araçlara erişememesinin ardından bu yıl düştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), sosyal medya şirketlerine sıkı kısıtlamalar getiren ve diğer önlemlerin yanısıra içerik kaldırma taleplerine yanıt vermek için ülke içinde bir temsilciye sahip olmalarını gerektiren baskıcı yasayı kabul etti. Hükümet, özellikle COVID-19 salgını sırasında çevrimiçi etkinlikleri nedeniyle gazetecileri, aktivistleri ve blog yazarlarını giderek daha fazla taciz etti, tutukladı ve gözaltına aldı.”