Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, yeni kurulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı’nın faaliyet alanlarını anlattı. Altun ‘Türkiye’ye karşı kara propaganda yürüten işbirlikçilerin tespit edileceğini’ belirterek, “Burada medya alanında yürüyen bir faaliyet var. Biz de kamu otoritesi olarak faaliyet göstermek zorundayız” dedi.
Başkanlığın kuruluşuna ilişkin kararname geçen hafta Resmi Gazete’de yayınlanmış, kurumun görevleri arasında ‘Türkiye’ye karşı yürütülen psikolojik harekat, propaganda ve algı operasyonu faaliyetlerini belirleyerek her türlü manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyetler’ sayılmıştı.
‘Proaktif bir mücadele‘
CNN Türk’te yayınlanan bir programa katılan Altun, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanlığı’nın kurulmasına neden ihtiyaç duyulduğunu şu sözlerle anlattı:
“Türkiye’nin dönüşümünün stratejik sonucu Türkiye’nin bölgesel bir güç olmasıdır. Türkiye bölgesinde etkin bir aktör oldukça önüne yeni bir hedef koydu. Yeni hedef küresel bir güç olmaktır. Küresel bir güç olma noktasında atılan adımlar da yine bir dizi rahatsızlıkla karşı karşıya kaldı.
Eğer siz bir güç mücadelesine giriyorsanız, bu mücadelede ben de varım diyorsanız; birilerinin ‘Buyrun gelin siz baş köşeye oturun’ demesini beklememelisiniz. Burada bir mücadele süreci söz konusudur. Bunu nerede gördük? Türkiye’nin önüne konmaya çalışan engellerde gördük.
2013 Gezi kalkışması; Türkiye’nin yürüyüşünü engellemeye dönük bir girişimdir. 17-25 Aralık kumpas girişimi, 6-8 Ekim olayları… Benzer şekilde DEAŞ’ın PKK’nın Fetullahçı terör örgütünün bir araya gelerek ortak hareket edip ardı ardına terör faaliyetine girmesi bunun yansımasıdır. 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’nin stratejik pozisyonuna karşı atılmış bir adımdır.
Bu mahfiller hala varlar, Türkiye’ye karşı pozisyonlarını sürdürmeye gayret ediyorlar. Ellerindeki yürüttükleri mücadele Türkiye’ye karşı bir olumsuz iletişim enformasyon savaşı üretmek ve yürütmek. Kara propaganda faaliyetleri yürütmek. Şimdi bunlara karşı elbette bizim bir mücadele zorunluluğumuz var. Bu tepkisel bir mücadele olamaz, proaktif bir mücadele olması gerekir. Stratejik İletişim ve Kriz Dairesi, uluslararası alanda Türkiye’ye karşı yürütülen bu kara propaganda savaşına karşı faaliyet yürütmek üzere konumlandırılmıştır.
Bu faaliyeti yürütenlerin işbirlikçilerinin net olarak tespit edilmesi ve devlet adına mücadele etmesi için kurulmuş bir yapıdır. Bu ülkemizi güçlendirecek bir adımdır.
Buradan farklı anlamlar çıkartmak, bundan rahatsızlık duymak; iyi niyetliyseniz anlamlı değil. Ama diğer taraftan Türkiye’ye karşı yürütülen yıpratma savaşını benimsiyorsanız, farklı ideolojik saiklerle size uygun geliyorsa tabi ki bu adımdan rahatsızlık duyarsınız.”
‘Psikolojik harekat‘
Altun, başkanlığın ‘doğrudan bir psikolojik harekat, harp’ faaliyeti yürütmeyeceğini ifade etti.
“Burada medya alanında yürüyen bir faaliyet var. Biz de kamu otoritesi olarak faaliyet göstermek zorundayız” diyen Altun, başkanlığın yürüteceği faaliyetlere ilişkin gelen eleştirilere de şöyle yanıt verdi:
“Onlara sormak lazım niye böyle bir eleştiri süreci içinde olduklarını. Fakat bizim durduğumuz yerde mesele çok açık ve net. Böyle bir yapı, böyle bir daire başkanlığı her şeyden önce ülkemizin beşinci kol faaliyeti yapılabilen bir ülke olmadığını ortaya koyan ve bu anlamda da ülkemizde herhangi bir şekilde farklı meslek adları altında, farklı ülkelerin nüfus ajanlığı yapılabilen bir ülke olmadığını gösteren bir yapıdan bahsediyoruz.”