Tokat’ın Sulusaray ilçesinde bulunan ve kuruluş tarihi kesin olarak bilinmeyen Sebastapolis Antik Kenti’nde üç yazıt bulundu.

Antik kent milattan sonra 98-117 yılları arasında Pontus Galatius ve Polemoniacus eyaletlerinden ayrılmış, döneminde Karadeniz’in en büyük beş şehrinden biri olarak görülmüştü.
Paranın da basılabildiği Sebastapolis Antik kenti zamanının zengin bir şehri olarak değerlendiriliyor.
Bölgede 1987’de başlayıp 1990’da ara verilen kazı çalışmaları 2010’da yeniden başladı.
Sulusaray ilçesindeki antik kentin bir kısmı bu kazılarda ortaya çıktı. 3 bin 500 nüfuslu ilçede vatandaşlar antik kentle iç içe bir yaşam sürüyor.
Antik kentteki kazıların bu yılki bölümü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. Davut Yiğitpaşa ve ekibi tarafından yürütüldü.
Şu ana kadar yapılan kazılarda bulunanlar:
- Geç Roma, Erken Bizans Dönemi’ne tarihlenen bitkisel, geometrik ve figürlü bezemelerin bulunduğu mozaik döşeli zemine sahip apsisli yapı
- Roma Dönemi’ne ait sur ve hamam
- Bizans Dönemi’ne ait kilise ve mezarlar
- Sütun
- Sütunce
- Kaide
- Sütun başlığı
- Pithos
- Mimari elemanlar
- Tuğla parçaları
- Aslan başlı mermer masa ayağı
- Çeşitli dönemlere ait sikkeler
- Küçük buluntular
Kilisenin kazılarda ortaya çıkarılmaya çalışıldığını da aktaran Yiğitpaşa, şöyle konuştu:
“Restorasyonunu tamamlayarak turizme kazandırmak hedefimiz. Bu kazı çalışmalarında küçük buluntular da bulduk. Kazılarda üç tane yazıt bulduk.
Bir tanesi mezar taşı. Bunların üzerinde çalışmalarımız henüz devam ediyor. Bunların çözümlemesini yapacağız.”

Yazıtlardan birinin küçük bir çocuğa ait olduğunu düşündükleri mezar taşı olduğunu söyleyen Yiğitpaşa şunları anlattı:
“‘En tatlı’ yazıyor. Buradan anlıyoruz bir ailenin küçük çocuğunu kaybettiği ve o dönem o ibareler kullanılıyor. Acıma ve sevgi ifade ediyor. Grekoromen tarzda bir yazıt olduğunu söyleyebiliriz.
İkinci yazıtımız onurlandırma yazıtı mahiyetinde. Bir tanesinde silik yazılar olmakla birlikte şehir adı geçiyor. Şehri adı kırık olduğu için anlaşılamadı. Nektaton ismi geçiyor. Aidiyet ile ilgili bir isim olabilir.” ifadelerini kullandı.“
Üçüncü yazıtta 1’inci Konstatin’in adının geçtiğini belirten Yiğitpaşa, “Yazıt dördüncü yüzyılın başlarına tarihlenebilir. Ortada yenilmez Konstatin ibaresi var. Bu da bizim için önemli” dedi.