CHP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere çok sayıda siyasetçinin tutuklandığı 23 Mart’ın 100’üncü gününde Saraçhane’de miting düzenledi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün bu binada bir kayyım değil de İstanbul’un seçtiği bir belediye başkan vekili oturuyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi’nin başında bir kayyım, bir butlan yoksa… “ dedi ve başta İstanbul’dakiler olmak üzere bütün üniversitelilere teşekkür etti.

CHP, İBB odaklı soruşturmalarda gözaltıların başladığı 19 Mart’ın ilk haftasında Saraçhane’de yedi gün boyunca miting düzenlemişti. Ardından ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingleri Türkiye’nin çeşitli ilçelerine ve illerine uzanmıştı.
CHP, tutuklamaların 100’üncü gününde yeniden Saraçhane’de buluştu.

‘Erdoğan artık cumhurbaşkanı değil, cunta başkanıdır’
Özel, mitingde özetle şunları söyledi:
* Ekrem Başkanımızın tutsaklığının 100’ncü gününde hep birlikte milletin evindeyiz. Siz bir hafta boyunca yedi gün yedi gece yan yana durdunuz. Gecenin karanlığında birliğimizi beraberliğimizi savundunuz. Siz darbecilere karşı cuntaya karşı faşizme karşı boyun eğmeyenlersiniz. Hepinizle gurur duyuyorum.
* Bundan tam 100 gün önce Erdoğan TV’lerin karşısına çıktı. Sizin dördüncü eylem gününüzdü. Dedi ki bir ay sonra birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar. Ey Erdoğan, bu sözden beri üç ay geçti, 100 gün geçti. Biz bugün ailelerle berbaeriz. Omuz omuzayız. Birlikteyiz. Kimsenin kimseden gözünü kaçıracak hali yok. Biz birbirinin gözüne değil, birbirimizin emanet evlatlarına bakacak kadar kardeşiz.
* 19 Mart’ta yaşadığımıza darbe demiştik. Tüm darbeler gibi bu darbedinin de hedefi milletin iradesi demiştik. Her darbenin bir bildirisi olur. 19 Mart’ta 557 milyar yolsuzluk var, İmamoğlu suç örgütü lideridir diye servis ettikleri haber bu darbenin bildirisidir. Her darbe bildirisi gibi bu da TRT’den okundu. Ama bu milletin vicdanından dönmüştür. Buna millet inanmamış, darbecileri püskürtmüştür.
* Her darbenin bir planı olur. Bu darbenin planı 18 Mart’ta diplomayı iptal etmekti. 19 Mart’ta Ekrem başkanın evine gitmekti. Bu darbe neyi planladıysa yaptı. Ahmet Özer 244 gündür tutuklu. Rıza Akpolat 165 gündür tutuklu. Alaattin Köseler 119 gündür tutuklu. Emrah Şahan ve Murat Çalık, Ekrem başkanımızla birlikte 100 gündür tutuklu. Hasan Akgün, Hakan Bahçetepe, Utku Caner Çaykara, Kadir Haydar, Oya Tekin 27 gündür tutuklular. Onlarla birlikte 100 gündür, 267 gündür, belediye meclis üyelerimiz, bürokratlarımız ceza evinde tutuluyorlar. Millet tüm baskılara rağmen seçtiklerinin arkasında duruyor.
* Bu darbenin başında bir cunta başkanı var. Recep Tayyip Erdoğan, artık cumhurbaşkanı değil, cunta başkanıdır.

‘Fatih Keleş iftiraya zorlandı’
* 100 kara günde eşlere, evlatlara, annelere evlatlara zulmettiler. Artık herkes bilsin dediler. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının İBB Spor Kulübünün Başkanı Fatih Keleş, önce Silivri’de sonra Kandıra’da sürekli Çağlayan’a çağrılarak, bir baş savcı üç savcıyla avukatsız baskı altına alınarak en yakınlarına, Ekrem başkan’a iftiraya zorlandı. Ama asla eğilmedi. Buna tenezzül etmedi. “Çağlayan’dan Kandıra’ya dönme 20 yıl yatarsın” dediler. “200 yıl yatacağımı bilsem namuslu insana iftira atmam” dedi. Bu adalet cellatları “Çoluğun çocuğun var, 26 yaşında bir oğlun var” deyip bir hatırlatma yaptılar. Fatih Bey duydu, “Bu kadarını yapamazlar” dedi.
’26 yaşında oğlu alındı, nörolojik rahatsızlıkları var’
* 26 yaşındaki oğlu alındı. Bir gün gözaltına alındı. Mahkeme karşısına çıkarıldı. Çalıştığı şirkette, kentsel dönüşüm yapılacak. Bir inatçı kiracıyı ikna etmek için yıkılacak daireyi Mustafa’ya satıp tahliye davası açmışlar. Ev sahibi biliyor, kiracı biliyor ki onu çıkarmak için yaptılar. 26 yaşında başkasının yanında çalışan Mustafa’yı rehin tutuyorlar. Mustafa’nın nörolojik rahatsızlıkları var. Kapalı alanda kalamıyor, babasının kötü haberini almamak için TV açamıyor. Bu zaafı bildikleri için Fatih Bey’i evladı üzerinden tehdit ediyorlar.
‘Bu ülkeyi korkanlar, sinenler değil, direnenler kurdu’
* Annesi diyor ki, öyle hikayeler duydum ki tüm Türkiye duysun, Fatih’in nasıl direndiğini, arkadaşlarını satmadığını. Fatih Bey, bu meydan seninle de Mustafa’mla da gurur duyuyor. 100 günde umudumuzu kaybettirmeye, bizi sindirmeye, gel bak şuraya imza at diyenlere, diyorsun ya gel bak bir imza at diye, ey Akın Gürlek ey Erdoğan gel Saraçhane’ye bak. Bu ülkeyi korkanlar, sinenler değil, direnenler kurdu. Bizi korkutamazsın. 100 gün önce burada söylediğim, biz korkuyu evde bıraktık.
‘Sen gizli dosyaların yargıcı mısın?’
* Utanmadan sıkılmadan “Ben yargıyı tanımıyorum, demedim” diyorsun. Sana soruyorum Erdoğan, daha geçen sene en üst mahkemeye, anayasa mahkemesine “Kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyen sen değil miydin? Hiç utanmıyor musun? Maalesef hukuksuzluğu bugün de İzmir’e sıçrattılar. Yine bir şafak operasyonlarıyla adaleti lekelediler. Erdoğan daha beş gün önce başka şehirlere sıçrayacağını da söylüyordu. Sen gizli dosyaların yargıcı mısın, bunları siyaseti alet ediyorsun?
* Buradan sana açıkça meydan okuyoruz, bir yerde değilin on yerde değil bin yerde operasyon yapsan bin kere direneceğiz.
* Bundan sonraki seçim Cumhuriyet Halk Partisi’nin kazanacağı, ama kimsenin kaybetmeyeceği seçimdir. AK Parti’ye oy vermiş, kaydolmuş kimse korkmasın. Bir tek hırsızlar korksun, yolsuzlar korksun, çeteler korksun, talimat verenler talimatı alıp da adaleti katledenler korksun. Onlardan hesap soracağız.
‘Doğalgaza yüzde 25 zam yaptı Erdoğan, tek sebebi var bu darbedir’
* Biz emekliye zam isteriz, para yok. Asgari ücrete zam isteriz, para yok. Memur emeklisine zam isteriz, para yok. Çiftiye destek isteriz, para yok. Darbeye gelince para var. Biz bugün bu meydandayken evlerde kullandığımız doğalgaza yüzde 25 zam yaptı Erdoğan, yüzde 25. Geçen ay 2 bin lira gelen doğalgaz faturası bu ay 2 bin 500 lira gelecek. Bunun bir tek sebebi var, o da bu darbedir, bu darbecilerdir. Bu darbecilerden hesap soracağız.
* Biz adalet istiyor, hukuk istiyoruz. Birileri iç cepheyi kuvvetlendireceğine Silivri’nin iç avlularını kuvvetlendiriyor. Milletimize sesleniyoruz, birlik için, zenginlik için adalet istiyoruz, hak diyoruz, hukuk diyoruz…
* Bir yandan Türkiye’nin görmediği mitingleri yaparken diğer yandan dünya siyaset tarihinin en büyük imza kampanyasını yapıyoruz. Sizlerin gayretiyle imza sayımız 20 milyonu geçti. Emeklerinize sağlık. Hedefimiz Erdoğan’ın aldığı oydan fazla imzayla ona dünyanın gözü önünde, dünya siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oyunu vermek ve bu milletin karşısına çıkamayacak halde olan Erdoğan’a seslenmek istiyoruz: Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda sandığı önümde istiyorum.
‘CHP’nin başında bir kayyım, bir butlan yoksa…’
* 19 Mart’ın 104’üncü gününde, 23 Mart’ın 100’üncü gününde bugün buradaysak, Türkiye’de 30 dev miting yaptıysak, bugün bu binada bir kayyım değil de İstanbul’un seçtiği bir belediye başkan vekili oturuyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi’nin başında bir kayyım, bir butlan yoksa… Bunların hepsini o 19 Mart günü ne olacaksa “Bugün burada olacak” deyip de çağırdığımızda, sabahın erken saatlerinde Vatan Emniyet’in önünde toplanan Cumhuriyet Halk Partililer ve İstanbul’un bütün demokratları… Ve o gün Beyazıt’ta toplanan İstanbul Üniversiteliler… Bariyerleri yıkıp da geldiniz, omuz omuza geldiniz, bu tarihi binada “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” dediniz.
* Teşekkürler İstanbul Üniversitesi, teşekkürler Boğaziçi, teşekkürler Yıldız Teknik Üniversitesi, teşekkürler Marmara Üniversitesi… Galatasaray Üniversitesine teşekkür, Mimar Sinan’a teşekkür, teşekkürler İstanbul Teknik Üniversitesi… Bu sesi başta Ankara’da duyan ODTÜ’lülere, Gazililere, Ankara Üniversitelilere teşekkürler. Bütün Türkiye’nin gençlerine teşekkür ediyoruz. Sizi seviyoruz, her birinize yürekten teşekkür ediyoruz.