Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Diyanet’ten yargıya bir uçurumun dibine yuvarlanıyoruz:
Diyanet, kadın düşmanlığını cami hutbelerine taşırken; bir kadın cinayetinde ceza mahkemesi, müebbetle yargılanan katile “Cinsel ilişkiyi reddetmek erkekte elem ve öfke yaratır” gerekçesiyle cezada indirim uyguladı. Karar, Yargıtay’ca da onandı.
Böylece; erkeğe cinsel ilişki teklifini reddettiği için kadına şiddet uygulayabilme hakkı verilmesi, kadının cinsel ilişkiyi reddetmesinin bir kabahat ve erkeği suça teşvik sayılması, erkeğin öfke ve şiddetli elem duygularının etkisi altında kalıp kadını öldürebilmesi; en yüksek yargı organı tarafından karar altına alınmış oldu.
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin konuya ilişkin açıklamasına göre böyle bir kararı onaylayan hukuk sisteminin bulunduğu ülkede yalnızca kadınlar değil, başta çocuklar olmak üzere tüm yurttaşların yaşam hakkı ve özgürlükleri tehdit altındadır.
Kadınlara, çocuklara, yurttaş haklarına, anayasaya ve de hukuka her gün tecavüz edilen bir ülkede, Adalet Bakanlığı’nın ‘Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Stratejisi’nde ne yazıyor biliyor musunuz?
“Türkiye, 2002 yılından bu yana hayata geçirdiği politikalar ile demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının güçlendirilmesi konularındaki kararlılığını açıkça ortaya koymuştur” yazıyor…