Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Mossad’ın cep telefonlarıyla gerçekleştirdiği bu suikast tehditleri operasyonu stratejik amacına tam olarak hizmet etmiş olamadı, belki. Ancak artık tam enterkonnekte bir hale gelmiş dünyamızda bir gücün konvansiyonel savaş alanında harcanacak kaynağı minimuma indirmek üzere, cep telefonlarından ‘düşman’ komutanlarına ‘eşin ve çocuğunla birlikte kaçmak için 12 saatin var’ şeklinde suikast tehditleri yönelttiği hibrit yöntemlere de başvurması, savaşlar tarihindeki özel yerini kesinlikle almış oldu.
Hibrit savaşlar döneminde artık ‘düşmanın cepten aranması’ ve ‘teklif’ yapılması da dahil hiçbir şey sürpriz sayılmayacak.
Ancak yeni bir savaşta, eski sürprizlere başvurulacağını pek zannetmiyorum. Çünkü onların artık ‘sürprizi kaçtı.’ Gerçi hibrit savaşlarda başvurulan yöntemler, stratejik hedeflerine her zaman tam olarak ulaşamasalar bile derin ve kalıcı izler bırakmaları dahi yeterli görülebiliyor. Özellikle de bilgi teknolojilerinin (BT) desteğini almış otoriteryan (tekno-otoriteryan) uygulamalar söz konusu olduğunda, bu izi silmek hiç de kolay olmuyor.
Umalım ki, Gazze’deki kan gölünden yeni yeni çıkmaya çabalayan Orta Doğu, ‘yeni sürprizler’ yaşamadan atlatır bu dönemi.