Grup toplantılarını Salı günü sabah saatlerinde yapan Devlet Bahçeli ise bir gün erteleme ile kutsal metini (!) okumayı Çarşamba gününe bırakmıştı. Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması teklif etmişti. R.Erdoğan’ın da destek vermesi ile tartışmalar devam ediyor. Öcalan’ın mektubuna Suriye ölçeğinde bakılması gerektiğini yazdığımda okurlarımızdan “hiç mi iç siyasetle ilgisi yok” diye sorular aldım. Tornadan geçirilen o mektubun sadece satır aralarını değil perde arkasını da bilmek lazım;
“Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığı kaldırılsın” teklifinin ardında Selahattin Demirtaş’a ve HDP’ye ‘çakılan selam’ var, “size yapılanın aynısını onlara da yaparız” mesajıyla. Devlet Bahçeli bu teklifi getirirken iktidar ortaklığının gereği, raketlik yaptı. Yani, teklifin asıl sahibi AKP, masada oyuna sokan Devlet Bahçeli. “Ya nasıl olur böyle bir şey?”… Seçim kampanyası boyunca karşındakileri “PKK”lı, “terörist”, “PKK işbirlikçileri” diye suçladıktan sonra HDP’ye ve Öcalan’a selam çakmak için milliyetçi görünümlü bir partiyi kullanmaktan daha büyük kurnazlık olabilir mi?.. Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması tartışmalarına bir de bu açıdan bakın. Adamın her konuştuğunda tazminat davaları açılırken ve bir dünya para ödemeye mahkum edilirken ve bu yol hala geçerli iken, sizce neden dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor?.. İşin sırrı İmralı’da!..