Türkiye, geçmişte yapılan ve hala yapılmakta olan hataların sonuçlarını hem dış politikasında, hem ekonomisinde görmeye devam ediyor. Ekonomide durum malum; Merkez Bankası bile hem bu yılın, hem de gelecek yıla yönelik enfl asyon tahminini yukarıya doğru yenilemek durumunda kaldı.
Dış politikada ise kullanılan retorik ile pek de gerçekçi olmayan bir Türkiye portresi çizilirken, gerçekte ülkenin uluslararası alandaki sıkışmışlığı devam ediyor. En belirgin örnek, Gazze’de İsrail’in savaş suçu unsurları da içeren operasyonuna karşı izlenen politika. Söylemde AK Parti hükümeti İsrail’e karşı çok sert. Ancak hükümetin “eylemleri”, bu söylemle örtüşmüyor; Dünyanın diğer ucundaki Şili ve Bolivya gibi ülkeler İsrail’le diplomatik ilişkilerini keserken, Ürdün ve Bahreyn Tel Aviv’de görev yapan Büyükelçilerini protesto amaçlı geri çağırırken, hatta Bahreyn işi bir adım ileri götürüp İsrail’le tüm ekonomik ilişkilerini de kestiğini açıklarken, Türkiye’de resmi düzeyde yaprak kımıldamıyor. Görünen sadece Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Siyonizmi destekleyen markalara boykot uygulayın” çağrısı. İş yine “halka havale” anlaşılan.