Batı dünyasında, ABD’nin başını çektiği Çin’e karşı dışlama, yalnızlaştırma politikası son dönemde iyiden iyiye hız kazandı. COVID-19 pandemisi ile de bu politika ekonomiye yansıdı, Çin’in tedarik zincirlerinden olabildiğinde dışlanmasına yönelik tavır hızlandı.
Batı’ya oranla görece ucuz iş gücü, ara malların üretiminde Çin’i öne çıkarmış, hatta- Pekin yönetiminin son dönemde yabancı sermaye girişini bir ölçüde kolaylaştıran adımları çerçevesinde- üretim üslerinin bir bölümü Çin’e kaymaya başlamıştı.
Şimdi bunun tam tersi olarak yaşanan trend içinde, AK Parti hükümeti belli ki Çin’in boşaltacağı tedarik zincirinin en azından bir bölümüne Türkiye’yi yerleştirmeye çalışıyor. Ancak bunun için Çin’le rekabet edecek ölçüde ucuz iş gücü gerekiyor. Bunu da Suriyeliler ve Afganlarla sağlanmaya çalışıldığı ortada. Statüsü ve hakkı olmayan Suriyeli’nin, Afgan’ın değil sendika üyesi olmak, iş kazalarında bile hakkını arayamayacağı, alamayacağı açık. AK Partili sözcülerin açıklamaların altında da tam olarak sığınmacı-işçilerin bu durumları yatıyor.