Şimdi tıbbi açıdan özelleştirmelerle ve yanlış politikalarla ticarete dönüştürülen sağlık hizmetlerinin yanlışlarına, aksak yönlerine bu ‘normal doğum’ gündeminden bakalım isterim. “Benim bedenim benim kararım” önermesi son derece haklı bir önerme. Ancak tıbbi açıdan nereye kadar doğru ya da geçerli olduğu tartışılır. Örneğin ötenazi hakkı söz konusu olduğunda bu karar hakkı kişiye ait değil. Olmalı mı? Büyük ve derin bir tartışma alanı. Başka bir örnek; özellikle ileri yaşta hamilelikler başta olmak üzere doğum öncesinde bebeğin sağlıklı, engelsiz hayata gelmesi için elzem olan testler ve müdahaleler için karar beden sahibinin tercihine bırakılabilir mi?
Şüphesiz sezaryan kararı da bu örneklerde olduğu gibi hekimin yönlendirmesiyle verilecek tıbbi bir karar, yönlendirme olmalı. Ancak artık ‘sağlık sektöründe’ her türlü yönelim tamamen daha çok kâr getirecek, kazanç sağlayacak olana öncelikle belirleniyor. Üstelik denetimsiz ve suistimale de çok açık bir şekilde. Dünya sağlık normlarına göre sezaryan cerrahi bir müdahale ve elzem olmadıkça tercih edilmesi de önerilmiyor. Türkiye’de bu oranın giderek yaygınlaşması ise tamamen sağlık sektöründe normal doğum için ücretsiz doğal doğum koşullarının yetersizliğinden, ebelerin sistem dışına itilmesinden, sezaryan doğum müdahalesi için daha fazla tetkik ve işlem kalemiyle kazancın katlanarak özellikle de özel hastahaneler için avantaj yaratmasından kaynaklanıyor.
Yoksulun tedavi hakkı, ilaç hakkı, ilaç erişimi; her şey paraya bağlanmış durumda. Bu nedenle gündeme düşen ‘normal doğum’ tartışmalarının memleket normalleri haline getirilmiş anormalliklerin açığa çıkmasına vesile olmasını dilerdim. Ekonomiyi kalkındırmak için Araplara saç ekmekten tutun hastahaneleri otele dönüştüren türlü kozmetik müdahaleyle gelen para baş döndürdükçe temel insan hakkı olan sağlık erişimi de Şehir Hastaneleri ve parası olana sonsuz olanaklar sunan ticarethanelerde arka odalara atılmaya devam edecek gibi görünüyor. Sağlık Bakanlığı’na gelince, sezaryan pazarlaması nedeniyle bence de var olan bu sorunun önüne geçmek için erkek futbolculardan önce hekimleri muhatap kabul etmelerini, istatistiklerin şeffaflaşmasını sağlamalarını, önce içini boşalttıkları eğitim sisteminden başlayarak sağlık sektöründe çözüm odaklı erişim hakkını geliştirmelerini ve denetim mekanizmalarını devreye almalarını salık veririm.