Diyalogla, müzakere ile, komşuluk hukukuna uygun bir anlayışla çözülebilecek sorunları, tankla, topla tüfekle, füzeyle, yani “aynı içeride de yaptıkları gibi” gibi cebir ve şiddet kullanarak çözmeye çalışıyorlar. Buna paralel olarak, yeni kanlı maceraların yaratacağı şoven ve milliyetçi dalgayı köpürtmek – kabartmak için tamtamları çalmaya başladılar bile.
Savaşa karşı çıkanları “Hain ve işbirlikçi” ilan etmelerine, “Düşmanın sözcüsü” damgasını vurmalarına ramak kaldı. Kim bilir kaçıncı kez, yine, yeniden. Ama sonları kaçınılmaz.
Halkların hissiyatı da, cevabı da belli. Başlarına gelecek olan da.
Sandık, kimi zaman şaşsa da, sonunda “kendi kendini düzelten bir terazi” olarak bu nobranlığı, bu zulmü ve bu kibri tartıp, yenecek. Tüm demokrasi güçlerinin kol kola girip bu yenilgiyi, bu insanlık dışı ideolojiye ve temsilcilerine tattırmalarına az kaldı.