Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Kurul tarafından sakıncalı olduğu tespit edilen Kur’an-ı Kerim meallerinin başkanlığın yetkili yargı merciine müracaatı üzerine basım ve yayımının durdurulmasına, dağıtılmış olanların toplatılmasına ve imha edilmesine karar verilecek.
Böyle kanuni düzenlemeler örfi idare zamanlarını akla getirmiyor mu? Tam da 12 Eylül anayasasından kurtulmanın TBMM’ye ‘birinci vazife’ olarak tevdi edildiği bir mevsimde.
… Bunu kanunla yasaklayınca, belli bir din yorumuna, belli bir Kur’an anlayışına sahip çıkarken diğer yorumları baskı altına almış olmaz mısın?
Din İşleri Yüksek Kurulu, bir abimizin ya da bir büyüğümüzün talebi üzerine bir Kur’an-ı Kerim mealini inceleyecek, büyüğümüz incelettirdiğine göre sakıncası vardır diyecek, yasaklayacak, toplattıracak, imha ettirecek.
Tamam, Mutezile’nin Halife Me’mun devrindeki ‘Mihne’si kadar şiddetli değil ama düşünceyi, ifade özgürlüğünü, ilim özgürlüğünü kısıtlayan bir düzenleme.
Büyüğümüz karışmasa Din İşleri Yüksek Kurulu objektif davranır belki. Ama ya büyüğümüz karışmak isterse?