Toparlamak gerekirse, Erdoğan iktidarı kendi bekası için her türlü pazarlığa açık bir noktada duruyor; bu nedenle yüzünü kah Rusya’ya, kah ABD ve NATO’ya dönüyor. Ancak bu durum emperyalistlerin onun bu zaaflarını kendi çıkarları için kullanmalarının önünü de açıyor. Dolayısıyla bu politika Türkiye halklarını yeni tehditlerle yüz yüze bırakırken aslında halklar arasında sorun olmadığı halde komşu ülkelerle de düşmanlaşmaya yol açıyor.
Daha birkaç gün önce Ankara’da Lavrov’u ağırlayan, “ortak çıkarlar”dan, “ikili ilişkilerin artarak devamı”ndan söz eden Çavuşoğlu’nun Çekya’da Rusya’yı NATO’nun karşısındaki “en büyük tehdit” ilan etmesi, Erdoğan yönetiminin ilkesiz, kendi çıkarı için her türlü pazarlığa açık dış politikasının özeti gibi: Rusya’yla pazarlıklardan istenen sonuç alınamadı; o zaman dön baba dönelim, hacılara gidelim!