Oysa “düşman fikri”ne ihtiyacı var Türkiye’nin; içerde icat edilen sahte düşmana değil, tarih boyunca bizi kendine düşman belleyen gerçek düşman fikrinin işlenmesine ve geliştirilmesine.
Düşmanını bilemeyen bir millet, millet olamaz, ayakta duramaz.
Gerçek düşmanımız, Batı bizim. Tarih boyunca hep böyle oldu bu.
“Bizim düşmanımız, Batı” algısının üretilmesi lazım. Fransızlar gibi, Hollandalılar gibi kaba, barbar yöntemlerle yapamayız elbette.
Düşman fikri, içeriyi diri tutar; kenetler, birbirine bağlar.
Düşman fikri, zaman zaman içerideki sorunların örtülmesine de yol açar; ki, böyle bir şeyi ben savunamam, elbette!
Ama düşman fikrini yitiren bir toplum, “savaşı” kazansa da kaybeder.