Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İstanbul’da Rusya ile Ukrayna arasında 2 Haziran’da yapılan ikinci doğrudan görüşmeden de ‘barış’a dair net mesajların çıkmaması, sahada her şeyin dünyanın en güçlü ülkesi ABD’nin lideri Trump’ın yansıttığı gibi kolay olmadığını bir kez daha gösterdi.
Seçimlerden önce savaşı birkaç hafta içinde bitireceğini vadeden Trump şimdi “Kısa sürede barış mümkün değil” demeye başladı. Önceki gün Putin ile yaptığı 15 dakikalık telefon görüşmesinden sonra bu mesajı paylaşan Trump için demek ki konuşulacak çok fazla şey kalmamış.
Tarafların ne istediği ise doğrudan görüşmeler sayesinde artık net gibi. Batı nasıl olacağı belli olmayan, ‘Ukrayna’nın kaybetmediği, Rusya’nın kazanmadığı’ bir strateji üzerinde çalışıyor. Ukrayna hiçbir şey olmamış gibi üç yıl, hatta Kırım’ın işgal edildiği 2014 öncesine dönmek istiyor. Rusya ise bugünkü mevzilerini koruyarak yeni bir sayfa açmaktan yana. Eğer açabilirse tabii…
Zira görüşmeden bir gün önce Ukrayna’nın Rusya içlerine düzenlediği ‘Örümcek Ağı operasyonu’ büyük ses getirdi. Dört havaalanına silahlı hava araçlarıyla düzenlenen operasyonda, Ukrayna istihbaratının verdiği bilgiye göre, 40 kadar savaş uçağı ve füzesavar uçağı etkisiz hale getirildi. Yazılanlara bakılırsa Rus hava gücünün üçte biri devre dışı bırakılmış.
Yaklaşık bir yıldır üzerinde çalışıldığı ifade edilen ‘Örümcek Ağı operasyonu’nun tek başına Ukrayna İstihbarat Teşkilatı (SBU) tarafından yapılmadığı açık. Batı’nın ortak operasyonu olarak tanımlamak daha doğru olur. Rusya içinde Batı ile işbirliğine dünden hazır, azımsanmayacak bir kesimin varlığı nedeniyle benzer operasyonların bundan sonra da olma olasılığı hiç de az değil.
Öyle anlaşılıyor ki; ne zaman ve nasıl geleceği belli olmayan ‘barış’a varana kadar Kiev-Moskova hattı daha çok barut kokacak. Rusya’nın mevzilerini korumak, zayiatları azaltmak için sert tepki vermesi bekleniyor.
Bu tablo en çok da Trump’ın tek başına Putin ile iş tutmasına karşı çıkan Almanya, Fransa ve İngiltere’yi memnun etti. İkinci İstanbul görüşmesinde masada olmayı başaran bu üç ülke, Ukrayna’ya her türlü askeri desteği vermeye adeta yemin etmiş durumda.