Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç, bölünmeyle İstanbul Üniversitesi’nin daha özerk olacağını öne sürdü.
Hürriyet’ten Hande Fırat’a konuşan Saraç, bölünmede her üniversitenin farklı özelliklerinin dikkate alındığını söyledi.
‘FETÖ’den kalan’ bazı binaların üniversitelere kazandırılacağını, bazı okulların da sağlık, mühendislik ve tarım odaklı olacağından bahseden Saraç, İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) bölünmesinin 10 yıldır tartışıldığını, üç rektörün gündemin olduğunu kaydetti.
YÖK başkanı, bölünmeyle uluslararası akreditasyonların iptal edilmeyeceğini, akreditasyonların üniversitelere değil program veya birimlere verildiğini dile getirerek öğrencilerin hangi üniversite girdilerse, yeni kurulacak üniversiteden mezun olsalar bile eski üniversitelerinin adının diplomada yazılacağını ifade etti.
‘Değişimden korkmayın’
Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü: “‘Laboratuvarlar ne olacak?’ deniliyor. Hiçbir şey olmayacak, daha önce hangi fakültede ise orada kalmaya devam edecek. Peki bu yasa çıkınca fakülteler taşınacak mı? Mesela Orman Fakültesi’nin taşınacağı söyleniyor. Hayır, Orman Fakültesi olduğu yerde eğitim ve öğretimine devam edecek. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin Silivri’ye taşınması ise sadece boş bir iddia. Belki bazı birimlerin ileride, zaman içinde diğer üniversitelerde olduğu gibi, hatta İstanbul Üniversitesi’nde de olduğu gibi daha iyi yerlerde hizmet sunmayı tercih etmesi durumu başka. Şunu hatırlamak lazım, İstanbul Üniversitesi Beyazıt’tan Sarıyer’e, Avcılar’dan Cerrahpaşa’ya, Kadıköy’den Çapa’ya, Horhor’a kadar uzanan bir mekana, daha doğrusu ‘bir coğrafyaya yayılmış’ durumda. Bu yönetimde bir zafiyet meydana getiriyor. Diğer taraftan sayısal büyüklük bazen olumlu sonuçlar doğurur ama buradaki büyüme üniversitenin; rektörlüğün son yıllardaki önemli gayretlerine ve başarılarına rağmen sıçrama yapmasına mani oluyor. İyileşme olsun, değişim olsun ama bize bu değişim değmesin… Peki bu nasıl mümkün olacak? Değişimden korkmamalıyız.”
Yeni model
Saraç, üniversitelere yeni model geldiğini belirterek şöyle devam etti: “İstanbul Üniversitesi aslında ikiye ayrılıyor olsa da bu yeni durumun yeniden organize olma olarak nitelendirilebileceği alt normlarda düzenlemeler yapmayı planlıyoruz. Yani ayrı iki tüzel/hükmi kişiliğe sahip bu iki yapının akademik faaliyetlerde birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlayan ve pek çok mesele ve kararın kendi süreçlerinde başlayıp biteceği yeni bir sistem düşünüyoruz.”
‘Daha özerk olacak’
“Yeni durum İstanbul Üniversitesi için daha özerk bir sistemi de beraberinde getirecek” diyen YÖK başkanı, şunları kaydetti: “Her iki üniversitenin kendi arasında akademik konulardaki ‘bir oluşu’ bu iki üniversitenin araştırma özelliğini daha öne çıkacak. Dolayısıyla bu değişim aslında her iki üniversite için akademik konularda ve alanlarda, disiplinler arası çalışmalarda birlikte yönetişim sergileyebilecekleri daha özerk bir sistemi de peşi sıra getirecek. Karar alma süreçlerinde diğer üniversitelere nispeten daha fazla karar alma yetkisinin bulunacağı bir model, bu imkân şimdilik İstanbul üniversitelerine mahsus olacak ve neticeleri izlenecek.”
İstanbul Üniversitesi’nden bazı fakülteler, yeni kurulacak İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi’ne devredilecek. Bölünmeye karşı en büyük itiraz da İÜ öğrencilerinden gelmişti.