Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, üniversite sınavlarında ilk 1000’e girenlerden yurt dışındaki üniversitelere kayıt yaptıranlara, pandemi koşulları nedeniyle “Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş olanağı” tanınmasına ilişkin uygulamaya dayanılarak bazı yerlerde usulsüz yatay geçiş yapıldığını doğruladı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), YÖK ve ÖSYM Başkanlığı’nın bütçeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Komisyondaki görüşmeler sırasında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve YÖK Başkanı Saraç, milletvekillerinin eleştiri ve sorularını da yanıtladı.
BBC Türkçe’nin haberine göre, bir milletvekilinin, ‘üniversite sınavında 700-800 bininci sırada üniversite kazanıp, yurt dışında tıp fakültesine kayıt yaptıranların daha sonra Türkiye’deki özel üniversitelere yatay geçiş yaptığı’ iddiasını doğrulayan Saraç, “Gelenlerle ilgili, mevzuata aykırı olanların kaydının silinmesi ile ilgili üniversitelere yazdık ama şöyle bir şey oluyor: Kayıt olduktan sonra idare mahkemeleri ‘O bir müktesep haktır’ diyor. Maalesef böyle de bir durum var” dedi.
Köy okullarının açılması için mevzuat çalışması
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, milletvekillerinin köy okullarının salgından sonra da açık kalıp kalmayacağı yönündeki sorusunu da yanıtladı. Köy okullarının salgın döneminde önemli işlev üstlendiğine işaret eden Selçuk, bu okulların kalıcı olarak açılması için mevzuat çalışması yapıldığını şu cümlelerle ifade etti: “Yeni eğitim öğretim yılında köy okullarının tamamının açılması, ilave olarak öğrenci sayısı yetersiz olduğu için açılamayan okulların tamamının açılması için salgın dönemine has olarak değil, salgından sonra da açık kalabilmesinin mevzuat altyapısı tamamlandı ve bununla ilgili de binlerce talep var ve hepsini sayın valilerimizin onayıyla hayata geçiriyoruz.”
‘EBA siber saldırı yüzünden çöktü’
Komisyonda muhalefet milletvekilleri, salgın döneminde uzaktan eğitim için kullanılan MEB Eğitim Bilişim Ağı’nın (EBA) altyapı yetersizliği nedeniyle çöktüğü eleştirisini yöneltti.
Selçuk ise, EBA sisteminin uluslararası standartta bir içeriğe sahip olduğunu ve hangi öğrencinin hangi gün ve saatte sisteme girdiği, ne kadar kaldığı, öğretmen katılımının durumu dahil hemen her konuda anlık bilgi sahibi olduklarını belirtti.
EBA’nın bir kez sadece dört saatliğine ‘login’ süresinin iki saniyeden 30 saniyeye çıktığı için ‘çöktüğü’nü söyleyen Selçuk, bunun birinci nedeninin Hollanda ve Amerika merkezli siber saldırı, ikincisinin de dönem başında bütün öğrencilerin aniden sisteme girmesinden kaynaklı.
‘Deprem sonucu hasarlı okul yok’
Selçuk, depremin vurduğu İzmir ve özellikle binaların yıkıldığı Bayraklı ilçesindeki okulların durumuna ilişkin de bilgi verdi.
İzmir’de riskli 50 okulun yıkımının depremden önce, ağustos, eylül ve ekim aylarında tamamlandığını belirten Selçuk, ildeki toplam 2 bin 600 okulun sıvalarında çatlak görüldüğü için öğrencilerin girişine izin verilmediğini söyledi. Selçuk, ‘hafif sorunlu’ olan bu 139 okuldan birinin bile Bayraklı’da olmadığını vurguladı.
Bazı muhalif milletvekillerinin, Türkiye genelinde 18 bin okulun depreme dayanıklı olmaması hakkında eleştiriler yönelttiğini belirten Selçuk, bunun ‘abartılı bir rakam’ olduğunu söyledi.
Okullarla ilgili incelemelerin devam ettiğini belirten Selçuk, ‘Bu 18 bin okul meselesinin, 2000 yılından önce yapılan binalar için geçerli olduğunun’ da altını çizdi.
Seçmeli Kürtçe dersi ve ayrımcı ifadelerin kaldırılması
Selçuk, Kürtçe seçmeli ders tercihinde bulunan öğrenci sayısına ilişkin de bilgi verdi. Selçuk, “Beşinci sınıfta 8 bin 353, altıncı sınıfta 5 bin 996, yedinci sınıfta 4 bin küsür, sekizde iki bin169, toplamda 20 bin 634 öğrenci bu dersi seçmiş. Zazaca’da da benzer rakamlar var, orada da bir seçmeli ders söz konusu” dedi.
Okul kitaplarındaki ayrımcılıkla ilgili içeriklerin çıkarılması için geniş katılımlı çalıştaylar yapıldığını ve ifadelerin ayıklandığını belirten Selçuk, uluslararası düzeyde de bu konuda ortak çalışma yürütüldüğünü bildirdi.
KHK ile iade edilenler neden dönemiyor?
Yekta Saraç’a yöneltilen bir başka soru ise KHK ile görevlerine iade edilen öğretim üyelerinin neden üniversitelere dönemediği oldu. Olağanüstü Hal Komisyonu (OHAL) Kurulması hakkındaki yasa hükümlerine göre haklarında iade kararı verilenlelerin ‘kendi üniversiteleri ve Ankara, İstanbul, İzmir dışındaki’ yerlerde görevlendirelebileceğinin öngörüldüğünü belirten Saraç, OHAL dönemindeki atamaların hiçbir yerinde YÖK’ün olmadığını söyledi. Saraç şunları söyledi:
“Çünkü bizim bu süreçte hiçbir yerde dahlimiz yok idi. Gerekçelerini de yazdık, ettik fakat Meclisimiz (TBMM) böyle uygun gördü, bunların dağıtımı hususunu da YÖK’e verdi. Biz ne yaptık? En azından şunu yapalım dedik: Madem devlet bunlara mühür vurmuş, ‘suçsuz’ demiş, biz bu hususları devletten daha iyi bilen bir kurumsal yapı değiliz. Dedik ki, ama bir taraftan da böyle bir kanun çıkarılmış ve bunun dağıtımı da bize verilmiş, bunlardan üçer tercih isteyelim, üç tercihlerinden çoğunlukla, yüzde 80 birinci sırada, bu tabii Ankara, İstanbul, İzmir dışında birinci sırada, yani biz resen verme şeklinde değil, onların tercihlerini de dikkate alalım.”