Sedat Peker takır takır anlatıyor, Erkam Yıldırım diyor, Halil Falyalı diyor, Uğur Mumcu diyor, Kutlu Adalı diyor, Mehmet Ağar diyor, Korkut Eken diyor, Mübariz Mansimov diyor, Tolga Ağar diyor, Yeldana Kaharman diyor, Sadat diyor, Hakan Çalışkan diyor, Sezgin Baran Korkmaz diyor, Cihan Ekşi diyor, Tarık Ümit diyor, kaymakam Hasan diyor, başsavcı Ekrem diyor, Hasan Yeşildağ diyor, Orhan Adıbelli diyor, fare Murat diyor, Bingöllü Şeyhmus diyor, pokemon Mehmet Barlas diyor, Mustafa Karlıdağ diyor, Ahmed Nazari diyor, Türkiye’ye üşüşen karanlık oligarkları, memlekette fink atan küresel karaparacıları, ithal mafyayı, halının altına süpürülen suikastları, Güney Amerika’dan adeta şehir hatları vapuru gibi gelip giden uyuşturucu gemilerini, kokain baronlarını, narkotik marinalarını, çökülen otelleri, yasadışı bahis casinocularını, kirli para trafiğini, şantaj kasetlerini, akaryakıt kaçakçılığını, silah ticaretini, çantacı gazetecileri anlatıyor, kibrit kutusu diyor.
Karadeniz’in hırçın delikanlısı içişleri bakanımız dut yemiş bülbül gibi, çıtı çıkmıyor. Herkese atıyor tutuyor esiyor gürlüyor, mevzu Sedat Peker’e gelince yelkenler suya iniyor. E, merak ediyor tabii insan… Nooldi saa nooldi boyle?