“Başbakan Erdoğan’ın küçümseyici dili, sırtını dayadığı faiz lobisine birden bire saldırması; tencere, tava çalan vatandaşlarımızı aşağılaması ve Taksim’deki projelerden vazgeçmeyeceğini diklenerek duyurması Türkiye’yi ucu açık ve tahmini mümkün olmayan boğuşmalara götürme riski taşımaktadır. Herkes bilmelidir ki, Türk milletinin rahatını ve huzurunu bozacak her karışıklığın, her bunalımın ve her kaybın sorumlusu Başbakan Erdoğan ve hükümetinden başkası olmayacaktır. Unutulmamalıdır ki, sokakların sakin bir şekilde tahliyesi, tatmini ve teskini yerine Esadlaşmak, Hüsnü Mübarekleşmek ve Kaddafileşmek dirliğin imhasına, birlikte yaşamanın mahvına neden olacaktır.”
Bu konuşmayı yapan Soros, Maroviç, Osman Kavala ya da Mehmet Ali Alabora değil. İki çocuğu, eşi ve çocuklar için yarım kalmış projelerinin beklediği Yiğit Aksakoğlu da değil.
Aslında 657 sayfalık iddianamedeki binlerce tapede hiçbir sanık, Gezi Olayları ile ilgili hükümeti bu kadar sert ve acımasızca eleştirmemiş.
Neyse ki bu sert eleştirilerin sahibi bir sivil toplumcu değil, Marc isimli bir şahısla da irtibatı yok.
Bu konuşmaları yapan kişi, iddianamenin ek klasörlerinden çıkan her an şüpheli olabilecek 97 kişiden biri de değil.
Ee kim olduğunu da bir zahmet siz Google’a yazıp bulun.